^^4.bölüm^^

507 19 3
                                    

Bu kadar bakım beni fazlasıyla yormuştu. Henüz iyileşmemiş yaram ve hâlâ patlama riski olan dikişlerim beni fazlasıyla zorluyordu. Bütün zırvalıklardan sonra beni bir odaya getirmişlerdi. Buranın benim odam olduğunu söyleyip gitmişlerdi. Odaya göz attığımda ilk düşündüğüm neden bu kadar çok aynanın olduğuydu. Büyük ve konforluğu belli olan yatağın kenarlarında gece kapanması için şah şahlı bir perdeyle çevrelenmişti. Ancak filmlerde görebileceğim bu manzarayla gözlerim büyümüştü.
Yatağın iki yanındaki kahverengi komidin, krem ağırlıklı odayla uyum sağlıyordu. Üzerlerinde de yine onlarla uyumlu gösterişli aynalar vardı. Fazlasıyla düzenli oda insanın içinde bir huzur uyandırıyordu. Şimdi düşününce bu yatak tek kişi için fazlasıyla büyüktü. Yoksa, yoksa bu oda ikimizin miydi? Yavaşça büyük kıyafet dolabına doğru ilerlemeye başladım. Dolabın kapağını açtığım gibi burnuma gelen o baş döndürücü erkek kokusu beni benden almıştı. Kıyafetler çok da yaşlı birinin kıyafetlerine benzemiyordu. Kaliteli kumaşlarla yapılmış, fazlasıyla çok olan takımlara göz gezdirirken sonra, hemen yanındaki kapağı çektim. Bomboş olan yer büyük bir ihtimalle benim içindi. Dolabı hepten kapadıktan sonra düşünmeye başladım.

Baş hizmetçi, tanımadığım ama yakında tanışacağım değerli eşim (!) Selim'in akşam yemeğine eve varacağını söylemişti. Yatağın çaprazındaki banyo kapısına doğru ilerlerken biri kapıyı tıklattı. "Evet." dediğimde kapı yavaşça açıldı ve içeri benden uzun olduğunu tahmin ettiğim kumral saçlı bir hizmetçi girdi "Efendim, Selim Bey'in gelmesine daha var. İsterseniz size evi gezdirebilirim ama istemiyorsanız ,istediğiniz seyi söyleyin hemen yapalım." hizmete alışık olmadığım için bu kadar ilgi tuhafıma gidiyordu. Ama değerli eşim gelip hayatımı zindana çevirene kadar bunun tadını çıkarmalıyım. "Önce evi gezelim. İlerde kaybolmak istemem doğrusu."
Evi gezdik gerçekten çok büyüktü. Üçüncü kata çıkacakken hizmetçi beni durdurdu "Efendim, oraya biz hizmetçilerin girmesi yasak. Sizinle ilgili bir bilgimiz şuan yok. Oraya Selim Bey geldikten sonra çıkarsanız daha iyi olur." dediğinde olumlu anlamında başımı salladım. Aşağı indiğimiz de hizmetçiye dönüp "Selim, yani sevgili kocam (!) ne iş yapıyor?" sevgili kocam kısmını bastırarak söylemiştim. "Bilmiyor musunuz? O en ünlü iş adamlarından." yalandan gülümsedim. Ünlü bir iş adamı olması yaşlı olduğunu kanıtlıyordu. Hizmetçi üzgün bir ifadeyle "Üzgünüm Efendim, evde Selim Bey'in özel hazırlıklar var yardım etmem gerekiyor. İsterseniz odanıza çıkın, Selim Bey gelinceye kaar bekleyin zaten çok fazla geç kalmaz. Bir ihtiyacınız olursa mutfağa gelirsiniz çünkü çoğu hizmetçi orada olacak." dedikten sonra yanımdan ayrılıp mutfağa doğru ilerlemeye başlarken odama doğru yol aldım. Odama! Vay be hemen de alışmıştım ama uzun sürmeyecekti çünkü burada kalmaya niyetim yoktu. Odaya çıktım ve hızla kapıyı kapattım. İtinayla yıkanıp kurutulan eski giysilerimi sandaleynin üzerinde görünce üzerimdekilerden kurtulup giysilerimi üzerime geçirdim. Makyajımıda sildikten sonra o Aker eşarptan kurtulup kendi şalımı taktım. O iğrenç şeylerle fazla duramamıştım. Botlarım büyük bir ihtimalle atılmıştı. Ayağımdaki siyah babetlerle kaçmak zorundaydım.
Yavaş ve sessiz adımlarla merdivenlerden indim. Gözükmeden hızla salondan geçtim ve kapıya ulaştım. Şalımı düzelterek biraz daha kafamı eğdim. Hızla kapıyı açıp çıktığımda kafamı kaldırdığım gibi biriyle burun buruna gelmiştim. Siyah gözlerini çevreleyen, en az benimkiler kadar uzun siyah kirpikleri ve dikkat çeken dudakları vardı. Üzerinde kırmızı yazılar olan, beyaz t-shortünün boynuna taktığı siyah gözlükleriyle rahat bir havası vardı. Gözlerimin içine bakarken yutkundum. Hafifçe gülümseyip üzerime eğildiğinde , başımı döndüren kokusu nefesimi keserken söylediği sözlerle olduğum yerde kalmıştım.
"Bu kadar erken mi gidiyorsun Maria?"

MariaWhere stories live. Discover now