"Ne demek istiyorsun?" diye sordu sessizce. Duyacağı şeylerden çekiniyordu, Alperen ne zaman bir gerçeğin farkına varsa sonucu ağır bir darbeyle sonuçlanıyordu.
Alperen gözyaşlarını tutamadı, yere oturdu. Ameliyathanenin yolunu gözleyen bakışlarına yorgunluk, öfke ve acı nakış nakış işlenmişti. Titreyen ellerini yumruk yaptı, göğsüne baskı yapan kalbinin acısını hissettiğinden haykırmamak için yumruk yaptığı elini hafifçe ısırdı. Ercan bir abi şefkatiyle dizlerini kırıp ve Alperen'in gözlerinin içine baktı.
"Çocukluk travması var onun, hemcinslerinden korkar. Kadınlardan da biraz çekinir." Ercan kötü ihtimalleri düşünmek bile istemedi, Barış'ın kötü hayatı içine dert olmuştu.
"İki yıl boyunca korkuyu iliklerine kadar yaşattılar belki de ona, aklını kaybetmedi. Bizi arkadaşı bilirdi sanırım, yakın değildi bize ama yanımızda arada gülerdi. Sessizdi. Gelme umudumuza öyle sıkı tutunmuş ki..." derken sesi soluğu kesildi ufak bir hıçkırık dudaklarından firar etti.
"Dila'yı çok severdi, ablası yerine koymuştu. Onun için her şeyi yapardı."
Alperen dayanamıyormuş gibi sustu, dizlerini kendine çekti. Kollarını bacaklarına dolarken küçük çocuk gibi başını dizlerine yasladı. Kimin ne düşündüğü umurunda değildi, kendi dünyasında en ağır suçlu kendisiydi.
"Şimdi daha iyi anlıyorum, Kemal şerefsizini sevmezdi. Bunu o zamanlar anlamamıştık ama şimdi anlıyorum. Barış her şeyin farkındaydı. Çok fazla şey biliyordu ve o da sonunu getirdi."
Ercan bir müddet sessiz kaldı, Alperen öylesine dolmuştu ki fütursuzca kelimelerini sıralıyordu. "Atakan beni hayatından çıkardı Ercan, yıllarca onu kaybetmemek için çırpınan Alperen'e üzülüyorum. Kendime yabancılaşıyorum sanki, hata üstüne hata yapıyorum. Çevremdekilere dertten başka bir şey veremiyorum, baksana, senin de gecen gündüzün mahvoldu. Özür dilerim." Tebessüm etti ve kafasını kaldırdı. "Evine git Ercan, izinlisin."
Ercan öfkeyle kaşlarını çattı. "Beni sinirlendirme Alperen, bu dediklerini acına veriyorum. Saçmalamayı kes. En son ne zaman güldün, söylesene bana. İçten içe hiç acı çekmediğin son gün ne zamandı Alperen? Başak'ı unuttuğunu düşünüp kendini kandırdın. Arkadaşının aşkı için uğraşırken kendi aşkını neden kalbine gömdün? Sevdiklerine fedakar bir adamken kendine niye bu kadar acımasızsın?"
Alperen hiçbir şey demedi, Ercan'ın varlığı ona iyi geliyordu. Yeni dostuydu Ercan, Atakan gibi kardeşi gibi görüyordu Ercan'ı. Atakan da yanında olsaydı ne güzel olurdu.
Telefonunun cebinde yaptığı titreşimleri hissedince gelen mesaja baktı, Ercan'ın bakışlarına karşılık verip yorgunca gülümsedi. "Dila yazmış."
Dila: İstanbul'un havasını şimdiden özledim :)
Alperen: İstanbul senin evin Dila, en yakın zamanda yuvana geri dön :)
Dila: Geleceğim, söz veriyorum. Evime geri döneceğim kendimi bulduktan sonra.
Dila: Gece gece rahatsız ettim, uykusuz kalma
Alperen: Uyumuyordum, saatin farkında değilim.
ESTÁS LEYENDO
Dev Adam | Texting
Novela JuvenilDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.
