30: cause i(m) in a field of dandelions

15.2K 1K 576
                                    

"Bababab...abababa!"

"Evet oğlum bende seni çok seviyorum." kızarttığım tavuğu çevirirken mama sandalyesinde oturmuş elinde tahta kaşıkla sağa sola vurarak keyifle bağıran oğluma karşılık gülümsedim. 'Baba' kelimesini öğrendiğinden beri sürekli söylediği buydu. İşin garibi herkese ve her şeye baba diyordu. Yemeğini hazırladığımı gördüğünde de baba diyordu, oyuncağını gördüğünde de. Tabii bu en çok Taehyung'un işine geliyordu çünkü küçük dudakları arasından her baba kelimesi çıktığında sevinçten havalara uçuyordu. Üstelik Donghyun bu kötü sürecimizde bize ilaç gibi geliyor ve kendince olan neşesi ile resmen iyileştiriyordu.

Taehyung Donghyun'u vermemek için çoktan dava açmıştı ve avukatla gece gündüz konuşup durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Ben ise şuan daha iyiydim ama aklım Bayan Lulu'da gidip geliyordu sürekli. Taehyung bir şey söylemese bile onun için de bir şeyler yaptığına emin olduğumdan sadece bekliyordum.

Tavuğun altını biraz kısarken çalan zille birlikte ellerimi silmiş ve oğlumu kontrol ederken yere henüz yeni attığı tahta kaşığını tekrar eline verdim. Kapıya doğru hızlı adımlarla gidip açtığımda Taehyung elinde ki poşetlerle içeri girip ayakkabılarını çıkardı ve ev terliklerini giydi. "Haftaiçi olmasına rağmen o kadar kalabalıktı ki market anlatamam sana. İndirimi duyan gelmiş." dediğinde gülümsedim ve elinde ki poşetlerden birkaçını alarak kapıyı kapattım.

"Soğuk mu dışarısı?"

"Çok değil güzelim. Biraz esiyor sadece." mutfağa girip poşetleri tezgaha bırakırken içinden çıkarmaya başladım aldıklarını. "Oğlum? Ben geldim bak sana mama aldım." kabanını çıkarıp ellerini yıkamak için banyoya koştuğunda peşinden güldüm ve Donghyun'a baktım. Babasının peşinden kafasını mama sandalyesinden sarkıtarak izliyor ve resmen gülümsemek için bahane arıyordu. Taehyung'a ayrı bir düşkünlüğü bana ayrı bir düşkünlüğü vardı Donghyun'un ve biz bunun farkındaydık. O kadar da mutlu oluyorduk ki sevgimizi daima hissediyor olması bizi de rahatlatıyordu.

Gömleğinin kollarını kıvırarak gelen Taehyung içeri girdiği gibi ilk oğlumuzu mama sandalyesinden almış ve küçük bedenine öpücükler kondururken memnun mırıltılar çıkarıyordu. "Banyo vakti gelmiş sanırım Donghyun'un. Ekşimsi kokuyor." gülerek söylediği şeye bende gülerken kafamı salladım. Donghyun kirlendiği zaman kendi bebeksi kokusu tenine daha çok işlerdi ve boynunda mayhoş tatlı bir koku olurdu. Normalde iki günde bir yıkıyordum ama bugünlerde hengame nedeniyle oğlumuzu ihmal etmiş olabilirdik.

"Akşam yıkanacak babası." derken tabakları masaya koyuyordum ki geldiğinden beri benimle ilgilenmediğini henüz yeni fark eden Taehyung yanıma ilerlemiş ve boşta kalan eliyle belimden tutarak kendine çekmişti. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp yumuşak bir öpücük verdikten sonra çekildiğinde ise bakışlarını dudaklarımdan çekmemişti. "Unuttum yine seni öpmeyi." tabii ses tonuna eklediği maruzluk ise odağımın sadece onda olmasını sağlıyordu.

"Fark ettim." dedim fısıldarken ensesini okşadım hafifçe. O da gülümsemiş ve yanağıma uzun bir öpücük kondururken belimi okşayarak geri çekilmişti. "Yanakların niye üşüdü senin?" tam arkasını dönecekti ki tekrar kendime çevirip ellerimi yanaklarına koydum ve usulca okşadım. Gözlerime öylece bakarken yanağını hafifçe elime yaslamış ve tekrar belime sarılmıştı. Uzanıp küçük öpücükler kondururken birden gelen sesle ikimiz de kafamızı çevirip bakmıştık oğlumuza. Elindeki kaşığı bağırarak yere attığında gözlerimizin üzerine dönmesiyle birlikte ufak bir kahkaha atmıştı.

"Pekala? Dikkat mi çekmeye çalışıyorsun yoksa gerçekten birimizi mi kıskanıyorsun?" diyen Taehyung şaşkınlıkla gülümserken bende gülmeye başlamıştım. "Şimdiden mi başlıyorsun yaramazlıklarına? Henüz bir yaşına girmedin bile oğlum." yavaşça benden ayrılmadan önce ellerimi öpüp çekildiğinde Donghyun'u kucaklamış ve yanaklarını öpmüştü. Bende onlara gülümseyip yemeklerimizi koymuş ve tekrar o ikisine bakmıştım.

dont forget | taekook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin