45 - Eski Dostumla Görüntülü Konuşuyorum

10K 587 28
                                    

Beklettiğim için üzgünüm. İyi okumalar :)

Babam arabaya binmeme yardım edip motoru çalıştırırken arkamda bıraktığım anneme ve Deniz'e el salladım.

Eve gelir gelmez kendimi yatağıma attım. Zihnimin yorgun oluşu bedenime de yansıyordu. Bu rahatsız edici halsizliğimin sebebi de o büyüydü. Baş ağrısı morfin görevi görerek beni uyuşturmuştu.

Birkaç saatlik deliksiz uykunun ardından karnımın acıkmasıyla yerimden kalktım. Aşağıda birkaç parça ıvır zıvır atıştırıp Beren'i aramak için telefonumu cebimden çıkardım.

''Hala gelmekte ısrarcı mısın?''

''Tabiki, adresi ver.'' diyerek takıldı.

''Artık ezberlemiş olman gerekirdi Beren.'' derken gülümsedim onun görmeyeceğini bilsem de.

''Tamam, şakaydı. Yarım saate gelirim.''

Tam da yirmi dokuzuncu dakika da zilin sesi duyulmuştu. Beren'in bu dakikliğine şaşırıp kapıyı açtım. Gülümseyerek içeri girdi ve bana sarıldı. Çantasını ve ceketini askılığa asıp onu odama yönlendirdim. Yatağıma karşılıklı yerleştik ve havadan sudan sohbet etmeye başladık.

Uzun süredir böyle bir konuşma için fırsat bulamadığımı fark ettim. Beren'i boşlamıştım. En yakın arkadaşımla neredeyse hiçbir şey paylaşamamıştık son günlerde. Bunu acısını da çok kötü çıkarıyorduk. Beren yine değişken kişiliğinin bir yan etkisi olarak bir sürü dedikodu toplamıştı. Bunları bana anlattığı sırada kapı çaldı ve annem eve geldi. Bize birkaç paket bisküvi ve meyve suyu getirip gitti. Bu sırada da neredeyse aklımdan çıkmak üzereyken Can'ı hatırlayabildim.

Yurtdışında olduğundan telefon görüşmelerimiz pahalıya patlıyordu. Ve de sadece sesini duymak bana yetmiyordu. Bu yüzden bilgisayardan görüntülü konuşmak istedik. Şansımıza da Can çevrimiçiydi. Butona tıklayıp aramayı başlattım. Beren biraz çekinip kenarda durdu ve ses çıkarmadan kameranın görüş alanından çıktı. Bir şey demedim. Bu sırada Can aramayı yanıtlamıştı.

''Dişi kurdum?''

''Can! O saçlarının hali ne öyle!'' Elimi ağzıma götürüp gözlerimi büyüttüm. Canın yaklaşık 5-6 santime varan saçları hepten gitmiş, kısacık kesilmişti. Beren de sesli tepki vermemeye çalışarak ekrana bakıyordu.

''Ya işte biraz değişiklik olsun dedim.'' diyip gülümsedi. İşin ilginç yanı bu saç ona fazlasıyla yakışmıştı. Çekici yüzünü ön plana çıkarmış ve onu daha erkeksi göstermişti. Bu gidişle Can'ı kaptıracaktık.

''Beğendim.'' diyerek baş parmağımı kaldırdım. Kafasını öne eğip gülümsedi. Yan gözle çaktırmadan Beren'e baktığımda dudağının sol kenarında ufak bir kıvrılma yakaladım. Ama bir saniye içinde yok oldu. Ekrana döndüm.''

''Neler yapıyorsun? Dökül.''

''Okula gidip gelmek dışında pek bir şey yaptığım söylenemez. Burada birkaç arkadaşım var. Haftasonları bazen geziyoruz. Derslerime dikkat ediyorum.'' Sustu. Sonra aklına bir şey gelmişçesine yeniden ilgiyle dolup gözlerini bana çevirdi. ''Bir de bir kız var.'' Gözlerim otomatik olarak Beren'e kaydı. Soğuk ifadesiyle ekrana bakmayı sürdürüyordu.

''Bir kız mı?''

''Evet. Sanırım benden hoşlanıyor. Ama pek yüz vermiyorum.'' Sebepsizce sırıttım.

''Neden?'' Birkaç saniye düşünüp gözlerini kaçırdı. Sonra yüzü aydınlandı ve bana cevap verdi.

''Tipim değil.'' Yalan söylüyordu. Bu o kadar bariz bir gerçekti ki... Suratımı buruşturdum. Can bu konuda sessiz kalmak istediğini mimikleriyle açıkça ifade ediyordu.

CADIWhere stories live. Discover now