2.3

3.1K 317 359
                                    

düz yazılarda pek yorum olmuyo da, elinizden geldiğince yapabilirseniz çok sevinirim <3

Ne mutfaktan geldiğini tahmin ettiği tangırtılar ne cayır cayır yanan peteklerin sıcaklığı ne de yeni bir güne doğmuş güneşin kırık ışıkları Baji'yi suratına yapışmış siyah saçlarından geçerek uyandırmaya yetmemişti.

Onu uyandıran şey burnuna sürekli değdiğini hissedip durduğu bu yumuşak ve tüylü şeydi.

Chifuyu'nun gri renkli tüyleri olan tombiş yavru kedisi Natsu yatağın üzerinde dönüp dönüp kendine yatmaya yer ayarlarken kuyruğu Baji'nin burnuna değip duruyor, sürekli onu gıdıklıyordu. Güç bela gözlerini aralayabildiğinde burnunun dibinde gri ve tüylü bir şey görmüş olmasıyla büyük bir çığlık atmış, adeta apartmanı ayağa kaldırmıştı.

Chifuyu duyduğu çığlıkla gözlerini kısıp omuzlarını refleksen yukarı kaldırırken yatak odasından pat diye bir ses gelmiş olduğunu fark edince hemen elindeki bıçağı bırakıp oraya koştu.

"CHİFUYU SENİ GEBERTECEĞİM!" diye bağırıyordu Baji. Oğlan korkak bir biçimde kafasını kapıdan çıkartıp çok dikkat çekmeden olan bitene baktı. "BEN SANA KEDİNİ BURADA GÖRMEK İSTEMİYORUM DEMEDİM Mİ YA?" Baji düşmüş olduğu yatağa tekrar oturdu ve ona doğru tıslayıp duran kediye kötü bakışlar atmaya başladı.

"Üzgünüm!" diyerek gülmeye başladı Chifuyu. "Pek üzgün gibi görünmüyorsun ama?"

"Kahvaltı hazırlamak için mutfağın kapısını açınca çıktı hemen. Ben de onu arka balkona kapamıştım ama nasılsa içeri girmeyi başarmış, sen de kapıyı aralık bırakmışsın girmiş içeriye. Benim suçum yok!" ardından kedisini kucağına alıp sevmeye başladı.

"Eğer kahvaltı hazırlıyorsan hiçbir şeye dokunmadan önce ellerini yıkasan iyi edersin. Bir de kediye elliyorsun karşımda."

"Çok kırıcı ve düşüncesizsin!" dedi Chifuyu. "Küçücük bir kedi o, hem ellerimi yıkıyorum zaten merak etme! Tıpkı kedimi sık sık yıkadığım gibi!"

Baji ağrılar girmiş şakaklarında gezdirdi parmaklarını. Saçları gece terden suratına yapışmış ve ucuna tutuşturduğu toka bir şekilde kafasından çıkıp yatağın içinde kaybolmuştu. Kalkıp yastıkların ve yorganın altında aramaya başladı tokasını. Chifuyu ise çoktan tekrardan mutfağa geçmiş ve ellerini yıkayıp kahvaltı hazırlamaya devam etmişti.

Baji tokasını bulur bulmaz saçlarını öteberi topladı ve Chifuyu'nun, ayağına verdiği terlikleri giyerek güzel kokular gelen mutfağa ilerledi. Oğlan oradan oraya koşturuyor, her işi kendi başına halletmeye çalışıyordu. Baji her ne kadar gavat olsa da yedirememişti kendine, gidip yardım etmek istedi.

Chifuyu gözlerinin önüne düşen saçlarını sürekli koluyla attırmaya çalışırken diğer yandan yemeklerle uğraşıp duruyordu. Baji, onun saçlarından ne kadar rahatsız olduğunu fark edince kendi kafasındaki tokayı çıkartıp arkasına geçti ve Chifuyu'nun alnına düşen saçlarını avuçlarının arasında topladıktan sonra kafasının üzerinden minicik bir kuyruk yapıp topladı hepsini.

"Rahatsız ediyorlardı seni." dedi sadece. Chifuyu böyle bir şey yapmasını beklemiyordu. Önce birkaç saniye donup kaldı, sonra ise tatlı bir gülümseme kapladı suratını teşekkür niyetinde. Öyle ki Baji, yanaklarının pembeleştiğini uzağında durmasına rağmen fark edebilmişti.

Bu da hoşuna giden bir görüntüydü hiç şüphesiz.

Chifuyu güç bela elindeki kocaman patatesi soymaya çalışırken Baji onu izleyip duruyordu ve bu gerçekten üzerinde baskı yaratan bir durumdu. "Öyle soyulmaz patates." dedi en sonunda. "Nasıl? Patates soymanın bir kuralı mı var ki?"

[✓] ᴅᴜᴍʙ&ᴅᴜᴍʙᴇʀ » 𝘣𝘢𝘫𝘪𝘧𝘶𝘺𝘶Where stories live. Discover now