4|Bir Ömür Kıymetinde

537 54 31
                                    

'Yok ilgim falan.' yazdı Vaha direkt.
'Neden ilgim olsun başka insanlara?'
'Benim bir tek sana ilgim var.'

Nare'nin gözleri irileşti. Ne yapacağını bilemedi bir an, yutkundu birkaç kez. Arkadaş olmak istiyorum diyen adam değil miydi bu? Daha birkaç saat geçmeden sana ilgim var diyordu.

"Arkadaşın olarak gördüğünü söylemiştin. Ne demek bu Vaha?"
Elini kaldırıp stresle dudaklarını kavlatmaya başladığında mesaj geldi Vaha'dan.

'Öyle Nare. Arkadaşım olmanı istiyorum. Ben başkalarıyla ilgilenmek değil, bütün ilgimi sana vermek istiyorum. Ne var ki bunda?'

Derin bir soluk alıp verdi Nare. Bu adam ne dediğini bilmiyordu.
"Arkadaşa öyle sana ilgim var denmez. Yanlış anladım birden."

'Yanlış bir şey söylemek istememiştim. Özür dilerim Nare.'

"Sorun değil. Özür dilemeni gerektirecek bir şey değil."

'Peki. Ne yapacaksın bugün?'
Başını kaldırıp kızlara baktı Nare. Biri oturmuş çay keyfi yaparken diğer ikisi masayı toplamaya başlamıştı bile.
"Bilmiyorum ki, kızlarla bir yere gideriz belki. Kafeye falan. Sen?" yazdı biraz düşünüp. "Tüm gün evde mi çalışacaksın?"

Mesaj görüldü olmasına rağmen Vaha bir süre yazmadı. Nare uzanıp az önce hiddetle bıraktığı çayından bir yudum alarak onu bekledi.  'Bilmiyorum, ben de çıkarım belki dışarı.'

"Anladım." yazıp gönderdi Nare. Başka ne diyeceğini bilemedi. Aklına hiçbir şey gelmedi bir an. "O zaman ben gideyim hazırlanayım olur mu? Sana kolay gelsin."

Cevap gecikmedi Vaha'dan.
'Tamam Nare. Teşekkür ederim.'
Derin bir solukla doldurdu ciğerlerini Nare. Kızlarla birlikte masayı topladılar. İkisi bulaşıkları hallederken diğer ikisi de evi düzenledi.

Sonunda sevdikleri bir kafeye gitmekte karar kıldılar. Hem bir şeyler içip sohbet etmiş olacaklardı hem de sessiz sakin bir yerde olan kafede kitaplarının keyfini çıkarmış olacaklardı.

Nare odasına geçip dolabını açtı. Birkaç şey çıkarıp koydu yatağının üzerine. Hangisini giyeceğinde karar kılamadı. Uzanıp komodinin üzerindeki telefonunu aldı. Yatağın üzerine serdiği iki kombinin fotoğrafını çekip Vaha'ya yolladı.

"Sence hangisini giyeyim Vaha?"

Bu kez direkt görüldü olmadı mesajı. Birkaç dakika beklemesi gerekti. Bu sırada saçını bağlayıp yüz bakımını yaptı. Makyaj yapmayı sevmiyordu zaten. Yalnızca bazı özel günlerde o da gerek duyarsa yapıyordu. Onun dışında doğal haliyle daha rahat ediyordu.

Bu birkaç dakika sonunda bildirim sesi duyuldu telefonundan. Hızla ilerleyip açtı telefonu. Tuhaf geldi bu durum ona. Birkaç saniye durup boğazını temizledi.

'Ben mi seçeyim?' yazmıştı Vaha. 'İkisi de yakışır sana. Anlamam ki ben çok.'
Bir tebessüm belirdi Nare'nin dudaklarında.
"Olsun. Hangisi daha güzel sen seç."

Mesaj görüldü olsa da bir süre bir şey yazmadı. Muhtemelen fotoğraflara bakıyordu.  'İkinci attığın daha güzel sanki onu giy bence.'

"Tamam." yazdı Nare sırıtarak. Nedense mutlu hissediyordu kendini.
"Görüşürüz."
Yüzündeki tebessüm silinmeden telefonu kapatıp bir köşeye koydu Nare. Vaha'nın seçtiklerini üzerine geçirirken düşünüyordu.

Sanki çok çabuk kabullenmişti Vaha'yı. Benimsemişti, mutlu etmişti onunla konuşmak.

Çevresinde arkadaşları vardı, ailesi vardı ama insan bir yerde yalnız hissedebiliyordu kendini. Nare'ye de sık sık oluyordu bu. Bazen kimseye açamıyordu içini. Anlatsa anlaşılmaz gibi geliyordu.

SESSİZ ADAMWhere stories live. Discover now