Bölüm 2: "Girebilir miyim?"

702 76 40
                                    

Harry Hogwarts'a ışınlandıktan bir süre sonra Hogwarts Express'i de geldi. Seçim töreni başlamak üzereydi.Yeni gelen profesörler ve 1. sınıf öğrencileri dışında Profesörler ve öğrenciler Büyük Salon da yerini almıştı.

Mcgonagall herkesi susturmak için kaşıkla bardağına vurduktan sonra açıklama yapmak için ayağa kalktı.

"Hogwarts'taki yeni yılımız herkese kutlu olsun. Birazdan 1. sınıf öğrencileri gelecek ve seçim töreni yapılacak. Ancak ondan önce aramıza yeni katılacak İksir ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi profesörlerini çağırmak istiyorum. İşte yeni İksir dersi profesörümüz Draco Malfoy."

O sırada Büyük Salon'un kapısı açıldı ve platin sarısı saçları, buz grisi gözleri ve her zaman ki gibi siyah takımıyla Draco Malfoy içeri girdi.
Büyük Salon da alkışlar duyuluyordu. Draco öğrencilere küçük bir selam verip profesörlerin olduğu masaya geçti.

O sırada Mcgonagall devam etti, "Şimdi ise yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörünüz Harry Potter."

Draco 'Harry Potter' ismini duyunca afalladı.Önce yanlış duyduğunu düşündü ama Büyük Salon'un kapısı açıldıktan sonra doğru duyduğunu anladı.

İçeri, siyah dağınık saçları, zümrüt yeşili gözleri,gözlükleri ve herkesin nefesini kesen yara iziyle Harry Potter girdi.Büyük salondan alkışlar,fısıldaşmalar yükseliyordu.

"İnanılmaz!"

"Anlatıldığı kadar varmış"

"Gerçekten Profesörümüz mü olacak?"

"Çok heyecan verici"

Harry öğrencilere küçük bir selam verdikten sonra profesörler için ayrılan masaya yöneldi.

Ve zümrüt yeşili gözler,buz grisi gözlerle buluştu.

Harry afalladı.O gördüğü kişi Draco muydu, Draco Malfoy?

Gözleri birbirine kenetlenmişti ve ikiside birbirine boş ama anlamlı bakışlar atıyordu. Harry daha fazla ayakta duramayacağını farketti, zaten daha fazla böyle durursa dikkat çekecekti o yüzden profesörler için ayrılan masaya geçti. Ve tek kalan yere, Draco'nun yanına.

"Potter-"

"Kes sesini." diye fısıldadı Harry. "Sonra konuşacağız."

Aslında konuşmak istediği pek söylenemezdi. Tabii ki kalbinin derinliklerinde bir merak ve özlem duygusu vardı ama öfkesi ağır basıyordu.

O sırada Mcgonagall devam etti.
"Şimdi de seçim töreni için 1. sınıfları Büyük Salon'a davet ediyorum."

Büyük Salon'un kapısı açıldı. Harry'nin gözleri hemen Scorpius'u buldu. Draco'yu yıllar sonra görmesinden dolayı gerginliğine, şaşkınlığına ve öfkesine rağman Scorpius'a küçük bir gülümseme gönderdi.

"Şimdi isminizi söyleyeceğim, buraya geleceksiniz, şapkayı başınıza koyacağım ve hangi binaya gideceğinizi öğreneceksiniz."
Ardından devam etti. "Anna Glory"
Söylediği kişiler oturağa oturup hangi binaya yerleştiğini öğrendiler. Ardından sıra Scorpius'a geldi.

"Scorpius Rickman"

Harry kimsenin anlamaması için durumu Mcgonagall ile konuşup, 'Potter' yerine herhangi bir soyad kullanılmasını istemişti. Scorpius bu duruma şaşırmadı çünkü babası bu konu hakkında daha önceden oğluyla konuşmuştu.

Scorpius adı söylendiğinde gergin ve heyecanlı bir şekilde Mcgonagall'ın yanına gitti. Oturağa oturdu ve Seçmen şapka kafasına yerleşti. Bir kaç saniye sessizliğin ardından Büyük Salon Seçmen Şapka'nın sesiyle inledi.

"SLYTHERİN"

Harry'nin yüzüne ufak bir gülümseme geldi. Slytherin olma ihtimalini biliyordu ve hangi binaya giderse gitsin onu sonuna kadar destekleyecekti.

Draco'nun yanında olduğunu hatırladığında Scorpius'a bakarak gülümsemeyi hemen bıraktı. Aklındaki tek şey seçim töreni ve ziyafetten sonra hemen Mcgonagall'la konuşmaktı. Draco'nun Hogwarts'ta profesör olacağını ona nasıl söylemezdi? Ya o, ya da ben okuldan ayrılacağız diye düşündü. Aklına başka türlüsü gelmiyordu. Bunları düşünürken Mcgonagall'ın sesiyle irkildi.

"Seçim töreni bittiğine göre artık ziyafete başlayabiliriz."

Ardından Dumbledore'un yaptığı gibi parmağını şıklattı ve tüm masalar yemeklerle donandı. Albus dahil olmak üzere tüm 1. sınıflar ağzı açık yemeklere bakıyordu. Ardından hiç tereddüt etmeden ziyafete başladılar.

Yemek bitmişti, öğrenciler sınıf başkanlarını takip ederek yatakhanelerine gittiler. Harry, öğrenciler Büyük Salon'dan gider gitmez profesörler için ayrılan masadan kalktı ve Mcgonagall'ın oturduğu tarafa gitti.
"Profesör Mcgonagall, biraz konuşabiliriz miyiz?"

Mcgonagall Harry'nin ne konuşmak istediğini biliyordu. Zaten onunla konuşmak isteyeceğini daha önceden tahmin etmişti. Harry'e baktı ve "Gel, odama geçelim" dedi. Beraber Büyük Salon'dan ayrıldılar.

*

"BAKIN,GEÇMİŞTE YAŞANANLARI BİLİYORSUNUZ. BUNU BANA SÖYLEMELİYDİNİZ!"

Harry gerçekten çok sinirliydi ve sakin kalamıyordu. Konuşurken farkında olmadan sesini yükseltmişti ama öfkesinden doğru düzgün düşünemiyordu.

"Bak Harry, sırf Malfoyla geçmişte yaşadıkların yüzünden bu fırsatı yok saymana izin veremezdim. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersinde çok iyiydin ve Dumbledore'un Ordusu üyelerine iyi eğitim veriyordun. Sen çok iyi bir öğretmen olacaksın Harry. Sırf Malfoy için bundan vazgeçmene izin veremem."

"En azından benimle konuşabilirdiniz!"
Sesini alçaltmayı başarmıştı. Kalbi göğüs kafesinden fırlayacak şekilde hızlı atıyordu ve kesik kesik nefes alıyordu.

"Harry, ikimizde senin vereceğin tepkiyi adımız gibi biliyoruz. Hatta önceden bilseydin Scorpius'u başka bir okula göndermeye bile kalkışabilirdin."

"TABİİ Kİ DE ÖYLE YAPACAĞIM!"

Harry yine sinirine hakim olamayıp bağırdıktan sonra bir ses geldi. Bu, kapı tıklatma sesiydi.

Sesin ardından bir baş uzandı. "Girebilir miyim?"

Yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Ayrıca okunma sayısı ile oy sayısı arasında büyük fark var. Okuduğunuz zaman bir saniyenizi ayırıp oy verirseniz sevinirim<3
712 kelime

Love Me Again | DrarryWhere stories live. Discover now