Arkasındaki kişi silahı daha sert bastırdı, Menekşe canı acıdığı için dişlerini sıktı. Sabırla bekliyordu, düşmanının en zayıf olduğu anda harekete geçecekti. "Yaşaman için tavsiye veriyorum diyelim, abiyi daha fazla kızdırmamalısın ufaklık."
Aniden arkasındaki adamın bacaklarına tekme atıp arkasına döndüğünde saçlarına asılan adamın kasıklarına tekme attı, öfkeyle harlanan kahveleri ateş saçıyordu. "Patronunuz karşıma çıkmadığına göre bayağı korkakmış." diye fısıldadı Menekşe, fısıltısı bağırmasından daha etkiliydi.
Adam silahın emniyetini açtığında Menekşe'yi güçlü eliyle bileğinden tutuyordu. Etrafları adamlarla çevrelenmişti, buna rağmen içinde zerre korku hissetmeyen Menekşe sert bakışlarını karşısındaki bedene sunuyordu. Menekşe, ani bir hareketle adamın yüzüne kafa attığında hızla belindeki silahı kavramış ve öfkeyle "İndirin silahları." diye bağırmıştı.
"Şimdi beni iyi dinleyin, ikinci kez tekrar etmeyeceğim." derken dudakları kıvrıldı, etrafındakiler silahlarını hâlâ indirmemişti fakat bu umurunda değildi, zarar görmeden buradan ayrılacağına inanıyordu.
"Evine dön avukat." dedi, az önce kafa attığı adam. Öfkeli bakışları Menekşe'yi etkilemedi, alaycı bir ifadeyle iç çekti.
"Zahmet edip gelmişsiniz, şimdi ise defolup gideceksiniz." diye bağırdı aniden Menekşe, elindeki silahın emniyetini açtı ve ciddi olduğunu gösterir gibi tek kaşını kaldırdı.
Bu sırada sokakta yankılanan polis sireniyle herkes afallamıştı. Ne olduğunu anlamadan polislerin araçlarından inip sokağa girmesiyle adamlardan birkaçı küfür etti, kaçamayacaklarını anlamışlardı.
"Menekşe?" derken bir yandan da koşan Ercan, nefes nefese kalmış hâlde Menekşe'ye yaklaştı. Polisler adamları kelepçelerken Alperen sırıtarak Ercan'a imayla bakıyordu, Yavuz kollarını göğsünde toplamış, Alperen'e eşlik ediyordu.
"İyi misin?" Ercan hasar tespiti yapmak ister gibi yüzünde dolaştırdı bakışlarını, ardından Menekşe'nin rahatsız olacağını düşünerek bakışlarını kaçırdı.
"İyiyim, siz neden buradasınız? Neler oluyor?"
Alperen yanlarına yaklaştı, Yavuz polislere yardımcı olmaya gitmişti. "Başak, Barış'ı test ettirmesin. Menekşe engel olur musun?"
"Başak'ın sözünden çıkmam, ne oldu orada? Yakalandınız mı?"
"Yakalandık sayılır," dedi Ercan, eliyle sokağın sonundaki aracını işaret etti ve beraber yürümeye başladılar. Alperen arkada kaldığı için bir müddet şaşkınca arkalarından baktı, ardından muzip bir gülümsemeyle peşlerinden gitti.
"Barış'ın tehdit altında olduğunu biliyoruz, test yapılırsa zor durumda kalacak. Başak ile görüşme yapmamız lazım."
"Doktor ile görüşemedim, planım mahvoldu." diye mırıldandı Menekşe. Alperen ise "Ercan ve ben görüşürüz, Başak'ı kurtarmamız gerekiyor." diyerek fikrini belirtti, Menekşe kafasını salladı.
"Halledeceğim, sizin şu anda yapabileceğiniz herhangi bir şey yok. Karakola gidip ifade vereyim, Savcı Bora ile konuşmaya gideceğim." Menekşe aklına gelen soruyu dillendirdi. "Siz beni mi takip ettirdiniz?"
"Ne?" diye mırıldandı Ercan, kaşları çatıldı.
Menekşe elindeki silahı beline yerleştirdi ve cebindeki anahtarla arabasının kilit tuşuna bastı, tok bir ses sokakta yankılanırken bakışları Ercan ile kesişti. "Polislerin yanında bulunan adam, asker. Az önce seninle beraberdi."
YOU ARE READING
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.
