Bölüm 4-İşaret Dili

2 1 0
                                    

Bölüm 4

Senin ne kadar soğuk birisi olduğunu bilmesem onu seviyorsun sanacağım.

5 Şubat 2022 saat akşam yedi civarı. Adin bugün hiç dışarı çıkmadı. Ben de evimizin onların evini gören penceresinde çıkmasını bekliyorum. Gözlerinin rengini, sesinin tonunu, kokusunu, gülüşünü düşünüyorum. Soyadını bilmediğim için sosyal medya hesabını bulamadım ama bir şekilde öğrenmenin yolunu düşünüyorum. Belki annemle, Adin'in anneannesinin konuşmasını sağlayıp bir şekilde annemden öğrenmesini isteyebilirim. Çünkü aklıma başka bir fikir gelmiyor.

Ben tam bunları düşünürken Adin'in apartmanının kapısı açıldı. Yavaşça kapıyı kapatıp kapının önündeki merdivene oturdu. Sonra bizim apartmanın kapısına gözünü dikip birisini beklemeye başladı.

Beklerken sigara yakacaktı, tam elini cebine attı ki sonra anneannesinin onu görebileceği aklına geldi herhalde, elini tekrar diğer eliyle kavuşturdu.
Bir kaç dakika sonra bizim apartmanın kapısı açıldı, beşinci katta oturan ve daha önce bana açılmış olan Yeşim, Adin'in yanına gitti. Birbirlerine gülümsediler ve bir şeyler konuşmaya başladılar. Ama duyamıyordum, çünkü Adin birinci katta oturuyor, ben ise üçüncü katta oturuyorum.

Onları duymak için bir çözüm düşünmeye başladım, aşağıya inmekten başka çarem yoktu. Ama eğer aşağıya inersem çok dikkat çekeceğimi düşündüğüm için bu fikrimden de vazgeçtim. Mecburen Yeşim'in binaya girmesini bekleyecektim. Ama binaya girdiğinde de yukarı asansörle çıkacağı için konuşma fırsatım olmayacaktı.

Son çare elektrik kesintisine kaldı. Binanın şalterlerini bulup elektrik akışını kesmem lazımdı ki asansör çalışmasın. Sadece bizim binanın elektriklerinin kesilmesi çok dikkat çekecektir ama benim yaptığımı kimse düşünemez herhalde..

Adin ve Yeşim 2 saat boyunca işaret dili çalıştılar. Yeşim'in babası konuşamadığı için Yeşim de bir şekilde işaret dili biliyordu. Şimdi de aşağıda Adin'e işaret dili öğretmeye çalışıyordu.

Onlar bu işle meşgulken ben de binanın bodrum katına inip tüm binanın elektriğini kestim. Hemen gelip elektriği geri açmasınlar diye de tüm şalterleri yerlerinden çıkarıp yanıma aldım.

Ben tam kapıya anahtarı takarken giriş kapısının sesi geldi. Koşa koşa evdeki tüm mumları aldım ve Yeşim bizim kata gelirken mumları apartmanın içine yerleştiriyormuş gibi yaptım.

Yeşim, telefonunun flaşı açık bir şekilde merdivenleri çıkarken beni gördü ve hemen duraksayıp üzerini düzeltti. Sonra yanıma geldi, onu görmemiş gibi davrandım ve ilk onun konuşmasını bekledim. Biraz gergin gibiydi, elleri titriyordu. Sesini düzeltti ve onu fark etmemi sağladı. Mumların yanında eğildiğim yerden kalktım ve yüzüne baktım. "Elektrikler mi kesildi ya?" sesi titriyordu ama heyecandan mı yoksa karanlık korkusu mu vardı anlayamamıştım.
Yüzüme sahte gülümsememi yerleştirip konuşmaya başladım. "Evet, bizim binada bir sıkıntı var galiba. Diğer tüm binalarda ışık var"

Adin hakkında soru sormamak için çabalıyordum ve bu konuyu bir şekilde Yeşim'in açması için içten içe yalvarıyordum kıza. Binanın karanlığına rağmen Yeşim gözlerime odaklanmıştı. Sonra bi anda afallayıp etrafına bakındı. "Evet biliyorum. Adin ile çalışırken bi anda bizim binanın ışıkları gitti, merakımdan gelmiştim aslında ama saat de çok geç olmuş. Eve gitsem iyi olur diye düşündüm."

Çok zorlu bir savaşı zaferle tamamlamış gibi hissettim. Ben açmadan o açtı Adin konusunu."Dışarı bakarken sizi de görmüştüm. Sahi niye işaret dili çalışıyordunuz siz?" sorum karşısında kaşları çatıldı. Yanlış bir şey mi söyledim diye düşünürken düşüncelerimi böldü sesi.

"Adin uzun zamandır öğrenmek istiyormuş ama bir türlü fırsatı olmamış. Benim de bildiğimi duyunca öğretmem için rica etti benden. Sen nereden anladın işaret dili çalıştığımızı?"
Beş altı saniye duraksadım ve saf saf kızın yüzüne baktım.
"Dedim ya, elektrikler kesilince diğer binalara da bakmak için cama çıkmıştım. Orada gördüm sizi. Sesinizi duymasam da anlaşılıyor işaret dili çalıştığınız."

Acaba Adin'i gözetlediğimi anlar mı diye düşünürken Yeşim yine düşüncelerimi böldü.
"Öğretmeye çalışıyorum, çok da hevesli ama bu haldeyken öğrenmesi çok zor."
Bu haldeyken mi? Telaştan kızın kollarını kavramıştım. Bunu ben istemeyerek yapsam da, onun gayet hoşuna gitmiş gibiydi.
"Ne var ki Adin'in halinde? Hasta mı? Benim bilmediğim, bakınca görülmeyen neyi var?"

İçimdeki korku, kelimelerimi düşünmeden söylememe neden olmuştu ve büyük ihtimalle Yeşim bu tepkimden sonra Adin'e karşı hislerim olduğundan şüphelenecekti.

Yeşim uzun bir süre boş gözlerle yüzüme baktı. Apartmanın içi sadece mum ışığıyla aydınlığa kavuştuğu için gözlerindeki duyguyu seçemiyordum.

"Adin'i bu kadar önemsediğini bilmiyordum. Senin ne kadar soğuk birisi olduğunu bilmesem onu seviyorsun sanacağım. Ama madem bu kadar merak ettin, Adin'de B12 eksikliği var. Hemen her şeyi unutuyor. Normalde hap kullanıyormuş ama parası olmadığı için son günlerde haplarını da alamamış." Demek ki dışarıdan bakılınca anlaşılmayacak şeyler de varmış. Bunun gerçekliğini bir kez daha yaşadım.
"E o zaman ben vereyim parasını? Yani kız ilacını alsın. Başına bir şey gelir sonra.." Söylediğim şeylerin kendimi nasıl ele verdiğini söyledikten sonra fark ettim. Düşünmeden konuşmayı o an yasakladım kendime.

Yeşim yine anlamaz gözlerle ve kalbi kırık şekilde yüzüme baktı.
"İlacının parasını vermeyi ben teklif ettim ama kabul etmedi. Hem.. neyse ya boşver" Bir şey söyleyecekti ama içine attı.

Yeşim tam arkasını dönüp gidecekti ki kolundan tuttum. Bir kaç saniye durup kolundaki elime baktı.
"Hem ne? Ne söyleyecektin?"

Derin bi nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Madem Adin'e bu kadar aşıksın neden bana umut veriyorsun? Şu anki sözlerin bana Adin'e aşık olduğunu açıkça belli ediyor. Ama önceki günlerde bana olan davranışların da benim içimde farklı hisler yaratıyor. Neden ben değil de o?"
Yeşim beyaz tenli, sarı uzun saçlı, yeşil gözlü, çoğunlukla vücudunu sergileyen şeyler giyen çok güzel bir kızdı. Fakat içimde hiç bir zaman ona karşı onun düşündüğü gibi bir his olmamıştı. Çıkmaza girmiştim ve karşımdaki kız bir cevap bekliyordu. Beynimdeki en mantıklı cevabı seçmeye çalışırken bi hayli zorlandım ve aklımdan geçen ilk şeyi söyleyiverdim.
"Yeşim ben gay'im" Yeşim'in gözleri kocaman açıldı ve alaycı bir gülümseme takındı.

Aklıma gelen ilk cevabın gay olmak olması ve Yeşim'in buna inanmış olması çok saçmaydı. Yeşim gülümsedi ve omzuma iki kere vurup "Tamam o zaman Burak" dedi. "Sonra görüşürüz."

Yeşim kıkırdayarak merdivenleri çıktı. Ben de sessizce bodrum katına inip yerlerinden çıkarttığım şalterleri geri taktım ve binanın elektriklerini açtım.

Şuan Yeşim'den tek isteğim ona söylediğim yalanı gidip Adin'e anlatmaması. Çünkü eğer anlatırsa, zaten beni hiç sevmeyecek bir kızın gözünde iyice "kardeş" sıfatına girerim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
{oy vermeyi unutmayıın:)) }

Siyah Kaldırım Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon