Bölüm 3: Gül Bahçesi

28 8 7
                                    

         Bu bölümü de bu kadar yazdım çok uzun yazmak istemiyorum. Konudan şaşmayayım diye beynimdeki kelimeleri bazen oturtamıyorum. kitabımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. 

.

iyi okumalar 

Hala  bu günü aklımdan çıkaramıyorum. Beni kaldırdıktan sonra utancımdan elimi çekip oradan koşarak uzaklaşmıştım. odama kendimi nasıl attığımı bilmiyorum. sevincimden iki saatten beri yorganı tepikliyordum. 4 yıldır sevdiğim çocuk elimi tutmuş ve bana gülümsemişti inana biliyor musunuz ? elimi asla yıkamayacağım. aslaaa 

Annemin odaya girip "git elini yıka yemek hazır "demesi gözlerimi devirmeme sebep oldu. en olmadık anlarda ortaya çıkma be kadın .

"ben elimi yıkamayacağım " dedim ve annemle kavgamız başladı sonuç annemin beni zorla banyoya götürüp ellerimin ikisinde bol sabunla zorla tutarak yıkamasıyla son buldu. 

Annem inatçı bir kadındı. Sanırım bu huyumu ondan almışım. bu yüzden ne zaman Bir şeylerde ters gitsek kavga ediyoruz ve bir galip çıkıyor babam ise aramızda kalıyor. Ben banyoda yıkanmış ellerime bakarak ağlayıp tepinirken babam ise beni teselli etmeye çalışıyordu. ama nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. "kızım bir daha kirletirsin elini bir şey olmaz" diye saçma cümleler kurmaya başlamıştı.

Babamın "Bu arada bisikletin nerde göremedim evin önünde" demesiyle jetonum düştü. bisiklettt. daha fazla ağlamaya başladım. ya ben nasıl onu orda bırakıp koşarak eve geldim ya . gül bahçesi evimize çokta uzak olmayan bir yerde olduğu için babama arkadaşıma gidip geleceğim yalanı atarak evden çıktım. 

Hava kararmış biraz korkunç bir hal almıştı. Genelde gece dışarı çıkmazdım. bir en yakın arkadaşım Dilan'ın yanına giderim. oda evlerimiz yakın olduğu için babam izin verirdi.

Hafiften yağmur çilemeye başlamıştı. Gül bahçesine geldiğimde düştüğüm yerde ezilmiş gülleri aradım. Ezilmiş güller olduğu gibi duruyor, bisikletim orada değildi. Yağmur hızını arttırınca  daha fazla ıslanmaya başladım. ve üşümeye ama bisikleti kaybettiğimi nasıl babama söyleyecektim bu beni daha çok titretiyordu. biz çok varlıklı bir aile değiliz. babam bu ay bisiklet aldı diye biraz zorlandı evi geçindirmeye . Bunları düşününce ağlamaya başladım göz yaşımla yağmur birbirine karışmıştı. kenardaki banka oturarak ne yapabilirim diye düşünüyordum.

Önümde şemsiye ile duran birini görünce korkuyla geriye adım attım  kafamı yukarı kaldırdığımda az kalsın küçük dilimi yutacaktım. şaşkınlıkla ona bakarken o beni şemsiyesinin altına aldı. Beni beni bihteriniiii 

"sokak kedisi gibi ne yapıyorsun burada "diye sordu. o kadar şaşırmıştım ki kitlenip kalmıştım. suratına ışık tutulan tavşan gibi. suratına mal mal bakıyordum 

"iyi misin " diye sordu .bu sefer cevap vermemenin saygısızlık olacağını düşünerek. "i-i-yim" dedim kekeleyerek sesimin böyle çıkacağını düşünmedim. benim kekeleyişim onu gülümsetmişti. rezil oldum sanırım.

"Bisikletini mi arıyorsun " dedi. bisikletimmm beni hatırlıyor beni hatırlıyoooor. Başımı olumlu anlamda salladım. " Evim şu karşıda çalınmasın diye içeri koydum. "dedi

Biranda sevinç nidası atarak "Gerçekten çok teşekkür ederim" nerdeyse boynuna atlıyordum son dakika tutum kendimi. saçmalama kızım kendine gel. no temas no 

" Bu kadar mutlu olacağını bilseydim. ilk onu söylerdim" dedi. mahcup mahcup "teşekkür ederim." dedim. yanaklarım alev almıştı.

Bölüm sonu sevgiyle kalın...




Keşke Benim OlsanOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz