15

880 89 74
                                    

Önündeki soruya bakarken iç çekip yan gözle Langa'ya baktı Reki. Test çözüyorlardı birlikte, daha doğrusu Langa onun sorularını çözüyordu çünkü bir sürü soru sormuştu başladıklarından beri. O böyle sordukça Langa hepsini ilgiyle anlatmış, her anlatımının sonunda da öpmüştü çocuğu. 

Her ne kadar güzel anlatsa ve sonrasında çok tatlı bir öpücük verse de Reki tekrar sormak istemiyordu. Anlattıklarının tamamını anlayamıyordu, birbirine benzer sorular sorduğu için de salak gibi görüneceğinden endişe ediyordu. Langa'nın böyle düşünmediğini bilse de kendini ikna etmek zordu.

Langa onun daldığını görünce "Yapamadın mı? Yardımcı olmamı ister misin?" diye sormuştu kibarca. Göz göze geldiklerinde Reki nefesini tutup ayağa kalktı bir anda. "Tuvalete gitmem lazım."

Çocuğun bir şey demesini beklemeden arkasını dönüp odadan çıktı ve tuvalete kapattı kendini. Gözleri dolmaya başlamıştı, yaşların akmasını engellemek için elinin tersiyle tekrar tekrar silse de geri doluyorlardı.

"Neden.." diye mırıldandı duvarın dibine çökerken. "Neden böyleyim.."

Orada öylece durarak geçen birkaç dakikanın ardından kalkıp aynanın karşısına geçti. Ağlamamak için kendini tutsa da gözleri kızarmıştı, şimdi giderse belli olacaktı. Ama gitmezse de merak edecekti çocuk. Yüzünü yıkayıp gitse belli olmazdı belki.

Odaya girdiğinde telefonuna bakan çocuğu görüp "Geldim." diye mırıldandığında Langa elindekini bırakıp hemen ona döndü. "Biraz daha gelmesen ben gelecektim."

"Afedersin."

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır."

"Pekii. Hadi devam edelim o zaman."

Reki sandalyesine oturmadan önce başı öne eğik birkaç saniye bekleyip "Bıraksak mı?" diye mırıldandığında Langa bir şeyin yanlış olduğunu anlamıştı.

"Bir şey olmuş."

"Olmadı."

"Ama-"

"Olmadı dedim ya!" diye çıkışmasının ardından çok hızlı şekilde pişman olmuş ve dudağını dişlemişti yine. Bunu yaptığında ağzına kan tadı gelse de umursamadı ve çocuğa baktı. "Üzgünüm, bağırmak istememiştim."

Langa ayağa kalkıp sevgilisinin yüzünü avuçları arasına aldı gözleri dudağındaki kana takılırken. "Hadi söyle bana ne olduğunu."

Reki başını geri çekerek çocuğun ellerinden kurtulmuş ve alnını omzuna dayamıştı. "Çalışmak istemiyorum."

"Neden?"

"İstemiyorum işte. Salak gibi hissediyorum. Gerçi..zaten öyleyim."

Dediği şey üzerine çocuğun kolları tarafından sarıldığında hissettiği tanıdık sıcaklık biraz daha iyi hissetmesine neden olmuştu saniyeler içinde. "Lütfen böyle söyleme. Bazı şeyleri yapamıyor olman salak olduğun anlamına gelmiyor. Hem, bu zaten zor bir ders. Yapamayan bir sürü insan var."

"Ama sürekli sana soruyorum. Sen o kadar anlatmana rağmen sonra yine anlamadığım bir yer çıkıyor."

"Ben sana anlatmaktan rahatsızlık duymuyorum ki. Ayrıca hemen her şeyi anlayamaman da çok normal. Anlattıklarımdan ufacık bir şey bile anlıyorsan bu da çok güzel. Üstünde çalışa çalışa hepsini anlamanı sağlayacağız."

Reki burnunu çekerken iki yanında duran kollarını çocuğun beline sardı. "Ama böyle devam edersem sürekli sormamdan bıkacaksın."

"Hayır saçmalama! Ben senin hiçbir şeyinden bıkmam. Sana yardım edebileceğim her şeyi de yaparım."

Böyle güzel şeyler söylese de Reki'nin içindeki bir  ses kabullenemiyordu. Korkuyordu Langa'yı bıktıracağından.

"Biraz dışarı çıkalım mı istersen?"

"Ne yapacağız?"

"İstersen kayarız. Hava almış oluruz diye dedim."

"Olur.."

.

Bir süre kaymalarının ardından Reki yorulduğundan dolayı oturmuşlardı. Vücudu -ve çoğunlukla mental olarak- hâlâ bitkin olduğu için çabuk yoruluyordu. Bu normal bir şey olsa da onun sinirini bozmuştu ama Langa'ya belli etmedi bunu. Her şeye mızmızlık yapmak istemiyordu. 

"Reki."

"Hm?"

"Aklıma geldi de, babam seni çok severdi kesin." Özlem dolu sesine karşın gözlerini ona çevirdi Reki.

"Öyle mi düşünüyorsun?"

"Hm hm."

"Neyimi severdi peki?"

"Bence en çok böyle arkadaş canlısı olmanı severdi.Sonra; kibarlığını, paylaşımcı ve yardımcı olmanı. Bana kesin seni kaybetmememi söylerdi."

Yüzündeki gülümsemeye engel olamazken başını çocuğun omzuna koydu Reki. "Baban çok iyi bir insandı, değil mi?"

"Öyleydi. Tanıdığım en iyi insanlardan biriydi." Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra burnunu çekip "Onu özlüyorum." diye mırıldandığında Reki endişeyle başını kaldırmış ve tek elini Langa'nın yanağına koyarak başını kendisine çevirmişti. Göz göze kalmaları birkaç saniye sürse de onun gözlerinin dolu olduğunu görmek kalbini acıtmıştı bile.

Kısa bakışmalarının ardından Langa öne doğru eğilip kendini Reki'ye dayamış ve gülümsemişti acıyla. "İlk zamanlardaki gibi acıtmıyor ama bazen böyle oluyor işte."

Reki sevgilisinin sırtını okşarken saçını öptü bir yandan. "Üzülmeyeceksin diye bir şey yok, bu çok doğal."

"Biliyorum ama ben üzülürsem annem fark edip daha çok üzülür diye korkuyorum."

"Ama içine atarsan sonra bir anda patlayabilirsin ve o zaman daha çok üzülürsünüz. Üzüntünü zamanında yaşamak her zaman daha iyidir. Hem..ben senin çok üzülmene izin vermem ki." 

Langa tekrardan gülümserken gözlerini silip başını kaldırdı. "Senin sayende bu kadar iyiyim zaten."

Birkaç saniye daha bakışmalarının ardından Reki çocuğun dudaklarına kısa bir öpücük bıraktıktan sonra hafifçe gülümsedi. "Kaymaya devam etmek ister misin yoksa biraz daha oturmalı mıyız?"

"Kayabiliriz."

"O zaman.." Ayağa kalkıp elini uzattı çocuğa. "Benimle dans eder misiniz?"

Langa kıkırdarken başını salladı. "Sizin gibi bir beyefendiyi reddedemem."



failure || RengaWhere stories live. Discover now