GÖMME DOLAP

13 2 0
                                    

Okulların açılmasına çok az kalmış, içini korkuyla karışık bir heyecan sarmıştı. O yıl ortaokula başlayacak olan Ercan'ın hayatında ayak uydurmakta zorlandığı birçok değişim gerçekleşmekteydi. Yeni okulu ve sınıf arkadaşlarının yanı sıra, babasının işi sebebiyle geçen hafta taşındıkları bu şehre ve tuttukları eve de alışması gerekiyordu.

Yeni evlerindeki ilk gecesinde duyduğu sese uyanan Ercan gözlerini açmaya korktu ilk başta. Yatakta hiç kıpırdamadan durdu bir süre. Ardından, kesin rüyaydı diyerek yeniden uykuya dalmaya çalıştı. O esnada aynı sesi bir kez daha duydu. Gömme dolabın olduğu taraftan bir kapı gıcırtısı geliyordu. Bakmadan beklemek daha da korkutucuydu artık. Tüm cesaretini toplayarak açıverdi gözlerini. Dolabın kapısının da gözleri gibi sonuna kadar açık olduğunu görünce çığlık atmamak için elleriyle ağzını sımsıkı kapadı. Cama çevirdi başını. Rüzgârdan olamazdı, pencereler kapalıydı. Ercan, neler olduğunu anlamaya çalışırken yavaşça yatağından kalktı ve ağır adımlarla dolaba doğru yürüdü. Tam kapatacakken kapısını, dolabın içinden bir çift gözün kendisini izlediğini fark edip çığlığı bastı. Hemen annesiyle babasının odasına koşup yataklarına atladı. Panikle uyanan ailesine az önce olan olayı ağlayarak anlattıktan sonra, bu gece yanınızda uyuyabilir miyim lütfen diye yalvardı. Dehşet içindeki oğullarının yeni evlerine alışma sürecinde olduğunu düşünen aile, o gece hep birlikte uyumaya karar verdi sarmaş dolaş.

Ertesi sabah erkenden uyandılar ailecek. Annesi kahvaltı hazırlamaya girişti, Ercan ise babasıyla birlikte dışarı çıktı taze ekmek, simit ve börek almaya. Babası konuşuyordu fakat Ercan hiçbir şey anlamıyordu. Aklından çıkmıyordu dolabın içinden ona bakan gözler. Oysa ne hayaller kurmuştu. Dün, evdeki ilk günlerinde, annesiyle beraber keyifle yerleştirmişti Ercan bütün eşyalarını yatak odasındaki gömme dolaba. İkisi de inanılmaz mutluydu dolabın neredeyse ayrı bir oda kadar geniş olmasından. Annesi, oğlunun tüm kıyafet, oyuncak ve kitaplarını alan kocaman dolaba teşekkür etmişti içinden. Ercan ise bayağı heyecanlıydı çünkü artık oyuncaklarıyla nerede oynayacağını çok iyi biliyordu. Onca eşya almasına rağmen içinde hala boş yer olan gömme dolap, onun yeni oyun odası olacaktı. Orada yaşayabileceği maceraları düşününce heyecanlandı. Etrafı dikkatle inceledi bir kez daha. Evet, burası mükemmeldi. Sadece ışık eksikti. Babasından dolaba lamba takmasını isteyebilirdi. O sırada babası kolundan çekti ve, "Hadi!" diye seslendi. Zihnindeki dünyasından irkilerek çıkan Ercan korkuyla babasının gözlerine baktı ve "Karanlık" dedi, "Odamdaki dolap çok karanlık, ışık alabilir miyiz lütfen?". Tamam anlamında başını salladı babası. El ele tutuşup markete girdiler.

Alışverişten dönünce uzun bir Pazar kahvaltısı yaptılar ailecek. Annesiyle babası uzun uğraşlar sonucu Ercan'ı ikna edebildi evin perili olmadığına. Babası kablo çekti gömme dolaba ve sabah marketten aldıkları lambayı monte etti. Işıkla birlikte aydınlanan dolabın içinde gerçekten de canavar falan yoktu. Hep beraber dolabın köşesini bucağını dikkatle incelediler. Sonunda rahatlayan Ercan, günün kalanını salonda ailesiyle televizyon izleyerek geçirdi.

Akşam olduğunda erkenden odasına gitti. Gömme dolaba yaklaştı hafif bir tedirginlikle. Biraz bekleyip aniden kapısını açtı ve ışığı yaktı. Sadece eşyaları vardı içerde. Geçen gece kesin rüya görmüş olmalıydı. Dolabın kapısını kapatıp yatağına yattı. O sırada annesi girdi içeri. Gülümseyerek yaklaştı oğluna. Yorganını düzeltti, alnına sevgi dolu bir öpücük kondurdu ve iyi geceler dileyerek odadan ayrıldı. Ertesi gün okullar açılıyordu ve Ercan'ın geç kalmadan uyuması gerekiyordu.

Okulun ilk günü tam da tahmin ettiği üzere kâbus gibiydi. Ercan, sınıfın en iri çocuğunun onu sertçe itmesiyle herkesin önünde yere düşmüştü. Ayağa kalkıp hesap sormaya çalışınca film başa sarmış, aynı sahne tekrarlanmıştı. Zaten okuldaki yeni çocuktu, şimdi bir de ezik olmuştu. Herkes gün boyu alay etmişti Ercan'la. Anlaşılan bir önceki okulundan pek farklı olmayacaktı burası da. Arkadaşsız kalacaktı yine. Keşke tek çocuk olmasaydım, bari bir kardeşim olsaydı diye düşünerek geçirdi tüm günü.

GÖMME DOLAPWhere stories live. Discover now