"Ercan."
"Barışımın neyi oluyorsun evladım?" Kadının Barış hakkında öğreneceği her bilgiye aç olduğunu fark eden genç adam kafasını iki yana salladı. "Alperen'in arkadaşıyım, hiç tanımıyorum oğlunuzu."
"İki yıldır göremedim bebeğimi, ilk görüş anımda onu kanlar içinde görmeyi hak etmedim." derken kadının ağlayışı Ercan'ı fazlasıyla etkilemişti, Alperen ise koridorda dolanırken Zeliha Hanım onu da yanına çağırdı.
"Barış asla deli değil, Alperen oğlum, seni de severdi. Hassas bir çocuktu her zaman, saç teline zarar gelse aklım yerinden oynardı. Aldılar oğlumu benden." Zeliha Hanım fenalaştığında Ercan hemşire çağırmaya gitti, birkaç dakika içerisinde Zeliha Hanım bir odada baygın hâlde yatıyordu.
"Tansiyonu düşmüş, sakinleştirici verdim. Birkaç dakikaya uyanır. Geçmiş olsun." diyen hemşire yanlarından uzaklaşınca Ercan Zeliha Hanım'ı beklemeye karar verdi. Alperen eski yerine geri döndü.
Zeliha Hanım'ı beklerken Menekşe'den mesaj gelmişti.
Menekşe Hanım: Barış'ın durumu hakkında bir bilgi var mı?
Ercan: Ameliyatta, bir gelişme yok.
Menekşe Hanım: O zaman güzel haberi vermeliyim?
Ercan: Anlamadım?
Menekşe Hanım: Başak'ın suçsuz olduğunu ispatladık, yarın mahkemeye çıkacak. İftira atan kişinin kim olduğu birazdan kamera kağıtları incelenince anlaşılacak.
Menekşe Hanım: Mesajla haber vermek yerine yüz yüze müjdeli haberi vermeyi isterdim ama şu an işlerin hızlanması için uğraşıyorum. Başak'ın kardeşi de yanımda bu arada.
Ercan: Harika bir haber, Alperen'e söyleyeceğim.
Ercan: Başaracağını söylemiştim.
Menekşe Hanım: Kendimi ferahlamış hissediyorum, Barış da iyi olursa işler yoluna girecek gibi duruyor.
Ercan: Umarım.
Ercan: İyi geceler.
Menekşe Hanım: İyi geceler.
Ercan kafasını telefondan kaldırdığında dudaklarının ufak bir kıvrılmaya ev sahipliği yaptığının farkında değildi. Yavaş yavaş her şey düzelmeye başlıyordu.
Odanın kapısı gürültüyle açıldığında irkildi, nefes nefese kalan Alperen gözyaşları içerisindeydi. Ercan o an donakaldı, kötü haberin geldiğini hissediyordu.
Alperen hıçkırırken kahkahalar atmaya başladı, gözlerinde parlayan ışık Ercan'ı rahatlattı. "Barış'ın ameliyatı iyi geçmiş, uyanmasını bekliyoruz!"
Ercan kendisine doğru gelen arkadaşına sarıldı, bir diğer güzel haberi vermenin zamanıydı.
"Başak'ın suçsuz olduğunu ispatlamışlar." Alperen sarılmayı kesti ve şaşkınlıktan gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerini kırpıştırdı, kalbindeki aşkı derinlerde varlığını yüzüne yansıtmıştı.
Şoktan çıkamadığı için kahkahalar atıyor, inanamaz hâlde odada dolaşırken ellerini saçlarından geçiriyordu. Zeliha Hanım seslere uyanırken Ercan kadına yapacağı açıklama için kendini rahat hissediyordu.
"Barış oğlum nerede? Beni niye buraya getirdiniz, oğluma götürün beni!"
"Zeliha Hanım, sakin olun lütfen." Derin nefes verdiği sırada Alperen ile göz göze geldiler. İki arkadaş tebessüm etti.
Umutları bir kez daha çiçek gibi filizleniyordu. Her saniye biraz daha gerçeklere doğru yol almaya devam ediyorlardı. Alperen'in pes etmeyişi, Ercan'ın soğukkanlılığı, Başak'ın zekası, Menekşe'nin cesareti, Barış'ın umudu... Adaletin yerini bulması için uğraşan beş genç.
Ve bu tabloya dahil olması gereken iki isim : Atakan ve Dila.
Her şey sona mı eriyordu yoksa tüm bunlar bir başlangıç mıydı?
•
Sonunda kaoslu yerde kesmedim asfşxsvşğxbqahxhx
Atakan'ı da olaylara dahil edeceğim, biraz daha sabredin😌
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın❣
Görüşmek üzere 🦋💙
YOU ARE READING
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.
