Gülümseyip ayağa kalktığında yanıma gelip burnumdan öpmüştü. Elimdekileri çırpması için ona verdiğimde fırını kapatıp kekimi çıkarmıştım.

"Ayy Pusat çok güzel oldu bu ya."

Dediğime güldüğünde tezgaha bıraktığım pastayı kalıbından çıkarıp ikiye böldüm. Kekimi hazırladığım çikolatalı sütle ısladığımda kremamı sürüp üstüne Pusat'la beraber meyveleri koymaya başlamıştık. Pastanın ikinci katını da yerleştirdiğimde komple kremayı pastaya yayıp süsleme işlemine devam etmiştik.

Pasta hazır olduğunda geri çekilip görünüşüne baktım. Gerçekten çok güzel gözüküyordu. Gülümseyerek Pusat'ı öptüğümde konuşmaya başlamıştım.

"Mükemmel oldu. Yiyelim artık. "

"Olur meleğim sen kolaları doldur
kesip geliyorum ben."

Başımı sallayıp kolaları doldurduğumda masaya yerleştirip oturmuştum. Pusat da pastaları koyduğu tabakları önümüze koyduğunda yanıma oturdu.
Yemeye başladığımızda gerçekten de çok lezzetliydi. Aslında büyütülecek bir şey yoktu ama ikimiz olunca her şey iki katıydı bizim için.

"Ellerine sağlık meleğim yediğim en güzel ve lezzetli pastaydı."

Gülümsediğimde yemeye devam etmiştim. Yeme faslı bittiğinde etrafı toplamaya başladım. Pusat da yorulmamam için yardım etmeye başladığında çabucak bitirmiştik. Salona girdiğimizde Pusat bana dönüp konuşmaya başlamıştı.

"Seni uzun süredir birisiyle tanıştırmak istiyordum yorgun değilsen gidelim mi?"

"Ne yorgunluğu birtanem gidelim. Üstümüzü değiştirelim çıkalım hemen."

Onayladığında odaya girip giyinme odasın yönelmiştik. Pusat giyineceklerini alıp çıktığında bende bir şeyler seçip giyinmeye başlamıştım.

Gazel'in giyindiği kombin;

Giyinme odasından çıktığımda Pusat da çoktan giyinmişti üstünü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Giyinme odasından çıktığımda Pusat da çoktan giyinmişti üstünü. Elimi tuttuğunda aşağıya inip evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde kısa bir süre sonra ormanlık bir yerde durdurmuştu arabayı.

Arabadan indiğimizde karşımda gösterişli bir villa duruyordu. Başka hiç bir ev yoktu etrafta ,ıssız bir yerdi burası. Burada yaşayan kişi sessizliği, huzuru arıyor ve seviyor olmalıydı.
Eve doğru yürüdüğümüzde etraftaki korumalar bizi gördüğü gibi diklenip önlerini iliklemişlerdi.

"Sedat abi bize küçükken sahip çıkmıştı. Ben bu işlere bulaştığımda hep arkamda oldu.."

Dediği şeyle başımı sallamıştım. Küçüklükten tanışıyorlardı demekki. Pusat'ın Lavin ve Merzat dışında bir insana değer verdiğini hatta konuştuğunu bile görmemiştim.

Kapıyı bir kadın açtığında gülümseyerek bizi içeri davet etti.
Pusat elimi tutmuş bir şekilde içeri girdiğinde salona girmiştik.

Salonda ayakta bizi kırklı yaşlarında olsada karizmatik bir adam bekliyordu. Biraz tuhaf olmuştu ama gerçekten yaşına rağmen çok karizmatik bir adamdı. Pusat elini sıktığında bende elini sıkıp sarılmıştım.

"Hoşgeldiniz oğlum. Demekki bu şahane kızla tanışma vaktimiz geldi."

"Anca fırsat bulabildim. Tanıyorsun zaten Gazel'i."

Adam başını salladığında bana dönerek konuşmaya başladı.

"Sedat Tancı, tanıştığımıza çok memnun oldum kızım. Geçin oturun."

Koltuklara oturduğumuzda sohbet etmeye başladık.

"Seni bana o kadar anlattı ki bilemezsin. Daha seni görmeden gurur duydum seninle. Ama gördüm ki sen gerçekten de başkasın."

"Teşekkürler Sedat abi çok naziksin."

"Senin karşında saygıyla eğilmek gerek aslında, bu söylediklerim ne ki."

Dedikleriyle gülümsediğimde gelen kahvelerde uzun uzun konuşmuştuk. Yalnız başına burada yaşıyormuş. Karısı öldükten sonra burasının ona iyi geldiğini söyledi. Sessizlik son çıkıştı zaten.

Saatler geçip akşam olduğunda Pusat ayağa kalkmıştı. Zaman nasıl geçmişti anlamamıştım bile.

"Bu gün burada kalsaydınız oğlum."

"Yok Sedat abi gidelim biz."

Tokalaştıklarında Sedat abiyle sarıldık.

"Devamlı gel Gazel. Sana kapım artık hep açık. Yanında Pusat olmasına gerek yok. Başın sıkıştığında sana numaramı verdim her zaman arayabilirsin."

"Sağol Sedat abi her şey için teşekkürler. Çok kaliteli bir sohbetdi benim için. Tekrarlayacağımdan şüphen olmasın."

Dediklerime gülümsediğinde Pusat ile el ele evden çıkıp arabaya binmiştik.
Arabayı çalıştırdığında sürmeye başlamıştı.

"Çok iyi birisi çok sevdim."

"Seveceğini biliyordum. O da seni çok sevdi. Normalde böyle değildir."

Gülümsediğimde yolu izlemeye başlamıştım. Sahili gördüğümde direk Pusat'a bakmıştım. Bir şey demeyip arabayı kenara çektiğinde gülümseyerek yüzüne baktım.

Arabadan inip sahildeki banklardan birine oturduğumuzda sessizce denizi izlemeye başlamıştık.

"Hayatım mahvolmadan saatler önce de bir banka oturmuş denizi seyrediyordum. O zaman tek düşündüğüm şey yalnız oluşumdu. Yapacağım mesleğimdi, aslında şuan farkediyorum ki hayatımda düşüneceğim bir şey bile yokmuş. Ama şimdi bakıyorum da tek bir şeyi ömrümün sonuna kadar düşünebilirim."

Son cümlemi ona bakarak söylediğimde gözlerimin içine bakıyordu. Önüme dönüp tekrar konuşmaya başladım.

"Kaderde varsa eğer elbette karşılaşacaktık. Ama şuan ki olduğumuz gibi bir biz olur muyduk bilemiyorum. Sen benim tek çıkışımsın Pusat, tek sığınağımsın. Bu her şeye rağmen dimdik duruşumun ardındaki içimi bir tek sen görebiliyorsun. Acımı paylaşabildiğim tek insansın. Teşekkür ederim."

Beni döndürüp kolarını bedenime sardığında başımı göğsüne koymuştu. Evlenme teklifi ederken o kadar güzel konuşmuştu ki aslında her şey şoku atlatınca daha anlamlı gelmeye başlamıştı.

"Meleğim çok esiyor, sonra getiririm seni tekrar. Hasta olma gidelim hadi."

Başımı salladığımda ayağa kalkmıştım. Karşımıza elinde güller olan bir kadın çıktığında konuşmaya başladı.

"Abim almaz mısın ablama bir gül. Sevindir gızı be ne olacak sanki."

Pusat bana baktığında kadına dönmüştüm.

"Onun sevgisi gözleri, sözleri benim için. Ben onun bana vereceği mutluluğu güllerde aramıyorum. Ama teşekkür ederim."

Pusat cebinden para çıkarıp kadının elindeki sepete koyduğunda yürümeye başlamıştık.

"Böyle aşk mı kalmış beya. Allah'ım ayırmasın sizi."

Arabaya bindiğimizde elimi tutup öpmüştü. Gözleri her şeyi anlatıyordu zaten. Bir şey söylemesine gerek yoktu. Eve doğru sürmeye başladığında geçip giden yolu seyretmeye başlamıştım.

Akoşlarımmmm sizleri çok özledim.
Çok güzel geri dönüşler alıyorum sizden çok teşekkür ederim.

Keşke yaptığınız bütün yorumlara geri dönebilsem ama çalıştığım için çok zamanım olmuyor. Bu kusurumu mazur görün lütfen.

(Tiktok , insta gibi sosyal medya mecralarında kitabımla ilgili şeyler paylaşmak isteyen olursa bu konuda açığım sorun değil.)

Diğer bölümüm için 710 yorum sınırı koyuyorum bebişlerim.

Destekleriniz için çok teşekkürler bir dahaki bölümde görüşmek üzere.❣❣❣❣❣❣❣

Özgürlüğe DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin