Part 2 - Bölüm 21

Start from the beginning
                                    


Okuduktan sonra başını kaldırdı Kei. Kalbi göğsünde deli gibi çarpıyordu. İkisinin de gözleri onun üzerindeydi. 

"Tsukki, biz ikimizde seni seviyoruz. Güzelliğinle mükemmelliğinle bizi her gün büyülüyorsun."

Kei duyduklarına inanamıyordu, elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.

"Biraz garip olabilir. Alışıldık bir şey değil biliyoruz ama üçümüzün birlikte olmasına bir şans verir miydin Kei?" Keiji titreyen bir sesle sordu.

Garip bir sessizlik oldu bir an "Bizim için de kolay değil ama yavaş gitmek istersen ya da istemezsen sorun değil." dedi Bokuto.

Kei cevap vermedikçe gerilimin arttığını fark etse de konuşacak güç bulamıyordu kendine. İnanamıyordu. Böyle bir şeyi asla beklemiyordu. Sadece iyi davrandıklarını düşünüyordu, ona aşık olabilme ihtimallerini asla düşünemiyordu.

"A-ama ben, yani beni sevmek imkansız." dedi panikle. Babası bunu aklına kazımıştı sanki.

"Ne? Bu duyduğum en saçma şey!" dedi Bokuto.

"Sen harika birisin Kei. Seninle tanıştıktan sonra ikimizin de tüm dengesi bozuldu. Ne demek seni sevmek imkansız. Sen ne kadar-" duraksadı Keiji. Elini hafifçe yüzünde gezdirdi "ne kadar güzel, ne kadar özel olduğunun farkında değil misin?"

"Ben söylediğin şeylerin hiçbiri değilim" ikisine de kocaman gözlerle bakıyordu "ben, ben engelliyim."

"Tsukki sen mükemmelsin. Biraz farklı olabilirsin bunun ne önemi var?"

"A-ama sizin aranıza giremem ki yani sizin ilişkiniz, zarar veremem."

"Bak Kei, bir şey hissetmiyorsan kendini zorlama. Belki daha keşfetmedin bile yönelimini." Keiji gözyaşlarını sildi "Ama içinde çok az bile bir his varsa bize bir şans verir misin?"

"Bakın siz mükemmelsiniz. Aranızdaki şey-" Kei mırıldandı.

"Bak bana güvendiğini hissettiğim an, hayatımda en mutlu olduğum anlardan biriydi. Sen harika bir insansın Tsukki. Eğer kabul edersen çok mutlu olacağız birlikte. Ama hoşlanmıyorsan benden sorun değil" o da gözyaşlarını sildi.

Kei olanlara inanamıyordu. Gerçek olamayacak kadar güzeldi duyduğu şeyler. "Ben inanamıyorum. Size o kadar çok şey borçluyum ki, aranızı bozmak istemiyorum"

"Tatlım neden aramız bozulsun?" Bokuto çaresizce sordu "İkimiz de seni seviyoruz. Bunu birbirimize itiraf ettik. İkimiz de sevgimizi seninle paylaşmaya hazırız."

"Sen ne hissediyorsun? Gerçekten hiç düşünmedin mi bizim hakkımızda"

"Kendimi durdurdum." dedi küçücük bir sesle. "Aranıza girecek aklınızı karıştıracak bir şey yapmaktan çok korktuğum için bastırdım hissettiklerimi."

"Bastırmana gerek yok artık Kei" Keiji hafifçe saçlarını okşadı "Her şey güzel olması için elimden geleni yapacağım. Söz veriyorum."

"Tamam" fısıldadı. Söylediğine kendi de inanamıyordu.

"T-tamam mı?" Bokuto'nun yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı.

"Yani daha önce bir ilişkim olmadı ve garip biriyim biliyorum. Ayrıca Keiji'nin dediği gibi cinsel yönelimimi bilmiyorum. Ve sizin aranızı bozmaktan ya da kalbinizi kırmaktan deli gibi korkuyorum" gözyaşlarını tutamıyordu "Ama denemek istiyorum."

"Bebeğim" Bokuto onu kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. "Tsukki, o zaman resmi olarak soruyorum" kıkırdadı. "Sevgilimiz olur musun?" yanağını tutmuştu.

"Evet" fısıldadı. Gözyaşları aktı.

Keiji hemen gözlerini sildi "Kei tatlım" sarıldı ona "Seni seviyorum."

Bokuto ikisine birden sarıldı "Seni seviyorum bebeğim. İkinizi de çok seviyorum"

Kei bir şey söylemedi. Bu anın tadını çıkarıyordu. Aylardır olmak istediği yerdeydi.

"Ağlama bebeğim" Bokuto gözlüklerini çıkarıp temizledi, yanaklarını silip geri taktı. Hafifçe gülümsüyordu ona. "Şey" duraksadı "Seni öpebilir miyim?"

Kei duraksadı. Bokuto hemen özür diledi "Özür dilerim çok, yani dokunmak bile zor senin için. Söylememeliydim çok özür dilerim."

Duraksamasının nedeni o değildi aslında, sadece korkuyordu. Öpüştükleri an gerçek olacaktı her şey.

"Acele etmeye gerek yok Bo." Keiji yumuşacık bir sesle konuştu. "Sorun yok tatlım." Kei'nin elini tuttu.

"Hayır istiyorum." dedi Kei elleri biraz terlemişti.

Bokuto tekrar gülümsedi "Ama kendini zorlama."

"Hayır" Kei gülümsedi, yaklaştı ona ve dudaklarını buluşturdu. Çok fazla acı şey yaşamıştı ama bu öpücük yumuşak bir el gibi bütün yaralarını okşamıştı. Kötü şeyler yaşatacak diye düşünürken hiçbir şey hatırlatmamıştı ona. Tatlıydı, sıcaktı, sevgi doluydu.

Bokuto yavaşça geri çekildi. "Kalbim deli gibi çarpıyor" dedi gülerek. Gözleri heyecanla parlıyordu.

"Ben de öpebilir miyim?" Keiji usulca sordu.

Kei başını salladı. Keiji'nin dudakları yumuşacıktı. Çok heyecanlıydı, duygular çok fazla geliyordu. Yine gözyaşları aktı.

"Özür dilerim" dedi geri çekilip. Keiji'nin alınacağından korkuyordu. Gözlerini sildi ama durmakta zorlanıyordu.

"Gel buraya tatlım." Sarıldı ona "Duyguların karıştı değil mi? Kolay değil biliyoruz."

"Tsukki bebeğim" Bokuto eğilip alnını öptü. "Her şey güzel olacak."

Kei başını salladı. Bokuto'nun kollarının sırtına sarıldığını hissetti. 

Bir süre öylece kaldı "İyi misin bebeğim?" Keiji sordu.

"İyiyim."

"Bak seni rahatsız edecek bir şey yaparsak bize açıkça söyle. Kendini bunalmış hissetmemen için özen göstereceğiz. Ama uzak durduğumuzu falan düşünme. Sınırlarımızı sen belirle Kei."

"Tamam."

"Kendini zorlama Tsukki'cim. Senin ne hissettiğin bizim için çok önemli."

"Teşekkür ederim."

"Şimdi odamıza gidip biraz sarılıp yatalım mı?" Bokuto kıkırdadı.

"Daha şimdi sen belirle dedik değil mi Bo?" Keiji güldü "Sen ona bakma." dedi ona dönüp.

Kei de güldü hafifçe. Çok garip bir histi bu önce güvenmeyle başlamıştı. Sonra sevmeyle ve sevilmeyle devam etmişti. Gerçekten harika bir histi. İlk defa her şey karanlık görünmüyordu. İlk defa hayatta kalmak için nedeni var gibiydi. Heyecanla çarpıyordu kalbi.

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now