Bir

6.6K 488 475
                                    

Rüzgar hafif bir şekilde şehri es geçerek küçük motelin camlarına vurduğunda gün doğalı henüz birkaç saat olmuştu.

Kızıl saçlı adam uzandığı yatakta yanına döndü, yanındaki kadın sırtını ona dönmüş bir şekilde uyuyordu.

Camdan gelen hafif rüzgar içini üşüttü. Gözlerini açmaya zorlayarak sessizce yataktan kalktı. Hızlıca kıyafetlerini üzerine geçirdi. Kılıcını kemerine sıkıştırdı, bir yandan da geceyi beraber geçirdiği kadının adını hatırlamaya çalışıyordu.

Dudaklarından bir fısıltı çıktı.

" Hoşçakal, Amanda. "

Bahsi geçen kadın yavaşça yüzünü döndü ona.

" Dalia. "

"Ah, evet. Dalia. " dedi mahçup bir tonda. "Sanırım artık gitmem gerek. "

Odadan çıkarken yavaşça kapıyı kapadı. Sessizce koridorda ilerliyordu.

Girişteki masada uyuyan motelin sahibine baktı. Çıkmadan son bir kez adamı inceledi.

Parmağında parıldayan gümüş yüzük epey ilgi çekiciydi.

Kızıl saçlı adam keskin gözlerini etrafta gezdirdi. Yavaş ama kolayca yüzüğü adamın parmağından çıkardı.

Kapıdan çıkmak üzereyken motelin sahibi hızla yerinden fırladı ve bıçağını ona savurdu.

" Gel buraya! "

Hızlı bir şekilde kapıyı açmaya çalıştı ama, kapı kilitliydi.

" Lee Minho, kanun kaçağı." dedi adam tükürürcesine.

Adam Minho'nun üzerine doğru hızlıca koştuğunda Minho yana kaydı, adam yeri boyladı.

Dalia odasından çıktı, Minho ile sahibin kapıştığını gördü.

Minho.. Ne adamdı ama.

Dalia hülyalı gözlerle Minho'ya dalmışken motelin sahibi ona bağırdı.

" Bu adamı sen mi aldın içeri?! "

Minho hızla pencerelerden birini kırdı. Pencerenin pervazına tutunarak onları selamladı.

" Görüşmek üzere. " dedi sırıtarak. Dalia'ya başıyla son bir selam verdi ve hızla dışarı fırladı. Atının üzerine bindi, at şahlanırken motelin sahibi kapıyı açtı.
Minho hızla motelden uzaklaşırken adam arkasından bağırıyordu.

" Sonsuza dek kaçamayacaksın, Lee Minho."

Motelin duvarında asılı olan sararmış kağıdın üzerinde Minho'nun resmi vardı.

Üzerinde şöyle yazıyordu: Lee Minho, kanun kaçağı.

°°°

" Ne kadar eder? " dedi Minho yüzüğü yaşlı adamın önüne sürerek.

Yaşlı kuyumcu ağırca bedenini kaldırdı, gözlerini kısarak Minho'nun yüzünü görmeye çalıştığında Minho şapkası ile yüzünü kapadı.

" Hiç yabancı gelmiyorsun. " dedi yaşlı adam sorgulayarak.

Minho uzattığı yüzüğü kendine doğru çekti. " Ah, demek yüzüğü istemiyorsun."

Yaşlı adam hızla elini Minho'nun elinin üzerine koydu. " Hayır, hayır. " Yüzüğü geri aldı, bir süre inceledikten sonra bir tomar parayı Minho'ya uzattı.

Minho dükkandan çıkarken yaşlı adam sorgulayan bakışlarını masanın üzerindeki telefona çevirdi.

Hiç tekin durmuyordu, muhafızlara haber vermeli miydi?

Outlaw // MinsungWhere stories live. Discover now