13. bölüm

3.9K 176 143
                                    

Çatalımla tabakta kalan son kek dilimi ile oynarken oldukça keyifliydim. Beklediğim gibi bir sürpriz olmasa da sonuç olarak dudaklarımız birbirine değmişti değil mi? Son kek dilimini de ağzıma atıp tabağı tezgaha doğru koyarken onun odasına doğru girip etrafıma bakındım ama burada değildi. Gözüm banyoda dururken birkaç tıkırtı sesinin gelmesi ile oraya doğru adımladım ve içeriye daldım.

Berk: ahh buradaymışsınız

Akın: kapıyı çalma alışkanlığın yok mu senin?

Berk: ne yapıyorsunuz? Ohh çamaşır mı yıkıyorsunuz~

Akın: ben değil makine..

Deyip makinenin tuşuna basarken ayağa doğru kalkıp yanıma geldi ve elini saçlarıma atıp hafifçe gezdirdi. Ardından elini omzuma doğru atıp banyodan çıkarken konuşmaya başladı.

Akın: üzgünüm işe yarar bir şey bulamadım

Akın: zaten çok eşyan yok muş

Olumlu anlamda kafamı sallayıp omzumda ki eline doğru baktım. Uzun ince parmakları,hafif damarlı ve kemikli bir ele sahipti.

Aklıma gelen pis düşünce ile kızarırken nasıl her daim bu kadar fesat olabileceğimi düşündüm. Şimdi bile aklımda o zaman bir çocuk gibi korkmasaydım sex yapabilme ihtimalimiz vardı. Acaba gerçekten de bunu yapar mıydı?

Salona giriş yaptığımız zaman uzunca koltuğa doğru oturdu ve bacaklarını aralıklı bir şekilde tutarak koltuğa yayıldı. Bu bile azmama sebep olacak bir etkendi gözlerimi ondan alamıyordum. Geniş omuzları, ensesinde ki ve önüne düşen saçları onu o kadar yakışıklı gösteriyordu ki. Yüzü her zaman bebek gibiydi kendine oldukça iyi bakıyordu. Kaslı vücudundan dolayı ise neredeyse gömleğinin birkaç düğmesi fırlayacak gibi görünüyordu.

Yutkunarak dalmış bir şekilde onu süzerken başını hafif yana yasladı ve gözlerini tv'den alarak bana çevirdi.

Akın: ne dikiliyorsun öyle? Gelsene yanıma

Berk: h-heh? Şey.. geleyim tabi

Deyip onun bulunduğu koltuğa doğru adımlarken o, yine gözlerini TV'ye çevirmişti bile. Haber izliyordu, ne sıkıcı ama.. görünüşünün aksine ruhu orta yaşlı bir babayı andırıyordu.

Önünde durduğumda yanına oturmak yerine ellerimi iki omzunda sabitleyerek kucağına yerleştim. Artık eskisi kadar tepki vermese de iç çekip gözlerime doğru baktı.

Akın: yeterli gelmedi mi?

Berk: ne yeterli gelmedi mi?

Dudaklarım kıvrılırken yüzümüz yakın olduğu için daha da sırıttım. Öyle ki başını hiç çevirmiyor ve ifadesiz bir suratla bana bakıyordu. Tam zamanı deyip dudaklarına doğru kendime bastıracak olduğumda belimde bir el hissetmem ile ona doğru biraz daha çekildiğimi hissettim. Kalçamda hissettiğim şey ile nefesim kesilirken afallamış bir tavırla ona baktım.

Akın: kontrolü elinden kaybedince telaşa kapılıyorsun değil mi?

Akın: böyle yapsanda korkuyorsun?

Berk: k-korktuğum falan yok

Dediğimde heyecan dolayı titreyen sesimle kaşlarımı çattım. Sadece bir anda böyle şeyler yapınca doğal olarak afallıyordum.

O bana dudağının kenarı ile gülerken kaşlarımı havaya kaldırdım. Benimle dalga geçiyordu ha? Hâlâ ondan daha cesaretli olabileceğimi bilmiyordu sanırım. Öyle ki bu işi sonuna kadar götürmem gerekse bile götürecektim.

Kalçamı öne doğru sürüklerken tam altımda hissettiğim aleti hafif kıpırdanmıştı bile. Mırıldanmaya benzer bir ses çıkardığında yüzüne alaylı bir şekilde bakıp küçük hareketlerle aletine sürtünmeye başladım. Beni tahmin ettiğim şekilde engellemeye çalışacağı sırada boynunu daha sıkı kavrayıp yüzüne doğru eğilerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Gözleri irileşmişti onu bu denli şaşırtmak oldukça eğlenceliydi.

Ben bile kalktığımı hissederken dudaklarımı ondan ayırıp dilimi dudaklarına doğru sürttüm. Kızarmış yüzü ile sesli nefes alışverişlerine devam ederken belimde ki elleri düşmüştü.

Berk: artık penisinizi net bir şekilde hissedebiliyorum~

Tahrik olmuş ifadesine keyifle bakarken ani bir hareket yapıp kalçamı biraz yukarı kaldırdım ve ardından hızla tekrar onun aletine doğru bastırdım. Boğuk inlemesi ile kafası öne doğru eğilirken bacaklarını kapattı. Karşı koyuşu ama itiraz etmeyişi oldukça tatlıydı.

Kalçamı biraz geriye çekip bacaklarına doğru oturdum ve büsbütün kalkmış alete doğru bakıp sırıttım. Ardından elimi aletine atarak kavradım ve ucuna doğru bastırdım.

Berk: bunu indirmeme ne dersiniz? Elimle, ağzımla veya kalçamla?

Berk: istediğinizi seçebilirsiniz~

Baygın gözleri ona dokunduğumda irkilmişti. İstiyor gibi gözüküyor ama bir yandan da bunun yanlış olduğunu düşünüyor gibiydi. Öyle ki sormadan yapmayı bile düşündüm.

Akın: kalk..üzerimden

Sonunda bir cevap verebilmişken omzumdan tutup ittirdi. Bende itiraz etmeyerek üzerinden kalkıp önünde eğildim ve bacaklarından tutup iki yana doğru açtım.

Akın: b-berk ne yapıyorsun!?

Berk: yalayacağım hocam..bu her erkeğin hoşuna gider?

Akın: saçmalama!..

Dediğinde ona aldırış etmeyerek aletine doğru eğildim ve elimi gri eşofmanına doğru atıp aşağı doğru çekerek aletini dışarı çıkardım. Anında elini kafama atarak engel olmaya çalışsa da direnerek dilimi aletine doğru doğru hafifçe sürttüm. Öyle ki elleri titrediğinden bana tam olarak karşı koymuyordu bile. İki elim bacaklarını sıkıca tutmuşken dilimi aletinin başında gezdirmeye başladım. Saçlarımı kavrayıp mırıldanmaya benzer o güzel, kalın sesiyle inliyordu.

En sonunda ağzımı aralayarak aletini tamamen içeri aldığımda ileri geri hareket etmeye başladım. Dudaklarım ona sürtünüyordu. O ise elini enseme doğru kaydırmış parmaklarıyla hafifçe ensemi ve ensemde ki saçları okşuyordu. Direnmesi çokta uzun sürmüş sayılmazdı. Gözlerimi hafif aralayarak ona baktım. Bana bakmıyor ve başını koltukta arkaya doğru yaslayarak nefesle karışık iniltilerine devam ediyordu. Sırf bunu yapmakla boşalacak gibi hissediyordum. Ensemde ki eli bana uyup beni ona biraz daha bastırırken bu iş daha da zor bir hal alıyordu. Tahmin ettiğim üzere onunki oldukça büyüktü ve neredeyse boğazımı geçiyordu.

Hâlâ yalamaya devam ederken bir anda telaşa kapılıp iki elini de yüzüme atarak kendinden büsbütün çekti ve boşaldı. Yüzüme gözüme bulaşan şey ile tahrik olmuş bir ifade ile ona bakarken gözlerinin irileştiğini gördüm. Hemencicik ayağa kalkıp eşofmanını düzeltti.

Akın: siktir..beni burada bekle peçete alıp geleceğim

Dediğinde kafamı salladım. O anında hızla buradan uzaklaşırken dudaklarıma bulaşan bir kısmını yalayıp elimi kendi aletime doğru atıp çekmeye başladım. Zaten boşalmama ramak kalmışken bende büyük bir inilti ile boşalıp kafamı koltuğun oturulan kısmına doğru yasladım. Resmen Akın hocaya sakso çekmiştim ve o buna binevi izin vermişti.

Hızlı hızlı nefes alışverişlerime devam ederken omzumda bir el hissetmem ile arkaya döndürüldüm. Sırtım koltuğa yaslanırken Akın hoca endişeli bir biçimde peçeteyi yüzüme doğrultmuş yüzümü siliyordu.

Akın: bir duş alsan daha iyi..

Berk: yeterince tatmin oldunuz mu hocam? İsterseniz tekrar yapabiliriz~

Akın: kapa çeneni..

Dediğinde utanmış ve pişman ifadesini çok iyi görebiliyordum. Yüzümü silme işlemini bırakıp kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdığında yürümeye başladı.

Akın: hemen duşa giriyorsun

Berk: beraber gireceksek olur~

Akın: ben..buraları temizleyeceğim

Berk: tamamı ile yüzüme boşaldınız etrafta bir şey olduğunu sanmıyorum..

Dediğim şeye itiraz etmek yerine bahane uydurması beni daha da sevindirirken banyoya doğru geçtim. Her ne kadar öyle durmasa da bunun olmuş olması beni deliye döndürüyor ve çığlık atmak istememe sebep oluyordu. Her geçen gün amacıma biraz daha yaklaşıyordum..

HOCAM ( Gay ) ( BXB ) ( YAOİ ) ( ÖĞRETMEN X ÖĞRENCİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin