%nervous

62 8 1
                                    

aklıma takılan bir şey vardı. mia'da kütüphanede çalışıyordu acaba tesadüf müydü?

kapıyı kapattım, önümde pek de uzun olmayan bir yol vardı. dünkü yağmurdan dolayı etrafta birikintiler vardı. birikintilerde zıplayan çocuklar eğleniyor gibi görünüyordu. onları izlerken farkında olmadan kütüphaneye gelmiştim.

kütüphane büyüktü ve eski bir binaydı. kapıyı açtım içeriye girdim. sessizdi, kimse yok gibiydi. gözüm onu, irina'yı aradı. etrafa çok göz gezdirmeden onu buldum.

saçları kahverengi olmasına rağmen bu boğuk yerde parlıyordu. ben ona bakarken o da beni fark etti. bana doğru yaklaştı.

"merhaba efendi-, kusura bakmayın leo."

bana adımla seslenmişti, sesi çok büyüleyiciydi.

"merhaba, kitabı getirmiştim." dedim.

kitabı uzattım, bana şaşkınlıkla baktı.

"ben size kendi yazdığım kitabı vermişim, çok özür dilerim. istediğiniz kitap bende olmalı." dedi.

ona baktım şöyle dedim ;

"yazdığın kitap harika ama aklıma birşey takıldı."

soru sorar gözlerle baktı:

"yazdığın kitapta mia adlı bir kız var, senin gibi bir kütüphanede çalışıyor."

güldü;

"evet, mia aslında benim, o kitap hayatımı anlatıyor."

şaşırdım, nasıl olurdu ki bu? mia kitabın sonunda ölüyordu. bunu irina'ya söylemedim. ben bunları düşünürken bana bir kitap uzattı, aldım. kitaba baktım ve şunları dedim;

"teşekkürler, artık gitmem gerekiyor."

gülümsedi ve eteğiyle zarif bir selam verdi.

kütüphaneden çıktım.

dead dreamsWhere stories live. Discover now