40.Bölüm

6.3K 366 47
                                    

Keyifli okumalar.

🪄

Uzay arabayı kullanıyor, bende Bufi'yle beraber ön koltukta oturuyordum. Almanya'da olduğum sürece, Uzay'ın çalıştığı yerde staja gidecektim. İlk deneyimim olduğu için oldukça heyecanlansam da, uykum daha ağır basıyordu.

Normalde mesai 08.45'de başlıyordu, ama stajyerler için 07.45'di. Bende Uzay'la beraber geldiğim için o Karan beyle konuşmuş, halletmişti.

"Güzelim?"

Uzay'ın seslenmesiyle, gözlerimi ona sabitledim.

"Mavişim?"

Gülümseyip, ışıklarda durdu. O da aynı şekilde bana bakarken, dudaklarını araladı.

"Sessizsin, neden?"

Işıkları kontrol edip, sürmeye devam ederken arada gözlerini yine bana değdiriyordu.

"Heyecanlıyım sanırım, ondan olabilir."

Sadece kafasını sallayıp, sessiz kaldı. Aynı şekilde ben de sessiz kalırken, aramızdaki tek ses açtığı kısık sesli müzik sesiydi.

Sonunda vardığımızda arabadan inip, girişe doğru ilerledik. İnerken Bufi'yi arabada bırakmıştım. İlkokula gelmiş çocuklar gibi hissediyordum kendimi, bu hâlime kendi kendime gülümsemeden edememiştim.

Uzay personel kartını okutunca, ben de okutmuş ve beraber girmiştik. İlk kez geldiğim için bir yandan etrafı inceliyor, diğer yandan da Uzay'ı takip ediyordum.

Uzay bazı şeyleri evden bana anlattığından ne yapılacağından biraz haberim vardı, ama yine de heyecanım gitmiyordu.

Asansöre binip, düğmeye bastı. Kaybolmaktan korkan çocuklar gibi yanından ayrılmamaya özen gösteriyordum.

"Bu kadar gerilme." Deyip gülümsedi.

"Alışacağım artık." Deyip ben de aynı şekilde gülümsedim.

Kısa süre sonra kata varınca, kapılar açıldı. Herkes Uzay'a selam verirken, o da baş selamıyla onlara karşılık veriyordu.

"Ben kendi odama geçiyorum, birkaç dakikaya sistemi öğretmek için geleceğim." Deyince kafamı olumlu anlamda salladım.

,

"Anladın mı tamamen?" Deyip bakışlarını bilgisayardan çekip, bana yönlendirdi.

Alt dudağımı dişleyip, sessiz kaldım. Pek bir şey anlamamıştım çünkü.

"Şey, pek anlayamadım. Bir kez daha anlatsan olur mu mavişim?"

Gelen öksürük sesiyle kafamı kaldırınca, Karan'la göz göze geldik.

"Yaka kartlarımıza bakalım lütfen."

Ciddiyetle konuşunca, yutkunmadan edememiştim. Sözün bana olduğunu biliyordum çünkü.

Uzay'a yaklaşıp sessizce fısıldadım; "Bu beni hiç sevmiyor sanki, çok iş verecek bak demedi deme."

Uzay gülümseyip, konuştu.

"Yok hiç böyle biri değil aslında. İşi ciddiyetle yapıyor sadece."

Koca Bebek | TextingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum