Midnight

64 8 0
                                    

Öpüşüne alışmam imkansız gibiydi. Beni sürekli şaşırtıyor ve korseden sıkışan bedenime daha önce adı bile anılmayan ıslaklığı veriyordu.

Dudaklarının içinde kaybolurken elini kalbimin üstünde hissetmemle Kathrine'in sanki kıyafetlerimiz bir fazlalıkmışcasına orayı yırtmak istediğini anlamam uzun sürmedi.

Nefes nefese ayrıldım ondan.

"Benimde isteğim bu güzel kız. Şu an seni nasıl arzuladığımı bilemezsin..." Gözlerinin içine baktım.

"Kadınları hiç düşlememiştim, erkekleri bile seni düşlediğim kadar düşlemedim bebek, fakat şu an fark ediyorum ki seni çok merak ediyorum Katarina. Vücudunun her bir zerresine dokunmak, koklamak ve öpmek istiyorum...tâ kii bir bütün olana kadar sen ve ben bir elmanın iki yarısı değil bir elma olana kadar..." dedim ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum.

"İzin verde şimdi yukarı çıkalım, bizi daha fazla merak etmesinler."

Geldiğimiz yoldan geri döndükten sonra havanın karardığını gördüm. Herkes akşam yemeği için bizi arıyor olmalıydı. Yemek salonuna geçmeden önce Kathrine'in kulağına eğildim.

"Tam gece yarısında beni bu bahçe kapısında bekle." dedim kapıyı işaret ederek.

"Senin olmak istiyorum..."

-

Yemek beklediğimden sakin geçmişti. Babam nasıl iyi arkadaş olup ortadan kaybolduğumuza sevinmiş üzerine şakalar yapmıştı.

Yemekten sonra herkes odalarına çekilmişti. Kalbim kafesi açılmış bir kuş gibi durmaksızın kanat çırpıyordu. Neler yaşamıştık böyle? Bedenim nasıl karşılık vermişti onun vücudumun güneş yüzü görmemiş yerlerine dokunmasına...bacaklarımın arasındaki ıslaklık göğüslerimin üzerindeki elini düşündükçe artıyordu! Birileri görmeden bu durmalıydı; zaten yanlıştı...olan her şey bunu daha da yanlış kılıyordu...

KATHRINE

Bu oda, bu yatak...her zaman bu kadar boş muydu? Belki de öyleydi fakat hiç bu kadar soğuk hissettirmemişti.. O sırada adı Annie olan hizmetçi kadın elindeki bir takım gecelikle odaya girdi.

''Bayan Kathrine izin verin de geceliklerinizi giydireyim.'' Kafamla onayladıktan sonra ise yeniden düşüncelere daldım.

 Gerçekten bu kadar çok mu istiyordum şu oda da kızıl saçlı sevgilimle baş başa vakit geçirmeyi? 

Ben ona sevgilim mi demiştim az önce? Sevgilim... Bu nasıl bir kelimeydi? Karnımdaki kelebekler bu kelimenin bekçileri miydi? Yoksa yıllardır kafeslenmiş ihtirasımın özgürlük çığlıkları mı? İhtiras? Bir kadının başka bir kadına karşı duyduğu ihtiras... Sanırım ölümsüz hayatımda bir bu eksikti!

ROWENA

Annie geceliklerimi giydirmek için geldiğinde korsemi çıkardıktan sonra gerisini halledebileceğimi söyleyip odadan kovdum onu. O bir kadındı üstelik hizmetçimiz fakat üzerimdekileri çıkarmak için bile bana dokunması yanlış hissettiriyordu sanki artık...ben bana dokunan tek kadının Kathrine olmasını istiyordum ve onunda her ama her yerime dokunmasını...

-

Geceliklerimi giyindiğimde aynada kendime baktım; kızıl buklelerime, dolgun göğüslerime, okyanus maviliğindeki gözlerime... Belki de bir erkeğin uğruna bilmem kaç cephede savaşıp can vereceği bu bedeni bir kadın canlandırmıştı, bir kadın dokunmuş, bir kadın mutlu etmişti.

Belki de anlaması zordu fakat imkansız olmadığının canlı kanıtıydım. Bu benim şu hayatta hissettiğim en gerçek duyguydu! Bunca yıldır kitaplarda yaşayan kız ilk defa bir gerçekle yaşıyordu...Katarina ile yaşıyordum ben; onun varlığıyla nefes alıyor, o nefes alıyor diye varoluyordum. Bu aşktı sanırım...yani öyle düşünüyor, öyle hissediyordum...ben Kathrine Pierce'a aşıktım!

-

Kilisenin çanlarını duyduğumda odamın balkonunda yüzümdeki heyecan kızarıklığını gidermeye çalışıyordum ama tabii ki de imkansızdı; onu düşünmek bile hem yüzümü kızartıyor hem de şu iç çamaşırı denilen koskoca şeyleri sırılsıklam ediyordu. Kadın olmak böyle bir şey miydi? Bacaklarının arasında hayalini kurduğun bir kişi ve onun sana verdiği bu tarifi edilemeyen his, onu düşündükçe bastırmak istemediğin; ağzından kaçırmaya korktuğun küçük inlemeler, zevk diye tarif ettikleri bu doyumsuz his... Sanırım Katarina yanımda olduğu sürece buna belki de daha fazlasına alışmam gerekecekti...

Şimdi ise hayallerimden kurtulup onlara kavuşma zamanıydı...

KATHRINE

Kilise çanları çaldığında yatağa uzanmış düşünüyordum. Ne istersem onu yapacaktım hani? İşte fırsat Katarina kaldır o güzel kıçını da sevdiğin kadının yanına git.

Rowena'nın hayaliyle başımın döndüğünü fark ettim. Göğüslerindeki elim...bana 'senin olmak istiyorum' diyişi...bende kelebeklerden başka bambaşka bir şeyleri uyandırıyordu şey gibi...şey...şu Elijah'ın yanında olduğu gibi kadınlığımdaki şu güzel ıslaklık...biliyordum bu hissi ama saddece erkeklere karşı olması gerekiyordu...fakat Rowena...o...o bana Elijah'ın hiç tattırmadığı bir şekilde tattırıyordu bu hissi...acaba o da böyle mi hissediyordu? O hayal ettiğim tatlı bölge de o da benim hissettiğim gibi bir şelale hissediyor muydu?

Bunu öğrenmenin tek yoluna doğru savrulmaya başladığımda çoktan kendimden geçmiştim...

ROWENA

Bahçe kapısının önüne aynı anda varmıştık, birlikte merdivenlerden inerken bile tuttuğum nefesim şu anda tamamen kesilmişti. Herkes uyuyordu. Katarina'nın gözlerindeki ateş ise gecenin daha yeni başladığına işaret ediyordu... Halbuki saat çoktan gece yarısını vurmuştu...

Evet bir şevk geldi buyrun yeni bölümler efenim ama +3 ister bu ablanız yeni bölüm yayınlamak için. Yorum ve vote bırakmayı unutmayın benden size kocaman öpücükler :)))!!!

You Thought You Knew HerNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ