-Sanki ... Sanki şey gibi
Immmm.. Hani böyle kamikazeye binersin, beş dakika önce yediğin mısırlarla içtiğin kola burnundan gelir gibi olur ya! Öyle bir yanarli dönerli durum.
Hıh aynen . Aynen öyle bi durum
+Pamuk fare, senin şu benzetmelerin beni benden alıyor.
Vallahi seni algılarım açık dinlesem, şu söylediklerini bı yere not edip ilerde yer yer kullansam üniversite okumaya falan gerek kalmaz.
Ekmek çıkar yani burdan bana! Hayır bu kadar çok çeşitli benzetimi, garip garip anlatımları nerden buluyorsun anlamam ki!!
-Bak zeytin burunlum! Bunlar yetenek işi olduğu kadar, benim şahsına münhasır olmamla da ilgili tabii ..
Bak gülme! Ciddiyim. Neyse ne diyordum ..
+Şahsına pekhasil.
-Hah benim şahsımın derinliği diyorduk da uzun mevzu şimdi oraya girmiyorum. Neyyyyseee yani diyeceğim şu; 'O çocuk insana değil benzetim yaptırmayı, şiir yazdırır şiir. Şiirden de ne kadar nefret ederim biliyorsun demi!
Yani işte...
+Ha o derece diyorsun yani!
-'Derecesi de laf mı?' dedi derince iç geçirerek.
+Vay be! Bizim okulda öyle biri varmış ha! Ben niye görmedim acaba?
-hah! Sanki gözünü çevirdiğin var. Bakıyorsun bakıyorsun kime baktığın neye baktığın belli değil. Hayatımda senin kadar bakar kör görmedim yeminle. Sınıfındaki beş kişinin adını yüzüyle eşleştirebilir misin sen acaba???
Birden bi sessizlik çöktü ikisine de. Kırmak için söylememişti tabi. Yani kırılmaması gerekirdi..
-Gösteririm sana sonra.
Dedi yüzüne doğru eğilerek. Aslında kırılıp kırılmadını anlamak için sempatiklik yaparak.
Bu kıza kırılacak biri dünyada var mıydı ki? Kalbi ve beyni olan biri için bunun mümkün olduğu söylenemezdi. Gittiği her yere sanki ışığını bulaştırıyor, insanların içindeki saf enerjiyi saniyeler içinde ortaya çıkarıyordu bu kız. Birinin ona değil kırılmak, yüzünü asması bile mümkün değildi.
Yüzünü ona çevirerek tebessüm etti. Bu sayede kırılmadığını da göstermişti.
İşte her şey böyle başladı aslında gönül yuvalarında. Irmak akmaya başladı, karlar eridi yol oldu, yolda katılan göl oldu , göl büyüdü doldu doldu doldu... Sığmadı deniz oldu. Bir şehrin öyküsü, üç yüreğin yanma hikayesi böylece efsane yolunu tuttu.
Pişmanlıklar olacaktı kuşkusuz.. Gönüller coşacak, ömürler onlara yol olacaktı. Et pişerse karın doyurur, gönül pişerse ömrü geçer cihan doyurur. Üç yüreğin ateşi böylece kıvılcım aldı. Ateş ola gönle derman. Derman ola ömre ferman! Yolları açık ömürleri sağ ola. Birlik ola Ya Hak!
VOCÊ ESTÁ LENDO
~~~~"AŞK"A AŞIK~~~~
Diversosİki dost bir ateş, aşkın farklı yüreklerdeki hareleri.. Aşkın ve aşıkların hikayesi. Her şey bir yürek çarpıntısı. Bir gönül merakı meselesi. Bazen bi şey o kadar dokunur ki içinde bir yerlere, her şeyi degiştiriverir. Bir yürekte başladı kıvılcım...
