ένα

32 3 3
                                    

 Masaların arasından geçerken beni tanıyan herkesin şaşkınlıkla bana baktıklarını görüyordum. Oysa ben buradan en son geçtiğim günü hatırlamıyordum bile.  Dördüncü sınıf falandım herhalde. Durmstrang 'taki on iki yedinci sınıf  olarak mugglelardaki değişim öğrencileri gibi Hogwarts 'a gelmiştik. Adımın gidenler listesinde olduğunu gördüğüm an aklımdan ''Karma'' diye geçirmiştim ''Adını almanın onurunu yaşatacağım Nemesis'' 

Tüm olanlar bana takıntılı olan Abednego yüzünden başlamıştı ; onunla Remus'u aldattığım dedikodusunu yaymış , üstelik nereden öğrendiyse Remus'un kurt adam olduğunu herkese yaymıştı. Mckinnon benimle görüşmeyi kesmiş , beraber kaldığımız odadan taşınmıştı , tüm okul beni dışlar olmuştu. Remus bun-onu aldattığım yalanını- öğrendiğinde duyduğu hiçbir şeye inanmamasını söylemek için ona koşuyordum. Çoktan öğrendiğini bilmeden... Ben yanına gider gitmez tokat atmıştı bana... Yere düştüğümde hiç bu kadar aşağılandığımı hissetmemiştim.  O günden sonra ''Kanlı Esmer'' diye anılmaya başlanmıştım okulda , kahverengi  saçlarıma ithafen Kanlı Baron'dan esinlenerek. 
 Altı ay boyunca dışlanmalara , parmakla gösterilmeye ve zorbalık görmeye göğüs germiştim ama sona geldiğimi hissediyordum . Yedinci ayın başlarında intihar girişiminde bulunmuştum. Gözlerimi kapatırken bile Remus 'un  en zeki Çapulcu üyesi olarak anılmasına rağmen   Abednego 'ya nasıl olup ta inandığı vardı . Beni kurtaran beraber büyüdüğüm arkadaşım   Melanie olmuştu . Odama nasılsın demek için gelip , beni kanlar içinde görünce annesi  Poppy teyze 'yi , nam-ı diğer Madam Pomfrey 'i  çağırmıştı. Madam Pomfrey beni yerde öyle kanlar içerisinde görünce öyle bir çığlık koyuvermişti ki tüm Gryffindor binası başımıza toplanmıştı Melanie 'nin anlatımına göre.
 Sonrasında beni hastane koluna Remus kucağında  götürmüş . Ondan sonraki üç saniyelik bile olmayan anıları çok iyi hatırlıyorum;
Poppy teyzem elinde büyüdüğüm için bana düşkün biriydi . Abednego ve diğerlerini pataklayıp ''YA ÖLSEYDİ?!''  diye bağırıyordu . Ve gözlerim kapanır. 
Bir diğer açtığımda  Abednego tüm yaptıklarını itiraf ediyordu , Remus , Black Potter , Pettigrew , Evans , Mckinnon ... Hepsi dehşete düşmüş gibiydi . 
Son açışımda ise ayak ucumda babam duruyordu , Gözlerimi daha iyi açabilmek için  birkaç kez kırptım . Babamın sıktığı ellerinden sinirli olduğu ve çıkan boyun damarlarından  bağırdığı belli oluyordu. Doğrulmaya çalıştığımda gülümseyip yanıma gelse de gülümsemesinde endişe vardı . 
Başımı okşayıp
''İyi misin?'' diye sordu . Diğer herkes başıma üşüşmüştü . Gürültüyü duyan Poppy teyzem yanıma ilaç tepsisiyle geldi . Elinin tersiyle babamın göğsüne vurarak ''Wolfgang çekil şuradan'' dedi . Babam ve Poppy teyzem sürekli şaka maksatlı atışırdı .  Onların bu atışmalarını         Melanie 'yle zevkle izlerdik.  Normalde asla altta kalmayan babam sadece dudağını dişleyerek geri çekilmekle yetindi . Annemin ölümünden sonra babam ''Vaftiz anne anne yarısıdır'' diye düşünerek beni onun elinde , dolaylı yoldan Melanie ile birlikte büyüttürmüş olmuştu . Poppy teyzem beni Melanie 'den ayırmazdı hiç.
''Nemesisi tatlım nasıl hissediyorsun kendini?''

O gün uzun bir süre boyunca hastane kolunda kalmıştım ,beni bir bakışımdan anlayan Poppy teyzem babam dışında herkesi kapı dışarı edip beni babamla yalnız bırakmıştı . 
''Neden yaptın bunu?''
Babama mektuplarla tüm olanları anlatmıştım . Olayların çoğunu biliyordu yani.
''Kurtulmak istedim'' Ellerimle yorganı tırnaklarken yorgan desenlerine bakıyordum . Çizgileri ne kadar güzelmiş aslında. 
Derin bir nefes almıştı. 
''Seni Durmstrang 'a aldırmamı ister misin?''
Bakışlarımı yorgandan çekip babama yönelttim . 
''Cidden mi?'' 

Toparlandıktan sonra kimseye çaktırmadan Gryffindor kulesine çıkıp eşyalarımı toplamıştım .  Gryffindor kulesinden çıkıp ilerlerken dersler bitmişti. Hızlıca ilerleyip öğrencilerin arasından geçmeye çalışıyordum . Bileğimi tutan b elle oflayarak Remus'a döndüm. 
''Gidiyor musun?'' Arkasında diğer çapulcu üyeleri vardı. 
''Şunu yapmadan hayır'' deyip ona tokat atmıştım . 

Gözümü etrafta gezdirirken Melanie 'yi gördüm. Sevgilisi ile beraber oturmuş  bakışımı yakalamaya çalışıyordu. Onlara göz kırpıp önüme döndüm. 
Arkamda duran Clodeus yanımda duran Octavius ile arama eğilip
''Queen göster seninki hangisiyse de gidip musallat olalım herife'' Octavius omuz üstünden Clodeus 'a bakıp
''Seninki deme lan herife'' dedi , sonra bana dönüp ''Harbi queen göster de musallat olalım''
Önümüzdeki Lilith kızıl saçlarını eliyle çarparak 
''Siz elinizi kana bulamayın , ben delilsiz halledeceğim.''
Lilith 'in yanındaki Amadeus ''Ulan kankamıza neler çektirmiş bir Crucio atmayalım mı be?!''
Arkamızda Clodeus 'un yanındaki Elijah ''Yuh , Avadalasaydın kardeşim.''
Araya girdim. ''Lan yeter tamam biliyorum biriciğinizim ama benim yüzümden de Azkaban'a girmeyin la'' Dedim Lilith;
''Çok seviyorsun bizi ya'' dedi mırıltı şeklinde.
Karkaroff 'un bize bakmasıyla konuşmayı kestik. Dumbledore ile bir  şeyler daha konuştuktan sonra bizi Slytherin masasına götürdü.

Melanie ve sevgilisinin yanına geçip selam verdim.
''Selam Melanie ve Reggy'' Regulus yüzünü buruşturdu . ''Bana  böyle seslenme lan''
Melanie araya girdi. ''Beşi sana bakıyor''
Göz ucuyla onlara bakıp bizimkilere döndüm 
''Sakın hızlıca arkanızı dönmeyin ama'' diye uyarımı baştan yaptım . 
''Sarı kırmızı renklerle donalı masada iki siyah saçlı , iki sarışın, bir kumral bir kızıl göreceksiniz'' dedim . Uyarmamışım gibi onlara döndüler. ''İyi ki uyardım var ya''
Lilith dönerken 
''O iki sarışını shipledim nedense'' dedi umursamaz bir tavırla. 
''O sarışınlardan erkek olanı Peter Pettigrew , kız olanı Marlene Mckinnon ve Mckinnon en son hatırladığım kadarıyla Siyah saçlılardan biriyle çıkıyordu'' dedim.  Elijah,
''Seninki şu kumral olan mı?'' Diye sordu . 
Hamburgeri ısırmadan sordum 
''Nereden anladın la''
''Nemy ben senin ideal tipini biliyorum herhalde''
Başımı salladım. Haklıydı napabilirim?

Yemekler gitti pudingler geldi , pudingler gitti ve biz Karkaroff 'u beklemeye başladık. 
Elijah arkasına yaslanırken 
''Olum iyiymiş lan buranın yemekleri'' Dedi . 
''Boşuna mı o kadar övdüm sizce ?'' Yanımda oturan Clodeus saçımı karıştırdı . 
''Ağzının tadını iyi bilir bu'' Karnına elimin tersiyle vurdum bir tane .
''Kapa çeneni''

Arkama yaslanıp hepsine teker teker baktım . Elijah, Amadeus, Clodeus, Octavius... Bu beşi olmasaydı ne yaşadıklarımı atlatabilir, ne de Durmstrang 'a alışabilirdim. Lilith zaten kuzenimdi. Amadeus 'ta aile dostumuz, İkisi sayesinde olmuştu en çok...

Diğer Slytherin 'ler kalktı. Bize emredildiği gibi biz Karkaroff 'u beklemek zorundaydık. Yanımıza Malfoy ve Black geldi.
''Bizimle gelmeniz gerekiyor, size yatacağınız yerleri göstereceğiz.''
Karkaroff 'a baktık , on iki kişi aynı anda hem de. Bize başıyla onay verdiğinde ayağa kalktık. Hepimizi ayağa kalkmış gören profesörler kavga var zannedip buraya baksa da olmadığını , usulca Black ve Malfoy 'un peşinden gittiğimizi görünce dikkatlerini bizden farklı tarafa çektiler. 
Malfoy ve Black 'in arkasından Önce zindanlara , ardından Slytherin ortak salonunda bize verilen odaya geçtik. Odalar altı kişilik olduğuna ve on iki kişilik ekipte kız olarak sadece ben ve Lilith gelince mecburi olarak karışık kalacaktık. Biz diğerlerini geçiştirip bütün ekibi bir odaya alınca diğerleri yine mecburen diğer odaya geçti. Octavius ve Lilith yataklara girince ben , Elijah Clodeus ve Amadeus  boş boş bakıyorduk 
''Yatmıyor muyuz?'' Elimdeki boş ve dolu olan içki şişelerini kaldırdım 
''Hayır Lilith''  dedim 
'' Cesaret ve gerçeklik oynayacağız''



Bence iyi ve kötünün arasında bir bölümdü. İnşallah okunur bu kurgu yaklaşık dört aydır kafamda kurguladığım bir kurguydu. 

Her neyse okuyan çıkarsa bir iki kişi beğenmediğiniz yer veya cringe bulduğunuz bir şey olursa yorum atın lütfen ben vote değil , yorum bekliyorum .
Elijah karakterini Mikaelson olarak düşündüm bu arada asjdhgfahjkl


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NEMESİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin