Bir dakika Lucas bana bu Kralın ismini söylemişti.

Neydi? Neydi?

Kral Boris.

Teşekkür ederim Amos.

"Gücüm hiç bir zaman tam ortaya çıkmadı. Sadece düşündüm ve yaptım." dedim Kral Boris'e karşılık.

Masada Karina'nın olduğunu yeni fark ediyordum. Ve bakışları gerçekten çok rahatsız ediciydi.

"Seni, bir müddet hiç kimseye söylemeyelim. Cadılar zaten öldü. Kraliçelerine bir şey söyleyemezler. Şimdilik sır olarak kal." dedi Krallardan birisi.

Kral Sheldon, Toprak Krallığının Kralı.

Hepsinin adını nasıl aklımda tutabilirim.

Lanet olsun!

Bir dakika, bir dakika.

Hey! Gözlerim doğru mu görüyor.

Gözlerim doğru mu görüyorsunuz?

Evet evet doğru görüyorlar.

Şu an karşımdaki manzara. Ah gerçek aşk.

Bronte ve Adrian deli gibi, pardon aşık gibi birbirlerine bakıyorlardı.

Evet evet öyle bir bakıyorlardı ki.

Ah bu gerçek miydi? Çok yakışıyorlardı. Ama biraz daha bakışmaya devam ederlerse gerçekten herkes fark edecekti.

Tabii şimdiden Tina ve Sierra fark etmişti ama.

Bu anı hiç bölmek istemiyordum ama fark edilmemesi için bir şey yapılması gerekiyordu.

Bronte tam karşımda oturuyordu. Ayağımla ayağına yavaşça vurdum. Vurmamla dikkati bana çevrildi.

Amos Bronte'ye iletir misin 'Adrian ile bakışmaya devam ederseniz. Yakalanacaksınız.'

Lenora ben Dünyadaki insanların kullandığı telefonlara hiç benzemiyorum.

Hadi ama.

Amos söylemiş olmalı ki. Bronte bana bakıp kızarmaya başladı.

Evet evet resmen kızarıyordu. Nefes almayı mı unutmuştu bu kız.

"Bronte, iyi misin?" dedi Kraliçelerden birisi. Tamam bu da kesinlikle Bronte'nin annesiydi.

Kraliçe Violet. Hava Krallığı Kraliçesi.

Ah yeni isimler. Bu işi hiç sevmedim.

Alışsan iyi olur ne de olsa artık bir Kraliyet üyesisin.

Hey!

Ne.

Ben Kraliyet üyesi.

Hah! Güldürme beni.

Hatırlatırım Lenora sen Kayıp Varis'sin.

Amos unutma gibi bir durumum söz konusu değil ki.

"Bronte, nefes al kızım." dedi Kraliçe Violet.

Ne kadar şanslılardı. Hepsinin bir ailesi vardı. Sonsuza dek arkalarını koruyacak kişiler vardı.

Kayıp VarisWo Geschichten leben. Entdecke jetzt