1 || " Baba olmak "

1.9K 51 29
                                    


Cemile'yle Veysel'in bebeğin cinsiyetini öğrendikleri günün akşamından bir sahne
.
Bebeğin cinsiyeti belli olmuştur, bir oğullarının olacağını öğrenmişlerdir fakat Veysel'in içinde tarif edemediği bir endişe vardır. Muammer'le olan baba-oğul ilişkisi yüzünden o da kendi oğluyla aralarındaki baba-oğul ilişkisinden korkmaya başlar, çünkü Muammer'den başka baba profili görmemiştir.

•••


“ Baba olmak ”

Güzel haberlerle herkesin neşesine neşe kattığı koca gün bitmiş, herkes kendi köşesine çekilmişti. Muammer, meşhur dizisini izlemek üzere koltuğuna kurulmuş, bir elinde kumanda diğer elinde çay bardağıyla gözlerini televizyona dikmişti. Döndü, önünde meyve tabağı, elinde bıçak ve bir dilim elmayla kalakalmış, dizinin en heyecanlı yerini izlemekle meşguldü. Tüm ev yine Ranjeet'in Erika'yla olan aşkının esintisinin etkisi altında kalmıştı. Veysel de uyuyacağını söyleyip erkenden odasına çekilmişti.

Cemile mutfaktaki işini bitirdiğinde ellerini kurulayıp salona girdi.

"Bir isteğiniz yoksa müsaadenizle ben yatiyom ana." Döndü tüm içtenliğiyle gülümsedi.

"Müsaade senin kızım. Hadi, Allah rahatlık versin."

"Size de..." Gerisin geri salondan çıkıp odasına doğru yol aldı Cemile. Ranjeet en son Erika'ya onu ne kadar çok sevdiğini söylüyor, 328. kez aşkına ikna etmeye çalışıyordu. Cemile odasına girerken televizyonun sesi biraz daha artmaya başladı. Tam o sırada Döndü "Muammer azcık kıs şünün sesini, sağır olduk burda." diye çıkışıyordu. Her akşam aynı saatte aynı senaryo dönüyordu düğüncü Muammer'in evinde.
Cemile bu hallerine gülerek odanın kapısını kapattı ve bakışlarını Veysel'e çevirdi.

Veysel cam kenarındaki sedirde oturmuş, gözlerini de camdan dışarıya dikmiş, düşünceli bir hale bürünmüştü. Cemile onun bu haline anlam veremedi. Veysel böyle köşesine çekilip dakikalarca bir noktaya dalacak biri değildi. Hele böyle güzel bir günün sonunda mutluluktan havalara uçması gereken bir zamanda hiç değildi. Bir şeye kızsa da, bir şeyden korksa da bunu öyle böyle belli ederdi.

"Veysel'im?" Veysel bir anlık irkilip önüne döndü. Bir süre kırpmadığından acıyan gözlerini ovup dikkatini dağıtmaya çalıştı. Belki de sadece Cemile'yi bir şeylere ikna etmeye çalıştı, birazdan gelecek 'iyi misin' sorusunun karşılığında iyi olduğuna ikna etmek için...

"Cemile'm, sen ne zaman geldin?" Cemile bu soru karşısında kaşlarını çattı. Şaşırmıştı. Veysel'in yanına oturup yüzüne uzun uzun baktı.

"Ben ne zaman geldim?" dedi şaşkınlık içinde sorusunu tekrar ederek. "Bana bunu sorduğuna göre senin kafan epey dağılmış ha Veysel?" Kırdığı potu fark ettiğinde derin bir nefes verip elini alnına götürdü Veysel. Cemile Veysel'in elini tutup sesini biraz daha yumuşatarak konuştu. "Cankuşum, senin canın bir şeye mi sıkıldı, hı? İyi değilsin sen. Akşam yemekte de durgundun."

"Yok yavrum, iyiyim ben. Yorgunum ya, ondan." Cemile ikna olmadı. Veysel'in normal halleri değildi ki bundan. O yorgun da olsa Cemile'sine karşı yüzünü soldurmazdı. Aklına gelen şeyle yüzünü astı Cemile.

"Oğlumuzun olacağına sevinmedin mi yoksa?" dedi başını önüne eğerek. Sesi tizleşti. "Kız mı istiyordun?" Veysel bunu duyunca bir anda başını kaldırıp Cemile'ye dikti gözlerini. Bir elini Cemile'nin yanağına koydu.

"Cemile'm...kurban olduğum, sevinmez olur muyum hiç? Evladımız sağ salim kucağımıza gelsin, o bana yeter. Kız olmuş, erkek olmuş fark eder mi? İkisi de canımın içi."

Gönül Dağı || İçimizde Kalanlar (One Shot)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora