yirmi birinci yaz

77 7 2
                                    

-tanıtım-

Nehrin kenarında oturuyoruz. Küçük bir kaçamak yapmak kötü bir fikir değilmiş. Yeşil saçlarıyla tatlı bir kurbağayı andıran kız dolunayın aydınlattığı nehri izliyor. Bense hikayenin esas oğlanı olarak kurbağa kızı izliyorum.

"Hayatımdaki on dokuzuncu yazı burada böyle geçirecek olmak müthiş hissettiriyor."

Kaç yaşında olduğunu doğum günleriyle değil, yaşadığı yazlarla hesaplıyor. Kurbağa kız, yine o ilginç zihniyle beni büyülüyor.

"Hayır, on dokuzuncu değil. Bu yaz en az üç yaza bedel olacak, göreceksin. On sekize üç ekle. Yani bu, yirmi birinci yazımız. Yaani, dünyanın en güzel yazı."

Gülümsedi. Etrafımızdaki ateş böcekleri ortama huzurlu bir hava veriyordu. Hissettiğim bu huzur, onun gülümsemesiyle ilgili de olabilirdi tabi.

"Yani, yirmi bir yaşında mı olacağız?"

"Hayır, biz hiç yaşlanmayacağız."

of... selam! ben yine duramadım ve bir kurguya başladım. içim kıpır kıpır olduğu için sabredemedim. zaten kafa dağıtmak için yazıyorum. yavaş yavaş gelir bölümler en kötü. buradaysanız bir selam vermeden gitmeyin.

Yirmi Birinci YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin