28.Bölüm: Bizi Bizden Başkası Anlamasın

Comenzar desde el principio
                                    

Telefonuma gelen mesaj sesi ile cebimden çıkardım.

Doruk Uygar:2 dk daha oyala daha dans bitmedi Yusuf'u zar zor zaptettim.

Hay sikeyim.

"Safir gel içeri girelim" Ediz abim ,Safir abimi de alarak içeri girmeye çalıştı ancak tam o an kendimi pat diye yere attı.

"İyi değilim ben! Abi!"

Salak...daha fazla belli edemezdin.

"İlk ve son uyarım önümden çekilin yoksa ikiniz de gerçekten iyi olmayacaksınız" deyip ikimizi de ittirerek salona giren Ediz abime , arkasındaki Ali ve Safir abime baktım.

"Dur dur abi gitme ben size okulla alakalı bir şey soracaktım!"

"Hazer!" Ali abimin yüksek desibelli sesi ile irkildim.

"Abi bir dur ya ne yapacaksınız içeri girip!" dedim Hazer ise destek amaçlı "İkizim haklı!" dedi.

İkizim lafını duyunca Hazer'e  bakıp kocaman gülümsemiştim.

Ancak Ediz abim ikimizi bir kenara iterek ortamızdan geçti.

"Başaramadık abi" dedim ağzımın içinde küfür mırıldanarak küfür ederek.

Hemen arkalarından girdiğimizde abilerimizin ve babamızın şahit olduğu görüntüye baktık.

Lâl sola doğru ve Kartal da Lâl'in üzerine doğru eğilmişti.

Kıskançlık bedenimi öyle bir kapladı ki... bir an sadece bir an Kartal'ı öldüreceğimi zannettim.

"Sakin Ediz...sakin ol" diyerek yumruklarını sıkan abime çevirdim bakışlarımı.

Abim bize bakınca direk kaşlarını çattı "Siz bu yüzden mi bizi oyalamaya çalıştınız ? Bunun için mi?" dedi olağanüstü sakin bir şekilde.

Şu an sırf Lâl'i toplum önünde küçük düşürmemek için olay çıkarmadığını biliyordum. Yoksa durmazdı.

Gerçi Ediz abimi tanıyamıyordum artık. Eskisi kadar öfkeli değildi, tamam yine öfkeliydi ama artık daha az öfke nöbetlerine giriyordu.

Lâl, ona çok iyi gelmişti ? Peki ya Ediz abim Lâl'e iyi gelmiş miydi?

Lâl'in ailede en düşkün olduğu abisi  sanılanın aksine Ediz abim değildi.

Ediz abim Lâl'in babamdan daha çok babasıydı.

Babam yaşlanmıştı artık eskisi gibi peşimizde koşturamıyordu. Onun yerine abilerimiz bizimle daha çok ilgileniyordu.

En düşkün olduğu abisi ise şüphesiz Safir abimdi.

Evde öylesine otururken bir anne gibi kıyamayan gözlerle Safir abimi izlediğini görüyordum bazen.

Hepimizi çok seviyordu bunu gözlerinden okuyabiliyordum. Hepimizi farklı bir sıfatla seviyordu.

Bazılarımıza anne , bazılarımıza kardeş , bazılarımıza masal kahramanı, bazılarının kızı...

Hepimiz için canını verirdi bunu da biliyordum ama yaptıklarımı düşününce alınmak bana hakaret gibi geliyordu.

Lâl'e alınmaya hakkım , hakkımız yoktu.

"Evet , 2 dakikalığına bile mutlu olacaksa yine yaparım" dedi Hazer , Ediz abime karşı.

Ali abim yanımıza gelip "Ulan ben daha bugün bu çocuğa uzak duracaksın demedim mi ?" dedi dişlerini sıkarak.

LALDonde viven las historias. Descúbrelo ahora