Bölüm 1

31 1 1
                                    

"Yağmur Alain'i uyandırmak istercesine güçlü bir şekilde yağıyordu hava soğuk, ay dolunaydı Alain yavaşça gözlerini açtı nerede olduğunu anlaması uzun sürdü yağmur dinmişti ve sanki sırasını dolunaya ve yıldızlara bırakıyordu yavaşça. Her yer isimsiz mezarlıklarla doluydu ve o kadar ıslanmıştı ki titremekten çenesini kontrol edemiyordu tırnakları, dudakları mosmor olmuştu .Etrafına bakındı buraya nasıl geldiğini anlamıyordu. Mezarlıklardan sesler gelmeye başladı, hepsi birden sanki Alain'le konuşmaya başlamışlardı. Alain kulaklarını kapattı ve güçlü bir şekilde bağırmaya başladı ama fayda vermiyordu yaptığı hiç bir şey bu sesleri duymasına engel olamıyordu. Her biri birer anı gibiydi beyninin içinde yankılanıp tüm bedenini sarıyor ve gücünü tüketiyordu daha fazla dayanamadı çünkü buradan hemen çıkmak istiyordu ve çaresizce koşmaya başladı tâki bir mezarın içine düşünceye kadar. Burada tüm sesler bir anda susmuştu sanki ve bu mezar, taşı yazılı olan tek mezardı yazan şey ise "Ölmedim ama yaşayamıyorum da. Bul beni" aklı karışan ve üşüyen Alain mezarın içine yavaşça uzandı, yağmur bedenini tekrar sarmaya başlamıştı ve kulaklarına fısıldanan huzur verici şarkının zihnini ele geçirmesine karşı koyamayadan uykuya daldı .Gözlerini tekrar açtığında kendisini yatağın da uyur uyanık halde buldu ve hala ıslaktı üşümekte olup boğazına kadar örtünmüştü. Pencerenin önünde bir kız perdeyi birden açtı, güneş tüm ihtişamıyla karanlık olan bu odanın içine doğarak kızın yüzünü karanlığa bıraktı. Kız beyaz bir elbisenin içinde beline kadar uzanan saçlarıyla Alain'e doğru yaklaştı, usulca yatağa eğildi ve Alain'nin alnından öptü bu sırada Alain onun gül gibi kokusunu kalbine ulaşıncaya kadar içine çekti kız kulağına eğilirken derin bir nefes aldı ve yavaşça "Kalbine dokunmama izin ver böylece ruhunu sarabilirim" dedi ve elindeki sıcacık rose kuvars taşını buz gibi olmuş kalbinin üzerine bıraktı ve arkasına bakmadan yavaşça odadan çıktı. Rose kuvars taşından Alain'in kalbine bir sıcaklık akmaya başladı, yataktan kalkmayı kızın peşinden gitmeyi istedi fakat bedenindeki ve gözlerindeki ağırlığa daha fazla dayanamadan tekrar gözlerini kapattı. Sessizliğin bile kaybolduğu bu oda da gözlerini boşluk sarmış ve bakışları anlamını yitirmişti ne zaman uyandığını bile bilmiyordu ve uyandığında elini kalbinin üstünde buldu bedeni hala üşüyordu elinden kalbine akan sıcaklık sanki tüm bedenini ısıtmaya yeterdi. Odası hala gül gibi kokuyordu, sanki o biraz önce ayrılmıştı odadan. Bir süre daha yataktan çıkmadı tâki kalbi tüm bedenini ısıtıncaya ve bu güzel koku kayboluncaya kadar. Alain herkesle aynı geceyi yaşasada karanlığı farklıydı her ne kadar gecenin sancıları içine dolsa da dağların tepelerine doğan güneş Alain'e de doğacaktı ve şafağın ilk ışıkları onun olacaktı ve artık bir karar vermesi gerekiyordu çünkü vaktinin geldiğini, mezar taşında ne yazdığını, zihnini ele geçiren şarkıyı ve bir daha bu rüyayı görmeyeceğini biliyordu.Tek bilmediği ise "o kimdi?" buna dair zihninde hiç bir şey yoktu ama kalbi bunun tam tersiydi, zihni ne kadar bilmesede hatırlamasada kalbi bi o kadar hissediyordu.Her şeyi öğrenmenin vakti gelmişti ve izin vermeliydi kalbinin aklına yol göstermesine bedenine hükmetmesine...Gitmeliydi tesadüf olmayacaktı sözleştiği yaşam durağında buluşturulacaktı. Hazırlandı ve arkasına bakmadan kapıyı hızlıca kapattı. Döndüğünde
aklıda kalbi de bir olacaktı biliyordu çünkü inandı...

ROSE KUVARSWhere stories live. Discover now