Bir adım daha yaklaştı ona Ayaz dokunmadan omuzlarından sırtına dek bir yol çizdi. Hissetmiş gibi titredi Eren.
"Böyle durmuş inlerken ne düşünüyordun?"Dişlerini sıktı. "Bir şey düşündüğüm yok."
Üzerine eğilirken başını omuzuna indirdiğinde Eren gibi o da duvarı izlemeye başladı ve dudaklarının fısıltısı kulağını yalayıp geçti:"Bana neden öyle gelmedi." Dedi fısıldayarak. şimdi o da ıslanıyordu.
"Yapma. Islanıyorsun Ayaz içer de bekle."
"İlk kez ıslanmıyorum ya." Derken omuzlarından tutup onu kendine çekerek kollarının arasına aldı. Yüzünü boynuna gömdüğünde, inleyerek başını geriye attı Eren.
"Ahh, dur. Dur Bekle." Diye fısıldarken, Ayaz onu kendine biraz daha bastırdı ve elinin biriyle yavaşça göğüslerine indi. Dudaklarını onun boynuna bastırırken ikisi de gözlerini kapadı. Eren hızla nefes alırken Ayaz'ın eli onunla birlikte hareket ettiğinde gülümsedi.
"Neden bu kadar hassaslaştın? Neyi hatırladın?" diye fısıldarken kulağına, neredeyse tısladı Eren:
"Hiç bir şeyi." kısık kısık nefesleri hızlandığında. Hızla onu kendine çevirdi Ayaz, ondan kurtulmak isterken sırtı soğuk duvara yaslandığında irkildi Eren. Birden derin bir nefes aldı ve elleriyle Ayaz'ın omuzlarından tuttuğunda, o da bir eliyle Eren'in bacağını kendine doğru kaldırarak inlemeleri içinde parmaklarını deliğine götürüp okşayarak içeri itti. Bir kez daha irkildiğinde o, birden durdu Ayaz. Parmaklarını geri çektiğinde elindeki sıvıya baktı. Başını indirip Eren'e baktı:
"Kaç kere yattın?" Diye sordu.
Öylece onu izlerken:"Seni ilgilendirmez." Deyip başını diğer yöne çevirdi.
"Kaç kere içine boşaldı?"
Dişlerini sıktı Eren:"Seni ilg..." Sözünü tamamlayamadan hızla onu arkasına çevirip eğdi ve parmaklarını deliğinden hızla içeri sokarak çığlıklar atmasını sağladı. Poposunu suya tutarken parmaklarını sokup çıkarttığında kıvranıp çıkmak için debeleniyordu ama Ayaz izin vermiyordu. "Kes artık, bırak beni." diye bağırırken Ayaz şampuanı da alarak tamamını üzerine boşalttı. Vücudunun her yanını köpüklere bulamıştı. Eren kurtulmaya çalıştıkça onu daha sıkı tutuyordu. "Kes şunu." Derken zar zor. Ayaz suyu sonuna dek açtı ve daha sıcak ayara getirdi. Şimdi neredeyse ikisi de yanıyordu. "Yeterrr.." diye bağırırken Ayaz'a vurmaya başladı. "Öldürecek misin? ikimizi de yakarak mı öldüreceksin? Bu şekilde temiz gideceğini mi zannediyorsun? Ne sen. Nede ben. Duydun mu beni? İkimizde günahlarımızdan arınamayız. Bizim gibilerin sonu zaten cehennem." Diye bağırmaya devam ederken hıçkırarak ağlamaya başladı. Daha fazla dayanamayıp acı içinde inlediğinde Ayaz, yavaşça soğuk suyu açtı. Vücudunun gerginliği yumuşarken öylece oturup kendini bırakırken başını Ayaz'ın göğsüne gömdü. Nefes alışları normale döndüğünde ne kadar süre o suyun altında oturduklarını bilmiyorlardı.
YOU ARE READING
Ölümcül Saplantı (+18)
Teen FictionGünahlar ateşe dönüştü diye aşk özgürlükten vazgeçer miydi? O halde hangi bedende olduğunun ne önemi vardı? Lakin önemliydi işte. Derler ki: Uçsuz bucaksız bu gökyüzünün altında her birimiz küçücük birer kum tanesiyiz. O kadar varız ve dah...
Düş Bölüm 15
Start from the beginning