Bölüm 2

21 1 0
                                    

3 yıl önce...
Alain gizli bir görev için İtalya'ya görevlendirildi. Alanında rakipsiz olan Alain en az 5 dil biliyor ve iyi dövüşüyordu.Güçlü bir gözleme ve analiz yeteneğine sahipti ayrıca çok iyi rol yapabiliyor ortama anında atapte olabiliyordu.Görevde tek başınaydı hiç bir arkadaşı ona eşlik etmeyecek hatta edemeyecekti çünkü operasyon insan kaçakçılığıyla ilgiliydi
ve kaçırılanlar arasında olması gerekiyordu.Bu onun için sorun değildi ama daha yeni bir görevden çıkmıştı dinlenmeliyi istiyordu çünkü aklını toplamakta sorun yaşıyordu fakat bunu kimseye söyleyemezdi bu meslekte bahanelere yer yoktu ve yapmalıydı. Hazırlanmak için bir haftası vardı tüm planlar yapıldı 10 kişilik bir ekip onu hazırlamak için oradaydı dinleme cihazı ve nerede olduğunu anlayacakları bir çip takıldı nerede bulunacağı ve karşılaşacağı kişiler tüm liste tanıtıldı. Artık her şeyi ezbere biliyordu gitmek için hazırdı.Ekiple birlikte özel bir uçakla İtalya'ya iniş yaptı bir gece otelde konakladıktan sonra artık ekipten ayrılma vakti gelmişti hedef İtalya'nın en tehlikeli sokakları, görevi ise kimsesiz çaresiz rolü yapmaktı. Tehlike geceleri güneş gibi doğuyordu Napoli' nin üstüne, aylardan Nisan olmasına rağmen hava hala soğuk ve ıslaktı. Napoli'nin tehlikeli sokaklarında usulca yürüdü yaklaşık bir kaç gün dolaştıktan sonra belirlenen yere ulaştı artık yanına mutlaka birileri gelecekti, biliyordu bulunduğu bölge sessiz gibiydi ama yerin altı bir o kadar gürültülüydü sanki cehennem boşalmış tüm şeytanlar burada toplanmıştı bunu en derinden hissedebiliyordu. Bir sokak lambasının altında yüzünü gökyüzüne dönerek uzandı huzurla gözlerini kapattı ortalama 15 dk içinde bir grup tarafından fark edildi. Yere uzamış şapkasını gözlerinin üstüne kadar indirmişti gözlerini kapattı yağmuru dinliyordu, sanki onları fark etmemiş gibi yaptı.
Kural 1: Fark edilmek istiyorsan asla fark etmemelisin.
Bu sessiz umursamazlığa kimse kayıtsız kalamazdı. Sessizce yanına yaklaştılar Alain fısıltıları duyabiliyordu "kimdi bu?" Meraklarını gidermeyi onlardan fazla istiyordu. Grubun lideri Norman iri yarı bir adamdı. Sıfıra tutturduğu kafasına dövmeler yaptırmıştı kazandığı paralar parmaklarından anlaşılabiliyordu değerli taşlarla dolu yüzükler. Belki geleceğe böyle yatırım yapıyordu kendince. Alain' in ayağına vurarak onu uyandırdı
Norman: Sende kimsin? buralarda hiç görmedim yardıma ihtiyacın var gibi duruyor, dedi ama bu yardımseverliğine kendisi bile inanmıyordu.
Alain: Size de iyi geceler beyler, dedi umursamazca aksanlı bir İtalyanca konuşuyordu zavallı gibi görünüyordu onları kaybolduğunu ikna etmeliydi
Alain:Uzun zamandır sokaklardayım bilmediğim bir şehir, bana bir çok şeyi kaybettirdi servetim elimden gitti meteliksizim anlayacağınız ben size yardım edemem, dedi
Alain'in konuşmaları eski, yırtık, kirli elbiseleri dağılmış ve bitkin görünümlü halini destekler nitelikteydi.
Norman:Yanlış anladın beni hadi dostum senin için bir şeyler yapabilirim sende benim için bir şeyler yapabilirsin anlaşabiliriz, dedi
Alain:Benden korkuyor musun?
Norman:Korkmalımıyım?
Alain:Sana biraz önce her şeyimi kaybettiğimi söyledim kaybedecek bir şeyi olmayan insanlardan korkmalısın bence ben korkardım.
Norman:Evet haklısın dostum ama hala kendini kaybetmemişsin bu korkuyu azaltıyor öyle değil mi?, dedi biliyordu Norman ondaki potansiyeli görmüştü nasılsa insan zarrafıydı onu hangi bölümde kullanacağını iyi biliyordu zaten ilk hedefleri zayıf ve kötü durumdaki insanlardı böylece işini kolaylaştırıyor ve onların zaaflarını iyi bir şekilde kullanabiliyordu.
Alain: Tamam o halde, dedi.
İşi çok fazla uzatmak istemiyordu bir an önce cehenneme inmek ve onlara kendi cehennemi yaşatmayı istiyordu. Uzandığı yerden kalktı ve el sıkışıp gruptaki diğer kişilerle tanıştıktan sonra yeraltı dünyasına inmek için yürüdüler. Önce bir binaya giriş yaptılar ardından asansörle 3 kat aşağı indiler. Kalabalıktı her bir bölme farklı bir göreve hizmet ediyordu karanlıktı karanlığın tüm boyutu hissediliyor adeta yaşanılıyordu her yer acıyla, kaçırılan çocuklarla, kadınlarla ve tükenmiş erkekler ile doluydu elleri bağlıydı ve hepsine itaat etmelerini kolaylaştıracak ilaçlar verilmişti sanki trans haline geçmişlerdi kendilerini kaybetmiş gibiydiler buda onların işini kolaylaştırıyordu tabi. Norman Alain'i patronuna götürüyordu çünkü onun için büyük bir planı vardı bu planı patronuyla da konuşmalıydı. Alain'in bu labirentten farksız yeraltı şehrinde dolaşıp, etrafını gözlemlerken aklından şu düşünceleri de beraberinde götürüyordu "cehennem sıcak olurdu fakat burası tüm soğukluğuyla ve bu soğukluğun getirdiği ıssızlıkla birleşmiş ümitsizliğin, tükenmişliğin tohumlarını ekmiş yaşama sevincini ve enerjisini sonuna kadar tüketmişti" Alain yukarıdayken düşündüğünden vazgeçti burada şeytana ihtiyaç kalmamıştı bunlar şeytanın insan şekline bürünmüş haliydi. Artık değişim ve uyanış başlamalıydı etrafındaki o çaresiz insanlara bakarak içinden yüksek sesle az kaldı diyordu sanki onların duymasını dilercesine. Sonunda varmışlardı Norman Alain' e dışarda kalmasını söyledi ve içeri girdi yaklaşık 5 dk sonra Norman Alain' ni çağırdı. Alain içeri girdiğinde gördüğü manzarayla şaşkına dönmüştü. Belli ki patron dedikleri kişi bir doktor ve her şey merdiven altı. Hiç hijyenik olmayan bir ortamda amelliyat masasında orta yaş bir kadına uyuşturucu yerleştiriyorlardı.Patron diye seslendikleri bu adam kadını açık bir şekilde bırakmış meraklı gözlerle Alain'i inceliyordu. Galiba sıradaki uyuşturucu paketini nereye yerleştireceğini falan düşünüyordu. Belli ki Patron işi elinde tutuyor hiç bir şeyi riske atmıyordu bu da hata payını düşürüyordu. Patron amelliyat ekibine "Tamamdır kapatabilirsiniz" diyerek Alain'in yanına geldi.
Patron:Söyle bakalım senin adın ne bizimkilere de söylememişsin
Alain:Uberto efendim
Patron:Gördüklerinden memnun gibi gözükmüyorsun
Alain:Alışık değilim efendim
Patron:Bana Patron diyebilirsin, dedi ardından yanındaki uşaklara Alain için yemek getirmelerini söyledi. Üstündekileri çıkarıp ellerini yıkayan Patron masasına geçerek Norman'ı yanına çağırdı fısıldayarak konuştukları için söyledikleri pek anlaşılmıyordu. Kafasını kaldırmadan Uberto, diye seslendi Patron, Uberto masaya doğru gitti o sırada yemeği gelmişti.Uberto yemeğini yerken Patron konuşmaya başladı
Patron:Bak Uberto antlaşma gayet basit sen benim için çalışacaksın bende senin karnını doyurup seni koruyacağım. Sana vereceğim görevi yapmaya hazır mısın?
Uberto: Önce görevi öğrenmem gerekiyor Patron, sonuçta her şeye her an hazır olamıyoruz
Patron:Endişelenme Uberto seni biz hazırlayacağız sen yeter ki evet de.
Uberto kafasını evet anlamında yavaşça sallayarak Patron'un gözünün içine doğru baktı korkusuzca. Patron cesaret dolu bakışları hissetti ve bu durumdan memnundu çünkü Uberto'ya vereceği görev deniz aşırı ve onun içine koyacağı mallar en gözdesi. Patron'un Uberto'yu böyle bir görev için seçmesinin sebebi aralarında en iyi durumda olan Uberto olmasıydı çünkü teslimat tarihi çok yaklaşmıştı birazda sıkışmış olan Patron Uberto' yu kendisi için altın değerinde bir av gibi görüyordu.Çok fazla vakit yoktu hemen ertesi gün Uberto'yu hazırlamak için Patron bizzat işe koyulmuştu Uberto sedyeye uzandı ne yapacaklarının farkındaydı fakat uzun sürmeyeceğinide biliyordu serumun içine verilen ilaç etkisini göstermeye başladığında başında Patron'dan ayrı 3 kişi daha bulunuyordu ve ağır ağır gözlerini kapatan Uberto az da olsa endişelenmişti çünkü savunmasız olduğu bir zaman geçirecekti, neyse ki dinleme cihazı vardı ne konuştuklarını ekip duyabiliyordu ve sonra kendiside dinleyebilirdi. Gözlerini açtığında karnının sol yanı sarılmıştı sesleri, tebrikleri ve gülüşmeleri duyabiliyordu vakit öğlenden biraz geçmiş Uberto artık kendini toplamıştı. Patron Uberto' nun yanına gelerek durumunu sordu Uberto iyiyim anlamında kafasını sallarken birazdan ben seni deşeceğim anlamında da gözlerinin içine bakıyordu Patron bu bakışları cesaret olarak kabul edip bu durumdan memnuncasına masasına yöneldi herkes harıl harıl çalışıyordu belli ki akşama kargo vardı o kargolardan biriside kendisiydi. Kilit noktada buydu, nereden nasıl fark ettirmeden kaçırabiliyorlardı onca malı, zaten bunun için buradaydı Alain, Uberto olarak. Gecenin son demlerinde 3 kamyon yaklaştı. Kamyonlar büyük karton paketlerle yüklüydü. Arkalarda gerçek ön taraflarda ise insan paketleri. Bu paketlerin dışına özel kokular sürülüyordu böylece köpekler istenilen kokuyu duyamıyorlardı. Hepsine karşı koyamayacakları kadar ilaç verilmişti. Çocukları kamplara göndermek, zengin ailelere satmak için kadınları ise farklı ülkelere fuhuş için paketlemişlerdi diğer kısımda Uberto gibi uyuşturucu kargosu olmuştu. Zamanı gelmişti artık Alain kamyonların plakasını ekibe gizlice bildirdi ekip yükleme sırasında baskın yapacaktı bu sırada İtalya polisiyle iş birliği içindeydiler bu sebeple kimliğinin belirsizliğini korumak için baskın sırasında oradan kaçabilmeliydi arka sokakta onu almak için bir araba bekliyor olacaktı. Şimdi sıra uyuşturucu kargosu olan insanlara gelmişti tabiki Uberto'ya da. Tam da endişelenmeye başlamıştı ki ortalığın hareketlendiğini fark etti buda geldiklerini gösteriyordu. İtalya insan kaçakçılık ve uyuşturucu amirliğinden 5 kişilik ana ekip ve bir çok destek ekip Alain'in ekibiyle birlikteydi. Ekibin başı Hector ekibin gözdesi Rocco, yakışıklısı Santino, en dikkatlisi ve yardım severi Salvador, en şakacısı Zofie, son olarak en tuafi Elfie. Tuaf olmasının sebebi 6. hissinin kuvvetli oluşu ve kişilerin aklını okuyabilmesi bu onu diğerlerinden farklı kılıyordu.Hector Zofie'yi, Salvador'u ve Rocco'yu kamyonlara gönderdi Elfie ve Santino' yu yanına alarak tünellere indi. Her yer gaz bombasından göz gözü görmüyordu tabi bu durum Alain' in işine geldi ve bu karışıklıktan kolayca sıyrılabilecekti gitmeden önce Patron denilen adama yumruk atmayı da ihmal etmedi fakat bilmediği bir şey vardı, fark edilmişti köşeyi dönerken Elfie ve Santino fark etti onu, kaçtığı için suçlu zannettiler ve peşine düştüler. Labirent gibi olan bu tüneller de herkes kolayca yolunu kaybedebilirdi Santino ve Elfie ayrılıp iki taraftan Alain'ni yakalamak istedi. Elfie sezilerine güvenerek seçtiği yolda haklıydı. Tam da Alain'i logor kapağından çıkarken gördü Alain şimdiye kadar hiç bir operasyonda yakalanmadı bunda da aynı şey geçerliydi fakat peşindeki farklıydı çünkü onu destekleyen ön sezileri şimdiye kadar onu da hiç yanıltmamıştı ve yakalayacağına emindi.Alain sonunda yeryüzüne çıktı arkasında birilerinin olduğunu biliyordu fakat hiç arkasına bakmamıştı bir eliyle karnını tutuyordu kanaması vardı ve bir an evvel onu bekleyen araca binip ona koydukları paketten kurtulmak istiyordu. Alain önceden belirlenmiş sokağa yöneldi ve sonunda aracıda görmüştü tam kapıyı açtı ve arabaya binecekken arkasında silahın tetikleniş sesini duydu durdu hızlı ve derin nefes alıp veriyordu arkasına dönmesine gerek yoktu arkasındaki kişinin bir kol uzaklığında olduğunu gölgesinden anlamıştı daha fazla dayanacak gücü de kalmamıştı ve yakalanamazdı da o an aklına ilk gelen şeyi yaptı birden Elfie' nin silahından ve bileğinden hızlıca tutarak araca koydu sonuçta silah tetik halindeydi ve silahı alarak tehlikeyi yok etti kendiside hızlıca araca binerek kapıyı kapattı. Neler olduğunu anlamayan Elfie etrafına bakındı araba kurulmuş bir sistem ve ekip vardı Alain yüzünde acıyla bir taraftan eliyle kanamasına basınç yaparken bir taraftan Elfie'ye kim olduğunu sorar Elfie şaşkınlıkla ve birazda sinirle arka cebinden rozetini çıkarır ve görevde bir polis olduğunu söyler ve etrafına bakarak merakla sizde kimsiniz sorularını çoktan yöneltmiştir. Ekip başı Onofre de şaşkındır kurallar belli ve şimdi ne olacak? Onefre Elfie'ye merkeze gidince bilgilendireceğini söyler bu sırada Elfie'yi komseri Hector aradı telefonunu açmak için çıkartan Elfie' nin elinden telefonu birden alıp camdan dışarı atan Alain " Ölüler telefonla konuşamaz der? " kural bellidir Alain'ni gören oda Alain gibi ortadan yok olacaktır.Elfie çok sinirlenir kendisi hakkında karar verilmesinden hoşlanmaz ve bu emrivaki tavırlar hiç hoşuna gitmemiştir ve bundan sonra hayatının büyük ölçüde değişeceğini hisseder ama kendini tutamaz ve biraz sert çıkışlar yapar bu durum merkeze kadar sürecek bir tartışmaya sebep olmuştur.Hava inceden inceden yağmaya başlamıştır merkeze geldiklerinde. Alain hemen tıbbi destek alır ve amelliyathaneye götürülür Elfie de Onefre ile birlikte toplantı odasına geçer.
Onefre: Biliyorum Elfie biraz şaşkınsın, sen her şeyi bilmiyorsun, sizin ekipten bilen varsa o da Hector lakin oda fazla bir şey bilmiyor sadece operasyon, planlama ve zamanlama biz bu operasyonu asıl planlayanlarız fakat görevin gizli olması gerekiyordu sen bu gizliliği ihlal ettin biliyorum bilerek yapmadın ama oldu işte. Tüm ekip arkadaşlarının dosyası dahil hepinizi daha önceden incelemiştik çünkü kimlerle çalışacağımız iyi bilmeliyiz seni de inceledim ve yetenekli bulduğunu itiraf etmeliyim. Şimdi bana ne olucak sorularını fazla bekletmeden cevaplandırmak isterim sen Alain'nin söylediklerine bakma biraz sinirliydi senin gibi yetenekli bir kişiyi harcamak istemem ve tabikide seni öldürmeyeceğiz rahatlayabilirsin bizde kanun adamlarıyız sonuçta. Gelirken çok düşündüm ve bir sonuca vardım seni ekibime alıyorum benden sonra arkadaşlar bilmen gerekenleri sana anlatıp biraz eğitim verecekler yarın sabah erkenden yola çıkacağız. Biz biraz hızlıyızdır buna şimdiden adapte olmalısın.
Elfie şaşkındır birden ekibini nasıl bırakabilir onlara veda etmeden, ona isteyip istemediğini bile sormamıştır ve arka arkaya kelimeler ağzından birden dökülüverir
Elfie:Efendim ben teklifinizi kabul edemem üç maymunu çok iyi oynayabilirim içiniz rahat olsun bırakın beni ekibime geri döneyim.
Onefre:Sana seçenek sunmadım fark ettiysen isteyip istemediğini de sormadım sana emir veriyorum sen emirlere karşı mı geliyosun?
Elfie durumun ciddiyetinin ve farklılığının farkına varır ve kendini zar zor toparlayarak" Hayır efendim onu demek istemedim özür dilerim " der
Onefre: Bu arada artık eski ekibin yok onlara farklı bir bölüme transfer edildiğin bilgisi senle konuşmadan önce ulaştı bile, artık geriye bakamazsın geçmişin yok sadece geleceğin var
Elfie'nin boğazı düğümlenmişti her şeyin 1 saat içinde yıkılıp tekrar yapılması hala idrak edebilmiş değildi. Onefre odadan çıktı 5 dk sonra bir kaç kişi eğitim ve bilgilendirme için gelmişti bile, söylediklerinden anladığı tek şey evden hiç bir şeyini bile alamadan bu şehirden ayrılacağıydı. Ekibi, arkadaşları, evi, ailesi her şey bir bir gözünün önünden geçti, Alain acaba haklımıydı peki o nasıl baş edebiliyordu, nasıl bu kadar duygusuzdu? Odadan herkes çıkınca tek başına kalan Elfie' nin sadece sol gözünden tek bir damla avcunun içine düştü koskoca geçmişi bir damlaya sığdırmış ve avuçlarının içinden akıp gidişini seyretmişti. Ertesi sabah hiç tanımadığı insanlarla özel bir uçağa binmiş bilmediği bir ülkeye yolculuğu başlamıştı. Artık tek bir yerde kalması olanaksızdı bir yere ait olmayacaktı. Her şeyin bir gecede bambaşka hale gelmesi Santinoyu şüphelendirmişti tabiki tüm ekibide ama kim ne yapabilirdi Elfie'nin bu şekilde ayrılmayacağını herkes biliyordu ve durumun başka bir boyutta olduğunu anladılar ama aralarında en çok etkilenen Santino olmuştu ve onu bulmak artık çok zordu, duyguları gibi. Elfie uçakla İtalya' dan ayrılırken Elfie'nin evinin kapısında sabahlayan Santino' nun bekleyişi boşunaydı bir türlü Elfie' ye söyleyememişti gerçek duygularını zaten Santino ona karşı olan duygularını ne hissettiğini Elfie'nin bildiğini biliyordu sonuçta ön sezgileri güçlüydü sadece Elfie'nin de onu sevmesini ve duygularının karşılığını bulmasını bekliyordu. . Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte son kez Elfie'nin evine baktı onu pencereden el sallarken ve gülümserken hayal etti ve sessizce elveda diyerek oradan uzaklaştı. Dün gece ayrıldıkları tünelde Elfie'nin kayboluşunu seyretmişti bu sahneyi asla unutamazdı bilemezdi ki bir daha dönmeyeceğini eğer bilseydi oda peşinden gider asla elini bırakmazdı tâki Elfie de kendisini sevinceye kadar...

ROSE KUVARSWhere stories live. Discover now