Veda etmektense ölmeyi tercih ederim biliyorsun*

Mulai dari awal
                                    

"Ben yemek istemiyorum. Sen yiyebilirsin, hyung. Sana getirmiştir zaten."

Kim Taehyung kollarını onun beline dolayarak kendisine çekti, "Kıskanmışsın." dedi ona sarılmaya devam ederken. Jeongguk içindeki kendi kırgınlığını geride bıraktı, kollarını ona doladı ve sarıldı. Başını Kim Taehyung'un göğsüne yasladı, ona sarılıyor olmak çok hoştu. Tatlı bir kokusu vardı sevdiği adamın. Özlemek istemiyordu bu kokuyu. Hep onunla kalmak istiyordu, o kokuyu içine çekmek istiyordu. Kim Taehyung'un dudaklarını saçlarında hissettiğinde gülümsedi. "Sana sarılıyor olmak çok güzel." dedi Jeongguk, ayrılmak istemiyordu, orada kalmak istiyordu sonsuza kadar. "Açım ama sana gelmiş olan bir şeyi yemem." dedi, Kim Taehyung onun burnunu öptü. "Ben sana bir şeyler hazırlayayım, mantıyı ben yerim. Eli lezzetlidir." Jeongguk geri çekilerek onun karnına hafif bir yumruk attı, "Yiyemezsin." dedi kendine güvenerek, onun bakışlarından, sarılmasından, dudaklarını burnunu değdirmesinden bile güç alıyordu Jeongguk. Ona yeniden sıkı bir şekilde sarıldı, Kim Taehyung, gülerek saçını öptü yeniden. Ondan ayrıldı, bir şeyler hazırlamak için mutfağa gitti, Jeongguk koltuğa oturdu.

Birkaç dakika önce yaşadıkları aklından çıkmıyordu asla, Kim Taehyung ona sarılmış, burnunu ve saçlarını öpmüştü, tatlı tatlı konuşmuştu onunla. Kendisi için mutfakta yemek yapıyordu. Dayanamadı Jeongguk, onun bu halini izlemek istiyordu. Mutfağa gitti, Kim Taehyung tavukları tahtanın üzerinde kesiyordu. Bedenini tezgaha yaslayarak onu izlerken kollarını göğsünde kavuşturdu. "Beni izlemeye mi, yardım etmeye mi geldin?" diye sordu Kim Taehyung, dudaklarını büzerek izlemeye geldiğini söyledi. Kim Taehyung tamamen yemeğe odaklanmıştı, Jeongguk'un bakışlarına aldırmıyor gibi duruyordu. Kestiği tavukları tavaya koydu, baharatlarını ve yağını koydu. Elleri çabuktu, hızlı davranıyordu. "Burada ilk yemek hazırladığım kişi sensin. Genel olarak konuştuğumda, ilkleriminin çoğu sana ait." dedi Kim Taehyung, gülümsüyordu ona bakarken, Jeongguk derin bir nefes aldı. İlk aşkın değilim, dedi içinden.

Onu kaçırdım sanırım.

Kim Taehyung'un yemek hazırlama durumu uzun sürmedi, tabaklara koymak yerine sandviç ekmeklerini çıkardı. Tost makinesinde onları ısıttı, içine tavuk yemeğini koydu ve üzerine sos döktü. "İçecek bir şeyim yok, idare eder misin?" diye sordu, Jeongguk sandviçlerinden birini aldı ve onun peşine takılarak salona ilerlediler. "Sorun değil, ben idare ederim." dedi koltuğa otururken, yan yana olmaları çok hoşuna gidiyordu. Sessiz bir şekilde sandviçlerini yiyorlardı, Kim Taehyung bir ayağını Jeongguk'un üzerine uzattı. Yerine yayıldı biraz daha. "Mantıyı çöpe mi atayım?" diye sordu Kim Taehyung, onu sinir etmekten hoşlanıyordu. O kızın hisler duymasına dayanamadığını biliyordu. "Ben atacağım çöpe o mantıyı." dedi Jeongguk dayanamayarak, Kim Taehyung kahkaha attı. "Çok tatlı oluyorsun, yanakların bile kızardı." Jeongguk tabağı kucağına bırakarak ellerini yanağına koydu, sıcacıktı. Gerçekten yanakları kızarmış olmalıydı. Sandviçini yemeye koyuldu, Kim Taehyung'un bir bacağı, bacaklarının üzerindeydi ve bu yakınlık kalbini hızlandırıyordu.

"Namjoon hyungun aileme söylediklerini biliyor musun?"

Kim Taehyung'un sorusu gerilmesine sebep oldu, onunla rahat hissediyor olsa da değildi, ona karşı gergin hissediyordu. Nasıl davranacağını bilemiyordu çoğu zaman, ani araklarına karşı nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. "Evet." diye mırıldandı, onun nasıl bir tepki vereceğini bilemiyordu. "Annem sürekli seni soruyor. Nasıl biri, kaç yaşında, nasıl taşındık? Sürekli aynı soruları alıyorum." Kim Taehyung gülerek anlatıyordu bunları. "Yaşım." diye mırıldandı Jeongguk, elindeki sandviçi tabağına koydu. "Jeongguk." dedi Kim Taehyung elindeki tabağı sehpanın üzerine bıraktı. Uzandı, Jeongguk'un ellerini tuttu. "Yaşın, kim olduğun, hislerin benim umurumda değil. Olsaydı, sana karşı tek bir adım atmazdım, inan bana." Jeongguk derin bir nefes alıp verdi, "Mektupta yakınlaşmayacağını söylemiştin." dedi Jeongguk, tabağını, onun tabağının üzerine bıraktı. Gözlerinin dolmasına engel olamıyordu. "Bilmiyorum, sana yakın olmanın bana iyi geldiğini fark ettim. Seninle konuşmak, seni düşünmek, seninle iyi hissetmek." Elleri hâlâ birbirine kenetli haldeydi, onun dokunuşları güzeldi. "Hyung." dedi Jeongguk, ellerini tutan ellere sığındı.

"Bu gece seninle uyuyabilir miyim?"

Jeongguk heyecandan bayılacak gibi hissediyordu, Kim Taehyung'un odasındaydı. İki kişilik geniş bir yatak, giysi dolabı ve bir yazı masası bulunuyordu. Bilgisayar yoktu, elektronik bir daktilo masanın kenarında duruyordu. Bir sürü kâğıt müsveddesi masanın üzerinde dağınık halde duruyordu. Kim Taehyung'un hayatına dalış yapmıştı. "Pijamalarını giy, ben de sana sıcak süt hazırlayayım." Kim Taehyung onu odada bıraktı, yatağın üzerine bir adet pijama takımı bırakmıştı. Jeongguk sevdiği adama ait pijama takımını üzerine geçirdi, yatağın ucuna oturdu, heyecandan ne yapacağını bilemiyordu. Eşyalarını katlamış, sandalyenin üzerine bırakmıştı. Kim Taehyung elinde bir bardak sıcak süt ile girdi odaya, yanına oturdu, bardağı Jeongguk'un ellerine verdi. "Minik bebek sütünü içsin, sonra uyuyalım." dedi Taehyung, ona minik bebek demesi sinirini bozsa da elindeki süt dolu bardağı dudaklarına götürdü.

Tek seferde bardaktaki sıcak sütü bitirmiş olması Kim Taaehyung'un gülmesine sebep oldu, bardağı alarak masanın üzerine koydu. Yatağın üzerindeki örtüyü geriye doğru çekti. "Gel bakalım." dedi, Jeongguk bir an başının döndüğünü hissetti, kalbi artık dayanamıyordu bu heyecana. Onunla yan yana yatacak olmak hayal gibiydi, kurmaktan bile korktuğu bir düştü. Yatağa oturdu, Kim Taehyung uzanmasını söyledi ona. Sesi sakindi, Jeongguk onun da heyecanlı olduğunu görebiliyordu. Yutkunmayı denedi, yatağa uzandı, arkasını ona döndü ve başını pencereye çevirdi. Yağmur camlara vuruyordu hızla, evin içine rüzgârın sesi giriyordu. O uyuduğunda arkasını dönecek, onu izleyecekti. Tüm planı bundan ibaretti ama beklemediği bir şey oldu. Kim Taehyung bir kolunu onun beline attı, kendini onun bedenine yakaştırdı. Göğsü Jeongguk'un sırtı ile birleşmiş, kalp atışları kendi bedeninde hissediyordu Jeongguk. Onun kolları arasındaydı, sıcak bir odadaydılar. Rüzgâr uğultu doluydu. Mutluydu, gözlerinden yaşlar süzülüyor olsa da mutluydu. Bedenini serbest bıraktı, onun yaklaşmasına izin verdi. Kim Taehyung'un dudaklarını bir kez daha saçlarında hissetti.

"İyi geceler gözlerinde galaksiler barındıran çocuk."

-

bu bölümü yazmak çok zordu ama bitti,
umarım sevmişsinizdir.

aşk ve diğer hazin şeyler' taekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang