Ateş ve Aşk

104 14 1
                                    

"Jamie!" Sirius arkadaşının sırtına atladığı sırada yüzündeki sırıtma, uzun saçları ve muziplikle gülen gözleriyle fazlasıyla dikkat çekiyordu. Her zaman öyleydi gerçi. Gençliğin alevi, zorluklardan arınmış bir çocukluk, aile baskısı dışında hiçbir sorun olmaması... Sirius Black hayatının ne kadar kötü olduğunu iddia ederse etsin, dünyadaki on insanın dokuzundan iyi bir yaşam sürüyordu.

Sırtına atladığı genç adamın da farkı yoktu ya. Hatta belki on insanın onundan bile daha iyi yaşam sürüyordu James. Şımarık bir ergenden ne farkı vardı? En ufak problemi yoktu hayatında. Bir tane hariç. Lily.

Lily Evans, James Potter'ın ergenlik aşkı. Ona sorarsanız, hayatının aşkı. Şanslı ki, Lily şımarık bir kızdan fazlası. Başka bir evrende, evlendiklerinde ilişkilerinin parçalanmayacak olmasının tek sebebi de bu olurdu. Gençlik alevi olmadan romantizmi ayakta tutmak zordur. Sonuçta her ateşi bir kıvılcım başlatmalıdır.

Gençliğin kıvılcımlarından daha güçlüsü mü vardır? 

James arkadaşının bacaklarını desteklemek için hafifçe eğilirken sırıtıyordu. "Pati, havandasın bakıyorum." arkadaşına takılırken alaycılık ağzından adeta akıyordu.

"Havamdayım Çatalak, neden olmayayım? Ben her zaman havamdayım!" Sirius ciddi bir bakış attığında ikisi de kahkahalarına boğuldu. Komik olan neydi? Belki de hiçbir şey. Ama altı senedir birlikte muziplik yaptığınızda, oluşturduğunuz bağ en korkunç durumda bile birbirinize gülebilmenizi sağlar.

Bağ demişken, çikolata ile özel mi özel bir bağa sahip olan kurt adam arkadaşları elindeki çikolatayla özel anlar yaşayarak içeri girerken, yataklardan birinde bir fare bir anda insana dönüştü. James ve Sirius kendilerini yere bırakırken, Sirius üstündeki yapılı adamın ağırlığı altında kıvranıyordu. James'i zar zor ittiren Sirius nefes almaya çalışırken Remus gözlerini deviriyor, çikolatasını kapatıyordu.

"Quidditch antrenmanın yok mu Çatalak?" Peter'ın hatırlatması ile James zıpladı. 

"Hay Merlin'in kalpli donları!" spor çantasını kapmak için banyoya adeta uçan arkadaşlarının arkasından birbirlerine bakarak gülen Çapulcular, kendi üstlerini değiştirmek için sandıklarını açtılar, James çantası elinde ve forması üstünde dışarı çıktığında tek tek banyoya girip giyindiler. James'in "Hadi, kaplumbağa mısınız?" şikayetlerine sırıtmakla yetindiler.

Ortak Salonu terk edip Hogwarts adlı labirent kalenin merdivenlerinde yolunu bulmaya çalışan Çapulcuların ellerindeki harita nedeniyle Çatalak istese de geç kalamazdı ya. En azından, öyle sanıyordu James Potter.

Köprüden geçip Quidditch sahasının önüne geldiklerinde olduğu yerde donakalan James, diğerlerine bakındı. "Süpürgemi unuttum baylar." kendi aptallığına sırıtırken diğerlerinin sataşmalarına karşılık verdi, "Hemen geliyorum!" diye bağırarak tabana kuvvet Gryffindor Kulesine koşmaya başladı.

Tüm Gryffindor hanesinin, daha doğrusu Hogwarts öğrencilerinin, daha doğrusu Hogwarts'da yaşayan herkesin bildiği şekilde James Potter'ın önüne bir Quaffle koyarsanız gözü başka hiçbir şey görmezdi. Gryffindor hanesinin bildiği üzere, James Potter'ın önüne kızıl saçlı, zümrüt gözlü, adı Lily olan bir kız koyarsanız James Potter'ın gözü başka hiçbir şey görmezdi.

Durum şuydu ki, ikisini aynı anda koyduğunuzda, James Potter bozuluyordu.

Gryffindor Ortak Salonuna giriş yaptığı anda tek başına kitap okuyan kıza bakmakla odasına gidip süpürgesini kapmak arasında hata vermiş şekilde bekleyen takım kaptanı, birkaç saniye öylece kıza bakındı.

Fire and Love ❧ Marauders Era, JilyOù les histoires vivent. Découvrez maintenant