Part 2- Bölüm 26

Start from the beginning
                                    

"Ne yapacağım ben?"

"Mecbur kalırsan birkaç gün gideceksin bebeğim. Hep telefonda konuşuyor olacağız düşündüğünden de kolay ve çabuk geçecek."

"Güzel bir şey değil ama katlanabilirsin." Bokuto saçlarını öptü. "o kadar kötü olmayacak"

"Bazen her şey düzelecek gibi hissediyorum. Yaşadığım her şeyden kaçabilirmişim gibi sizinleyken. Ama böyle şeyler karşıma çıktıkça olmayacak diyorum benim sonum belli. Onun gibi olacağım."

"Hayır hayır yok öyle bir şey" Keiji öptü onu. "Biz yanındayız bebeğim. Bak artık kötü şeyler geride kaldı. Çok kötü bir çocukluk geçirdin biliyoruz. Bize anlatmamana rağmen her şeyi. Ama geçecek. Zamanla geride kalacak."

"Tatlım ben buraya geldiğimde berbat haldeydim" dedi Bokuto. "Annemi kaybettikten sonra ölüden farkım yoktu. Uzun süre psikologla görüştüm. İlaçla uyutup durdular beni aylarca. Belki Keiji sana bu ayrıntıları anlatmamıştır."

"Anlatmadı."

Yavaş yavaş saçlarını okşayarak konuşuyordu Bokuto onunla. "Annem aralık ayında öldü. Final sınavlarıma giremedim ama babam okula para falan verdi herhalde. Geçtim. Sonraki zamanlarda da çok fazla sorun yaşadım. Sinir krizleri geçiriyordum. Banyodan falan çıkamıyordum. Hatırlıyorsundur dudağın kanadığındaki gibiydim hep." İçini çekti "Keiji'yle tanıştıktan sonra her şey güzelleşti ama. Aşık oldum, fena halde" kıkırdadı "artık bütün dünyam o ve sensin. Hayatımdaki en önemli şey sizsiniz. Biliyorum geçen gün gideceğim için ağlayıp durdum belki de bana ikiyüzlü diyeceksin ama sizden uzak kalmak istemediğimden bu. Yoksa umrumda değil. Çünkü artık hayatımın kötüye gideceği gibi bir düşünce yok aklımda. Hiç gelmiyor bile. Annem öldüğü gün ben de ölmek istedim. Kesin emindim bundan. Ama olmadı bir şekilde direndim. Ama biliyorum ki artık sen ve Keiji varsınız. Ben en baştan başladım. Sıfırdan. Benim ailem sizsiniz ve ailem yanımdayken ben iyi olacağım." Yavaşça kollarına çekti onu "Böyle düşünemez miyiz bebeğim?"

"Mhm."

"Keiji de öyle. Bir anda tüm hayatı mahvoldu. Yıllarca o korkunç yerlerde yalnız yaşadı ve çok kötü şeylerle karşılaştı. Ama artık ben varım ve sen varsın. Biz bebeğimize kötü bir şey olmasına izin vermeyeceğiz değil mi?"

"Vermeyeceğiz."

"Senin için de her şey güzel olacak. Böyle mecbur kaldığın şeyler olabilir ama buradan kurtulduğumuzda, reşit olduğunda istemediğin hiçbir şeyi yapmayacaksın. Çok güzel bir hayatımız olacak. Sadece üçümüz çok mutlu olacağız."

Kei göğsüne yaslanmış, tişörtünü sıkıca tutmuştu. Sakinleşmişti. Hafifçe gülümseyerek dinliyordu sevgilisini.

"Bir de kedimiz olur belki." kıkırdadı Bokuto.

"Çok isterdim" Keiji sarıldı ikisine.

"Ben de."

"O zaman evimize yerleşince bir de kedi alırız." Bokuto çok neşelenmişti. "Sonra biz önceden Keiji'yle konuşmuştuk tatillerde hep uzak ve çok güzel yerlere gideceğiz diye. Sen de istersen gideriz. Keiji kitaplarını yazar değil mi bebeğim?"

"Mhm."

"Biz de yüzmeye gideriz. Sonra harika yerlerde gezeriz."

"Beni bırakıp mı yani?" Keiji karnını gıdıkladı.

"Tamam tamam bekleriz seni de" kıkırdadı Bokuto. "Keiji mutlaka okula devam edecek ben de çalışacağım. Sen de nasıl istersen öyle yaparsın." Sırtını duvara yasladı iki sevgilisi birer kolundaydı. "Sonra size yemek falan yapacağım ama önce öğrenmem gerekecek yapmayı." güldü.

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now