Adamın gidişiyle diğerlerinin tadı kaçarken aslında kötü bir adam olmadığını düşünüyordum.

Nihayet bu gerici akşam sona ermiş ve mekândan ayrılırken arkadaki kadınların konuşması beni duraksattı.

"Bu muymuş cidden, herkesin dilindeki Akyazılar'ın küçük kızı. Ben de bir şey sanırdım. Baksana onlardan apayrı durmuyor mu?" Dedikleri içimde bir yerleri burkarken Sıraç beni ilerletmeye çalışsa da arkam dönük bir şekilde onları dinliyordum.

"Bence de şekerim. Kızın nereden geldiği az çok belli. Onlarla büyüseydi böyle olur muydu hiç? Aman o da kendine bir çeki düzen versin. Koskoca Akyazılar'ın veliahtı olmak kolay mı?" İğrenç kahkahası kulaklarıma dolarken sinirle gözümü yumdum.

Yumruk olmuş elimin üzerinde birinin elini hissederken Karan'ın kısık sesi, kulaklarımı doldurdu. " Ne dediğini bilmeyen insanları takmıyoruz, değil mi yavrum? Sen tek başına muhteşem birisin. Buradaki herkesten daha iyi kendini yetiştirip büyütmüşsün." Bir cevap beklemeden elini belime sararak beni mekândan çıkardı.

Arabasına yerleşirken kemerimi takıp onun da binmesini bekledim. Onun binmesiyle eş zamanlı olarak arka kapı da açılırken Miraç'ın da arka tarafa yerleştiğini gördüm.

Karan arabayı sürerken bu sessizlikten sıkılmıştım ama şarkı açmamla rahatsız olurlar diye bir şey diyemiyordum. Aklım az önceki kadınların dedikleriyle dolarken kısa bir an haklı olup olmadıklarını düşündüm.

Değillerdi, onlar sadece ne dediğini bilmeyen zengin kokanaların tekiydi işte! Karakterin parayla ölçüldüğünü sanan ucuz insanlar.

"Pişt yavru, bir tane şarkı aç da kulaklarımız şenlensin." Dikiz aynasından Miraç'ı onaylarken onun telefonunu bağlayıp rastgele bir müzik açmıştım.

Çalan şarkıyla Miraç coşarken benim de keyfim yerine gelmiş ve eşlik etmeye başlamıştım.

" Dillere düşerim her aşkımla
Yanarım yanarım aldanırım."

Dikiz aynasından bakışıp aynı anda sırıtırken Karan'ın bize tip tip bakacağı derecede bağırdık.

"Anasını sattığımın dünyası!" Miraç kafasını geriye atıp kahkaha atarken hayran gözlerle onu izledim.

"Kafayı yormam, sonuna bakmam.
Ben adam olmam deli gönlüm, neler ister de seni aldatamam."

Bu sefer o "severim delice" diye bağırırken kafasını iki koltuğun arasına sokup yanağımdan makas almıştı. Karan elinin tersiyle kafasını iterken yeniden keyifli bir kahkaha atıp geriye çekildi.

Yol böyle geçerken Karan her ne kadar bize uzaylı görmüş gibi baksa da arada kıvrılan dudaklarıyla ortamın neşesinin, onun da hoşuna gittiğini anlamıştım.

Eve vardığımızda yüzümde yerini koruyan gülümsememle arabadan indim. Kar hızını arttırmışken aklıma dolan fikirle Miraç'a döndüm. Her şeyden habersiz bir şekilde araçtan inmiş yürürken yerdeki kar birikintisini düzgün bir şekilde elimde toplayıp ensesine isabet ettirdim.

Tam on ikiden vurduğumda şokla bağırıp bana döndü. "Sen!" Sağına soluna bakıp hızla yerden kar toplarken ne yapacağını anlayıp kaçmaya başladım. Arabadan yeni inen Karan'ı gözüme kestirip arkasına geçerken Miraç, "Mızıkçılık yapma ama bebek." Diye bağırıyordu. Haklı olduğunu düşünerek dudaklarımı büzdüm ve savaş meydanına çıktım.

Karşılık için hemen yere eğilip kar toplarken yüzüme yediğim karla bu sefer şoka giren ben olmuştum. "Ama yüzüme de atmazsın ya." Beni bir taraflarına takmadan daha büyük kar topları hazırladığını gördüm.

Ben KimimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin