19.Bölüm KURŞUN

Start from the beginning
                                    

Zeynep kolumdan tutup mağazaya doğru çekmeye başladı. "Benim kuzenimin düğünü değil ya. Elbet alacağız." Mağazaya girdiğimde anladım bu mağaza büyükmüş hemde baya baya büyükmüş.

Yanımıza bir kız geldi. "Hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim size?"

"Vitrinde duran bütün elbiseleri satın alacaktık biz. En küçük bedeni olsun değil mi Beren?" Diyerek bana Döndü Zeynep.

Kendimi kafamı sallarken buldum. Kaşlarımı çattım ve Zeynep'in yanına gittim. "Orada 5-6 tane elbise var ve ben birisini beğendim fazla olur Zeynep." Zeynep kolumu tuttu.

"Ne yani diğer elbiseler kötü mü?" Göz devirdim. "Hepsi çok güzel ama ihtiyacım yok. Sadece siyahı alsak yeterli." Zeynep beni dinlemeden ilerlemeye başladı.

Yanında bende oflayarak ilerlemeye başladım. Kasaya gelmiştik. "Toplam 6 parça 12,340 tl tuttu. Nakit mi kredi kartı mı?" Gözlerim kocaman açıldı.

"Zeynep bak gerçekten gerek yok bırakalım." Zeynep kafasını olumsuzca salladı. "Kredi kartı olacak.'' Diyerek kredi kartını verdi.

"Zeynep bari ben ödeyeyim." Zeynep beni dinlemedi ve şifresini girdi. Kadın poşetleri uzatınca almak zorunda kaldım. Gerçekten de hiç gerek yoktu zaten çok pahalı tutmuştu.

Mağazadan ikimiz de çıktık. "Sana ödeyeceğim bunların parasını. Gerçekten gerek yoktu." Dedim dudağım istemsizce büzüşüyordu. "Parasını felan ödemene gerek yok. Hediyem olarak düşün bunları. Hepsi de sana çok yakışacak inan bana."

Gülümsemeye çalıştım. Gerçekten de ilk geldiğim gibi davranmıyordu bana. Çok iyi birisiydi. Arabanın yanına gelince Zeynep "İlyas bagajı açar mısın?" Demişti. İlyas hemen bagajı açtı. Elimizdeki poşetleri de tek tek alıp bagaja koydu.

"Selam!" Arkamızdan gelen ses ile bi an korksam da arkamı döndüm. Emre bi bana bir de Zeynep'e bakıyordu. "Selam Emre. Ne yapıyorsun buralarda?" Emre beni süzdü. "Öyle geziyordum. Asıl sizin ne işiniz var burada?"

Zeynep bana baktı ve göz kırptı. "Biz de alışverişe gelmiştik Berenciğim ile." Gülümsedim. Çantamın titrediğini hissedince içinden telefonumu çıkarttım. Yabancı bir numara arıyordu.

Telefonu açıp biraz uzaklaştım Zeynepgilden. "Efendim."

"O piç kurusunun ne işi var yanınızda." Kaşlarım çatıldı. Bu Çağrı'ydı ama niye küfür ediyordu. "Küfür etme Çağrı." Dedim sinirle. Zeynep ile Emre bana bakıyordu.

"Emre'nin ne işi var yanınızda?" Kaşlarım istemsice biraz daha çatıldı. Kafamı kaşıdım. "Sen peşimize adam mı taktın, neredesin sen?" Dedim etrafıma bakarak ve sinirle.

"Ben şirketteyim Beren. İlyas'ı aradım ne yapıyorsunuz diye ama bir öğrendim ki Emre sizin yanınızda." Gözlerim İlyas'ı bulunca onunda gözlerinin bende olduğunu gördüm. Sinirle baktım ona bakışlarını kaçırsa da.

"Tamam Çağrı kapatıyorum evde görüşürüz." Telefonu suratına kapattım ve sessize aldım. Telefonu geri çantama bıraktım ve Zeynep'in yanına gittim. "Artık gidelim mi Zeynep?"

Zeynep gülümseyerek bana baktı. "Olur gidelim. Hadi görüşürüz Emre." Emre gülümsedi ve bana baktı. "Görüşürüz." Dedi sadece.

KIRMIZI KUŞAK Where stories live. Discover now