Herkese merhaba!
Yani hâlâ eğer burada olan varsa... Çünkü biliyorum ki çok ama çok uzun bir süre burada değildim ama bunu elimden geldiğince telafi edeceğimin garantisini verebilirim.
Burada olan, bana destek veren ve umudumun kırılmasına izin vermeyen canlar için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Her zaman belirttiğim gibi her şeyden önce sizin düşünce ve fikirleriniz benim için önemli olan. O yüzden yorumlarınızı bekliyor olacağım, canlar.
Multimedia: Robin Tate
Hepinize iyi okumalar!
🔥
"Let's spend the night together,
I know you want it too.
The magic of the moment,
Is what I've got for you."
Doğrudan gözlerimin içine bakarak söylemeye başladığı şarkı, sözleriyle sert bir şekilde yutkunmama neden oldu. Gözlerimi, yeşil gözlerinden kaçırmak ve ikinci kadehimin dibindeki şarabı tek dikişte bitirip buradan çıkmak istiyordum fakat bir şey, içimde ne olduğunu bilemediğim bir şey vardı ki, beni burada oturup onun gözlerine bakmaya zorluyor ve dudakları arasından çıkan sözlere dikkat kesilmemi sağlıyordu.
"Let's reach the top together,
One night will never do.
An exploding shot of pleasure,
Is what I've got for you."
Bu şarkıyı önceden mi kararlaştırdığını yoksa birkaç dakika içinde mi söylemeye karar verdiğini merak etmeye başlamıştım.
"Why don't you close your eyes,
And let your feeling grow.
I make you feel the taste of life,
Until your love will flow."
Bir an için bile olsun yeşil gözlerini benim gözlerimden ayıramıyor oluşu yetmiyormuş gibi dudaklarına küçük, yaramaz bir çocuğun sırıtışını yerleştirip bana göz kırptı. "Let us find together, the beat we're longing for."
Bu hareketi yeniden sert bir şekilde yutkunmama sebep oldu. Derin bir nefes aldım ve elimdeki kadehi dudaklarıma götürüp kırmızı şarabımdan bir yudum aldım.
"The rhythm of love,
Keeps me dancing on the road.
The rhythm of love,
Got the groove that hits the bone.
The rhythm of love,
Is the game I'm looking for.
The rhythm of love,
Is the heartbeat of my soul."
YOU ARE READING
Welcome to The Final Show | hes
Fanfiction"İnsan yaşattığını yaşar." derlerdi ancak ben tam tersini yaşamıştım. Şu an tam karşımdaydı. Zümrüt yeşili gözleriyle benim acıdan kıvranan ruhumu görüyor gibi dikkatle bakıyordu bana. Her zaman yaptığım şeyden kaçındım ben de. O cesurca ve bu denli...
