D.K.E 19

3.6K 292 33
                                    

Multimedya: Osman

Osman

0535: Düşündüm de son ders işi pek mantıklı değil açıkçası.

0535: Şimdi ne söyleyeceksen söyle.

0535: Malum konferans var.

Osman: Son derse kadar demiştin.

0535: Şimdi de şimdi söyle diyorum. On dakika içerisinde söyledin söyledin Osman gerisine karışmam.

Gelen mesaj karşısında sabır çekip telefonu arka cebime koydum. Rabia'yı bulmam gerekliydi. Tek onun öğrenmesi tüm okulun öğrenmesinden daha iyiydi.

Ders zili birkaç dakika önce çalmıştı ve herkes sınıflarındaydı. İçeriye hoca girince çıkmak için bir bahane üretmem gerektiğini biliyordum. Ki çabuk da olmalıydım.

"Hocam kendimi kötü hissediyorum. Revire inebilir miyim? Teşekkürler!"

Daha cevap beklemeden aşağı kata Rabia'nın olduğu sınıfa giden koridora girdim. Eminim ki daha sonra bu davranışım için hocadan büyük çaplı bir azar yiyecektim. Ama şimdi önemli olan bu değildi.

Sınıfa girdiğimde boş olduğunu gördüm. Eğer dolu olsaydı büyük ihtimalle müdürün Rabia'yı çağırdığını söyler çıkarırdım sınıftan. Arka cebime koyduğum telefonu cebimden çıkarıp saate baktım. 6 dakika geçmişti.

Sınıfta değillerse beden dersi için bahçeye çıkmışlardır diye düşünüp tüm zekamı kullanarak önce ilk kata sonra bahçeye indim.

Bahçede Rabia'ya benzeyen sarışın onun boylarında hiçbir kız yoktu. Gözüm Şeyda'ya kayarken şuan bunun zamanı olmadığını biliyordum.

Bir dakika? Dost ne demişti? Gerçi ona dost diye hitap etmek çok saçmaydı ama attığı ilk mesajlarda dostunuzum dediği ve kim olduğunu söylemediği için ona diyecek başka bir şey bulamıyordum.

Demişti ki konferans var. Evet konferans vardı. Rabia sınıfında ve bahçede olmadığına göre konferans salonunda olmalıydı. Okul konferans salonu yeterince büyük olmadığından sınıfları üçer üçer alıyordu ve büyük ihtimal o da oradaydı.

Bu demek oluyordu ki ekrana bir şey yansıtıldığı vakit anında haberi olacaktı.

Okulun merdiveninde bir kenarda oturmuş Alp Eren ile Hazal'ı gördüğümde duraksadım. Birbirlerine ile konuşurken sürekli yüz ifadeleri değişiyordu.

Alp Eren ile Hazal?

Onlar ne işti bilmiyordum ama daha sonra bunu Hazal'a soracağımı aklıma yazdım.

Hızlı adımlarla en alt kattaki konferans salonuna doğru yürüdüm. Mesajı yazdığından beridir 8 dakika geçmişti. 8 dakika içerisinde Rabia'yı daha bulamamıştım bile.

Bu kadar erken söyleyemeyeceğimi biliyor olmalıydı. Bunu düşünerek biraz daha vakit verebilirdi bana.

Konferans salonundan içeri girdiğimde ne olduğunu anlamadığım ama bilinçlendirici olduğundan emin olduğum bir sunum sunuyorlardı.

Rastgele koltuklarda Rabia'nın sarı saçlarını arıyordum ki kenar tarafta bir koltukta yanında ki kısa saçlı kız ile konuştuğunu gördüm.

"Rabia hemen çıkmalıyız."

Rabia bana anlamaz gözlerle bakarkan elinden tutup kaldırdım onu oturduğu yerden. O koltuk sırasından çıkarken birden sunumun sesi kesildi.

Hocalar teknik bir hata olduğunu söylediler ve tekrar sunum pdfini açmaya çalıştılar. Ama çoktan başka bir video ekranda yerini almıştı.

Rabia buradaydı. Ayaktaydık. Üç sınıf vardı. Ve yarım saate kalmaz tüm okula yayılacağını bildiğim bir sır.

Osman taşş.

Doğru Kişiyi Eklediniz! |textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin