Sonunda seninle tanıştım bu yüzden nedenini merak etmiyorum*

En başından başla
                                    

Salona kurulmuş yemek masasının üzeri doluydu, batı usulü yemeklerden Kore yemeklerine kadar çok fazla çeşit vardı. "Çok güzel görünüyorlar." dedi Jeongguk sandalyeye otururken, "Umarım beğenirsin, Eunji yemek konusunda senden pek bilgi almayı becerememiş." dedi annesi, Jeongguk kızın annesine dik bakışlar attığını gördü. "Nasılsın?" Babası sorduğunda bakışlarını oraya çevirdi, adamın duruşundaki sakinlik insana ürperti veriyordu. "İyiyim efendim, siz nasılsınız?" diye sordu, Eunji onun tabağına yemekleri koyarken itiraz etmedi. "İyiyim, Yonsei'de Edebiyat okuyormuşsun diye duydum." Jeongguk adamı onayladı, "Son senemdeyim, mezun olacağım." dedi, Eunji'ye daha fazla koymaması için durdurmak istiyordu ama yapmadı, kız onun tek kelime edemeyeceğini biliyor halde üzerine oynuyordu. "Umarım sen de Yonsei'nin suyundan etkilenip inzivaya gitmek için başka ülkeye gitmezsin." Park Sooyoung'ın alaylı konuşmasında Jeongguk'un içini acıtan bir ton vardı, kadın oğlunu özlüyor olmalıydı. Gerçek sebepleri bilmemek bir açıdan daha iyi olabilirdi lakin bilinmeyenler içinde de duyulan saf bir acı vardı. "Kore'de mutluyum, gitmeyi düşünmüyorum." diye mırıldandı, yemek çubuklarını alarak önündeki et yemeğinden bir parça aldı.

Onun gitmek istemediğini dile getirişi aile üzerinde bir rahatlama yaratmış gibi duruyordu, Jeongguk onları anlıyordu. Kim Taehyung'un onun için ülkeye döneceğini düşünüyor olmalıydılar. Jeongguk'un onun yanına gitmek istememesi de bu düşüncelerini destekliyor olmalıydı. "Yemeklerin hepsini annem yaptı. Ben yardım etmek istedim ama sen ben görmeden zehir koyarsın diyerek izin vermedi." Eunji'nin masumane görünen sözleri Jeongguk'un gözlerinin büyümesine sebep oldu. "Eunji bir keresinde Taehyung'un arkadaşları geldiğinde yemeklerine babasının böbrekleri için kullandığı ilacı atmış biz fark etmeden." Jeongguk, annesinin anlattığı anıya gülmeden edemedi. "Neydi o çocuğun adı, hani karın ağrısından hastaneye kaldırmıştık?" diye sordu babası annesine dönerek, Jeongguk kendini tutamayarak gülmeye başladı.

"Ah, Min Yoongi. Çocuğun evimize ilk ve son gelişi oldu."

Jeongguk bir an nefes alamadığını hissetti, gözleri yaşlarla doldu ama akmadı hiçbiri. Sessizleşti, elinde yemek çubuklarıyla masaya bakar halde kaldı. "Jimin abinin erkek arkadaşıydı. Abim sürekli bana kızmıştı ama on yaşındaydım, tuz zannettim." Eunji gülerek konuştuğunda Jeongguk boğazına oturan yumrudan kurtulamadı. Min Yoongi, ailesiyle tanışacak kadar yakın olmuştu onunla. Jeongguk'un hissettiği ilk an bir kıskançlık olsa da bu kadar yakınında olan birini sessiz bir şekilde sevmeye devam etmenin nasıl olacağını bilememenin hüznü vardı. Sevdiği adamın çekmiş olduğu acılar, onun kalbini de yakıyordu. "Yemeklerini senin hazırlamaman iyi olmuş. Bayan Park, hepsi harika görünüyor." dedi gülümseyerek, Eunji masanın altından onun ayağına tekme attığında ona baktı. "Beğenmene sevindim Jeongguk, biraz kendi zevkimize göre hazırladık." dedi Bayan Park, yemekleri gerçekten beğenmişti. Boğazına oturan yumrudan kurtulmak için su içti, yemeklere geri döndüler.

O ismi duyduğunda yaşadığı birkaç dakikalık karmaşayı üzerinden çabuk attı, "Taehyung ile nasıl tanıştınız?" diye sordu babası, Jeongguk ne söyleyeceği hakkında kısa bir an düşündü. "Ben Namjoon hyungu tanıyorum, tesadüfen onda olan birkaç yazısını okuma şansım oldu ve kendisiyle tanışmak için Japonya'ya gittim. Beni çok sıcak karşıladı, onunla konuşmak keyifliydi ve bilmiyorum, kendimi sürekli Japonya yolunda buldum." Jeongguk kitaptan haberi olmayan aileye nasıl anlayabilirdi durumu başka, bilmiyordu. Yine de gerçeklerden çok uzaklaşmak istemiyordu, onun yazılarına kapılıp gitmiş olduğunu saklamak istemiyordu. "Bizim oğlan seni yazılarıyla etkiledi yani?" Babasının cümlesi soru olmasa da başını sallayarak onayladı, "Taehyungie hyung, sanki içimdeki eksik noktaları biliyor ve ona göre konuşuyor gibiydi. Ne zaman kendisiyle iletişimde olsam beni iyi hissettirmenin bir yolunu buluyordu." Kim Minhyuk ona anlayış dolu bakıyordu, "Tahmin edebiliyorum, lisede yazdıklarını okurken onun yaşında olan biri nasıl bu kadar ayrıntılı düşüncelere sahip olabilir diye soruyordum kendime. Taehyung her yaşında beni etkileyen bir çocuk olmuştu, geleceği parlaktı ve bilmiyorum, yazmak onun için biçilmiş kaftandı." dedi, Jeongguk ne diyeceğini bilemedi bir an, sessiz bir şekilde bardağındaki suyu içti. Bir şeyler söylemekten kaçmanın yoluydu bu.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin