Bölüm 5

19.6K 1K 88
                                    

Zır... 

Ben geldim bea. Sürpriz nasıldı ama? Kabul edelim uzun bir aradan sonra Anka'yı yeniden görmek hepimize iyi geldi. Ben bile hemen yazabildim. Ve inanılmaz bir duyguymuş. Ben bile özlemişim bizim deli Yüzbaşıyı. Neyse uzatmadan bölüme geçelim...

Bu bölüm  @SemraErenCatalkl adına yazılmıştır. Hadi bakalım tatlişim...

        Anka İstanbul görevinden sonra yeni katılan arkadaşları ile Hakkari'ye geri döndü. Elbette aralarından hepsi gelmemişti. Özkan, Özcan, Sabri ve Ali komiser kendi görevlerine geri dönmek zorunda kalmışlardı. Birkaç dilekçe yazılmış ama kabul edilmemişti. Kartal ise yeni görev yeri olan İzmir'e gitmişti. Yekta Albay emekli olmuş artık tim ile evde düzenlenen yemeklerde bir araya geliyordu. Karargahta otururken Kartal timinin mühimmat desteğine ihtiyacı olduğu bilgisi gelmişti. Ekip hemen hazırlanmış helikopterle olay yerine intikal etmişlerdi. Koşar adımlarla ilerliyorlardı. Yolda gelen istihbarat ise durumun vahim olduğunun açık göstergesiydi. Kuzgunun da operasyonda olduğunu öğrenince tebessüm etmişti. Bunu fark eden Alp ise alıcılarını açmış kendi odasına çağırmıştı. Kapıyı kapattığı gibi ayağı kalkmış kollarıyla onu hapis etmişti.

"Hayırdır Yüzbaşı Kartal timini duyunca gülümsedin."

"Yeni Komutan timin başında olan Kuzgun Yüzbaşı okuldan, akademiden arkadaşım."

"Nasıl bir arkadaşmış bu?" Anka yüzünü buruşturup kollarından kurtuldu.

"Yavaş gel Binbaşım. Arkadaş işte." Burnunu kıvırıp odadan kaçarcasına çıkmıştı. Anka onun bu hallerine gıcık olduğu kadar da seviyordu. Elbette hala bunu ona belli etmiyordu. Üzerini değiştirdikten sonra timine dönüp

"Makyajınız bittiyse çıkıyoruz." Helikopterde giderken

"Bakın Kuzgun Yüzbaşı iyi biridir. Ama operasyonlar öncesinde ketumdur. Adam yıllardır değişmedi. Onu biraz yola getirelim ne dersiniz?"

İsmail "Komutanım ben o işi başkalarına bırakıyorum."

"Kes lan. Her zaman ki haline geri dön. Vallahi kitap okumak seni bozmuş."

"Komutanım ne zaman konuşsam ağzıma ediyorlar. Tehdit, tehdit bir gün gerçekleşecek diye korkuyorum." Anka çenesini gülmemek için oynatıp

"Sana laf edenin aklını alırım. Şaka bir yana Kuzgun Yüzbaşıya biraz ders verelim ama elbette bunu ona çaktırmadan yapalım. Ayrıca yaralı bir askerimiz varmış. Keskinlerden bir bayan arkadaşmış. Yağız, İsmail ve Reyhan bu iş sizde. Barın sen oyuncağını yanına aldın mı?

"Bırakır mıyım komutanım."

"Aferin koçum. Eymen Allah'ını seversen kaç bıçak sıkıştırdın orana burana"

"Vallahi çok değil komutanım sadece yirmi üç tane" Aynı an da herkesten "Çüş" sesleri yükseldi.

Anka "Bir gün taşıdığın bıçaklar bir yerine girecek." Eymen pis pis sırıtıp

"Komutanım orda da var."

"Siktir lan" Diye bağırdı Anka.

"Komutanım gösteremeyeceğim. Ama inanın var."

İsmail "Allah belanı versin Eymen bıktım senden."

Eymen "Niye lan"

"Götüne soktuğun bıçağı bize mi ellettiriyorsun."

Eymen "Sus lan gerzek."

Anka "Tamam sululuğu bırakın. Dört grup halinde yaklaşan unsurlar varmış. Karşılık olarak birilerinin orda olduğunu biliyorlar ama bizim geldiğimizden haberleri yok. Kısacası kızlar, gelen puştlar büyük sürprizle karşılaşacaklar.

ADALETSE, BİZ BURADAYIZ. (Tamamlandı)Where stories live. Discover now