*12.Bölüm: YALNIZ BEYAZ SIRTLAN

Start from the beginning
                                    

"Senin şu melez, işi sıçıp batırırsa daha ilk hedefimizde büyük bir darbe yeriz."

Annarithel dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. "Herkes kendi işine odaklansın Roenya," diye mırıldandı. "Acemi olabilir ama hayli yetenekli."

Bahsettikleri melezin bilinen adı Yalancı'ydı. Genç kızın gerçek adını Annarithel bile bilmiyordu. Yalnız ve çekingen bir tipti, herkes tarafından dışlanıyor görmezden geliniyordu. Çünkü gücü, hepsini tedirgin ediyordu. Ama Annarithel'ın planlarında neredeyse kendisi kadar büyük bir rol oynayacaktı. Kızı, bir ziyafette gözüne kestirdiği an bundan emindi. Tamamen şans eseriydi ve o şans pek sık rastlanmayan bir şekilde Annarithel'ın yüzüne gülmüştü. Kıza yanılsama yaratma büyüsü sebebiyle Yalancı diyorlardı, kimse ona güvenmiyordu. Annarithel planında oynamasını istediği rolü anlattığında, Zanosrit'in Mamba vârisinin ona olan güvenini boşa çıkarmayacağını söylemişti. Günlerce pratik yapmışlar, Annarithel kızı yüreklendirmek için fazla fazla cesaretle doldurmuştu. Bu gece iki Annarithel Orvira olacaktı. Biri Gruhtanmal'da diğeri Burenthas'ta.

Kar beyazı ıslak saçlarını geriye doğru tararken grubun önüne, karanlığın hafifçe aydınlandığı sokağın başına doğru yürüdü. Leoraan, kızın dar yüksek belli deri pantolonunu göğüslerini ve karnını sımsıkı saran korse parçalı siyah bluzu süzdü. Korsesi çapraz iplerle bağlanmıştı ve bluz bir gömlek kadar boldu. İnce boynunu ve göğüslerinin neredeyse tamamını sergiliyordu giysisi. Dudakları kıpkırmızı, gözlerindeki sürmeler ise gece kadar siyahtı. Günün en çetrefilli kumar masasına, oldukça iddialı bir rakip gibi duruyordu. Başlarda öyle olacaktı elbette ama sonra... Masalarında kimin oturduğunu anladıklarında, en başında göğüslerine değil de gözlerinin içine bakmadıkları için büyük bir pişmanlık duyacaklardı. Sağ göğsünde boyayla kapattığı Zanosrit mührünün belli belirsiz hatlarını seçemedikleri için yakınacaklardı.

Leoraan'in bakışlarının yoğunluğunu sıcak bir esinti gibi hisseden Annarithel yan gözle adama meydan okuyan bir bakış attı. Zehirci onu tanıdığı ilk günden beri aynı şeyi düşünüyordu her göz göze gelişlerinde. Omuzlarında bir pelerin vardı yüzünde de bir maske. Cehennemin buz saçaklarından ve fokur fokur kaynayan lavlarından yapılmışlardı. Ölümcüldü. Ve şimdi, giydiği bu cüretkâr kıyafetliyle, dudaklarından damlayan alevlerle baştan çıkarıcı bir günah gibi duruyordu. Yine de, Leoraan'e Annarithel'ın içindekiler daha çekici geliyordu. İşte onlar en yasaklı olandı, kendi arzusu dışında kimseye göstermedikleriydi; kendisi başlı başına bir günahsa, içindekiler onun bu günaha ortak oluşuydu. Leoraan, görmüştü. Ardını ve her şeyini ve şu an yüzündeki soğuk açlığı izlerken bir daha asla görememekten korkuyordu.

Leoraan, kemerindeki bıçakları gizlemek için siyah bol gömleğinin uçlarını dışarı çıkarırken Annarithel'ın yanına geçti ve fısıltısını grubun içine hapsetti. "Planlarımızın akıbeti bu geceki başarımıza bağlı... Neredeyse tüm askerler sokaklardan çekilmiş durumda, Gruhtanmal'da sıradan bir salı gecesi. Eğlence bölünmesin, para akışı durmasın diye kanun dışı tüm işlere, kesilen boğazlara ve mide bulandıran eğlence anlayışlarına izin var."

Kaphreim inançlı bir edayla mırıldandı. Adam her konuştuğunda Annarithel'ın kanı bu sıcak sese tepki veriyordu. Etrafında herhangi bir Kan Avcısı bulunduğunda olduğu gibiydi. Kanında akan her şeyi sezebiliyordu. Gücünü, ruh halini ve Annarithel'a olan yaklaşımını. "Asla unutulmayacak sıradan bir salı gecesi olacak kardeşim."

Leoraan, yarım ağızla gülümseyerek yan gözle Annarithel'a baktı. "Annarithel'ın işareti gelene kadar kumarhanenin arkasındaki kasaya ulaşmamız gerekiyor. Ne geç ne de erken. Zamanlama çok önemli. Birlikte gireceğiz, yollarımız ayrılacak ama birlikte çıkacağız. Dayenx tüm zehrini salsın... Sonrası ise tam bir kargaşa olacak."

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now