Tek Bölüm

2 0 0
                                    

Biraz önceki yüz ifadesinin aksine, şimdi suratında keskin bir öfkenin işaretleri okunabiliyordu. Çatık kaşlarını kaldırdığı kısa zamanlarda görebiliyorduk ancak küçük gözlerini. Bazen nefes almayı bırakıyor, daha sonra derin bir solukla bizi de sebepsiz bir sıkıntının içine sürüklüyordu. Önündeki eskimiş kitabın yarı sağlam sayfalarını hızlı hızlı çevirip bir çırpıda elinden attı. Öfkesi artmıştı belliydi ama ne öfkesini gösterebiliyor ne de biraz olsun sesini çıkarabiliyordu. Oturduğu yerde önce doğruldu, boynunu yukarı uzatarak bütün salonu gözleriyle süzdü. Biraz önce neredeyse gözükmeyen gözleri şimdi onca kalabalığın dehşet verici görüntüsüyle büyüyordu. Bir süre hareket etmeden öylece kaldı fakat bu hareketsizlik hali de uzun sürmedi. Telaşlı hareketlerle çantasını toplayıp gözüyle kestirdiği kapıya doğru yöneldi. Adımları hızlandıkça yüzünden aşağı akan terler de giderek hızlı damlıyordu. Birkaç anlamsız çığlığın yanında fısıltı gibi kalsa da, yürüdükçe çıkardığı ses tüm dikkatleri üzerine topluyordu. Kanında hissettiği adrenalin neredeyse gözlerinden fırlayıp teriyle birlikte tüm vücudunu yerle bir edecekti. Kapıya geldiğinde artık arkasında kalan uğultunun ürpertici hayaline katlanamıyordu. Büyük adımlarla merdivenlerden indi. Çıkışı kolayca bulup kendini dışarı atabileceğini düşünmüştü fakat girerken kaç yoldan döndüklerini, kaç kat yukarı çıkıp hangi salonlardan geçtiklerini bir türlü hatırlayamıyordu. Olanca gücüyle hafızasını zorladı ama birkaç dakika öncesine dair bile hiçbir şey hatırlamıyordu. Omzuna konan iri, yaralı ve kırışık bir elle irkildi aniden. Arkasına döner dönmez uzun ve çelimsiz bir adamın soluk bir nefesle işaret parmağını dudaklarına götürdüğünü gördü. Adamın uyarısına rağmen konuşmak istedi ama ağzını her açmak istediğinde kalın bir yumruk boğazının tam ortasına çöküyordu. Adamın uzun gövdesinin arkasında silik bir ışık huzmesi gözüne ilişti. İki eliyle sırt çantasını kavrayıp o yöne doğru koşmaya başladı. Işığa yaklaştıkça gözlerinin acımaya hatta neredeyse yanmaya başladığını hissetti. Buna rağmen ne arkasına bakmak ne de kafasını çevirip başka bir yol aramak aklına gelmedi. Tüm gücüyle, emin adımlarla ışığa doğru koştu. Ancak camın önüne geldiğinde görebildi koşarak geldiği yerin başka bir salon olduğunu. Nefes alıp vermesi giderek zorlaşıyordu. Ciğerleri sırayla iflas ediyor, kalbi göğüs kafesinin dışına adım atmak için sabırsızlanıyordu. Çevresine bakındığında raflar dolusu kitaptan başka hiçbir şey göremedi. Birkaçını kucağına doldurup geldiği yere geri döndü. Sırt çantasını tekrar yere bırakıp aldığı kitapları yığın şeklinde masaya dizdi. Derin bir nefes alıp ilk kitabın kapağını çevirdi. Kaşları çatılmış, gözleri küçülmüştü. 

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Dec 31, 2021 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

KütüphaneDonde viven las historias. Descúbrelo ahora