Keiji'nin kalbi parçalanıyordu "Bak az kaldı, birkaç gün daha dayanacaksın tamam mı Bo? Biraz kendine sinirlerine hakim olacaksın. Ben seni burada bekliyor olacağım geldiğinde." arkadaşının hıçkırıkları geliyordu sadece "Sonra aylarca gitmen gerekmeyecek eve. Burada birlikte olacağız tatlım. Hadi ağlama artık, ssh ağlama."

"Keiji."

"Bak her yer kötü insanlarla dolu, burası da öyle biliyorsun ama ben de seni yalnız bırakmayacağım tamam mı? Bana ihtiyacın olduğunda hep yanında olacağım."

"T-tamam. Sen beni nereden aradın?"

"Ortak salonda kartlı bir telefon var."

"Ah bilmiyordum."

"Ararım seni bazen tamam mı? Üzülme sen. Bu kart biraz az kaldı sanırım ama alırım yenisini, sorun değil tamam mı?"

"Keiji sen bir meleksin."

Keiji kıkırdadı "Değilim. Erkenden uyumaya çalış olur mu?"

"Tamam."

"Yattın mı?"

"Yatıyorum."

"Hadi gir yorganın içine kapat ışıklarını."

"Tamam."

"Yarın her şey daha güzel olacak tamam mı? Sinirlendiğinde seni sakinleştiren bir şey düşünmeni ve yok saymanı istiyorum. Aynı burada olduğu gibi. Yapabilir misin?"

"Mhm yapabilirim."

"Tamam kapatıyorum şimdi, uyumaya çalış, uyuyamazsan bana yaz tamam mı?"

"Tamam. Keiji?"

"Efendim?"

"Teşekkür ederim iyi ki varsın."

"Sen de Bo."

Kıpkırmızı olmuştu telefonu kapadı hemen. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Çok üzülmüştü tabii arkadaşının anlattıklarına ama telefonu kapatırken söylediği sözler... Ondan başka kimseden duymamıştı böyle bir şey. Yüzünde bir gülümsemeyle gitti odasına. Bokuto'nun battaniyesine sarılıp uykuya daldı.


Bokuto hala tam olarak kendini toplayamamıştı. Keiji'nin sözlerini düşündü, seni sakinleştiren bir şey düşün demişti. Belki uyumak için de işe yarardı. Beni sakinleştiren şey... Düşündü, annesini getirdi gözlerinin önüne. Kalbi acıyla sıkıştı, hayır hayır dedi kendine. Başka hayatta bir şeyi yoktu ki tüm anıları ona acı veriyordu. Hep annesi ile yaptığı şeyler geliyordu aklına. Sonra aklından bir çift koyu mavi göz geçti. Sonra yerini arkadaşının güzel yüzüne bıraktı. O hafif ve üzgün gülümsemesi tüm zihnini kapladı. Kendi gülümsemesine engel olamadı. Onun sakinleşme aracı Keiji'ydi. Onu düşünerek uykuya daldı.

Birkaç gün sorunsuz geçmişti Bokuto için, genelde odasında kalıyor, yemeklerde mutfağa gidiyordu. O kadını görmemişti tekrar. Babası ise arada yanına uğruyordu. Sinirlenmemek için Keiji'yi düşünüyordu onunla konuşurken. Cevapları hep monotondu zaten. Hep aynı şeylerdi. Ama salı akşamı başka bir nedenle gelmişti yanına.

"Bokuto?"

"Efendim?"

"Ne zaman başlıyor okul?"

"Gelecek pazartesi."

"Anladım, Cynthia'nın ailevi bir nedeni yüzünden ben şehir dışında olacağım birkaç gün."

Cynthia babasının karısıydı. "Tamam." dedi sessizce. 

"Belki seni göremeyebilirim. Bir şeye ihtiyacın varsa şoföre söyle"

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now