0.1

1.5K 187 450
                                    

"-İnsan bazı güçlüklerden,ancak onları unutmak suretiyle kurtulabiliyor albayım."
Oğuz Atay
"

İzin verme Mustafa gitmesine izin verme tut Eylülü!!"

Arkamdan yükselen bağırışları duymazdan gelerek kendimi sokağa attım şiddetli yağmurun altında var gücümle koşmaya başladım peşimden gelen adım sesleri beni daha hızlı koşmam için uyarıyordu,karanlıktan önümü doğru düzgün göremiyordum bile çakıl taşlarıyla dolu yolda koşarken ayağım bir taşa takıldı ve dizlerimin üzerine sertçe düştüm.
Acıyla bir inilti döküldü dudaklarımdan.Dizlerimin parçalandığını ve kanadığını hissediyordum derin bir sızı oluşmuştu bacaklarımda.
Ellerimi pürüzlü yüzeye bastırıp kalkmayı denedim ilk denemem acıyla son bulsada ikinci denememde ayağa kalkmayı başarmıştım.Ayaklarım giymeye fırsat bulamadığım ayakkabılardan dolayıda çıplaktı ve bacaklarım kadar onlarda epey zedelenmişti bu yüzden koşmam iki kat daha yavaşlamış ve beni zor durumda bırakıyordu.Bedenimin acısına aldırış etmeden tekrar koşmaya başladım.Şayet durursam ve yakalanırsam bedenimin acısı ruhumun örselenmişliğinin yanında hafif kalacaktı.Duramazdım artık, durursam acırdım zaten kan revan içinde kalmıştım daha fazla izin veremezdim beni kanatmalarına.Sesler duyamayacağım kadar azaldı ve ara sıra arkama bakıp peşimden geliyorlar mı diye kontrol ederken biraz olsun uzaklaştığımı farkettim ama tamamen emin olamadığım için kendimi bırakmadım.Ne zamandır koşuyordum farkında bile değildim ama ayaklarımın dermanı kalmamıştı,yinede yakalanmayı göze alamayacağım için koşmaya devam ettim ana caddeye varıp bir taksi bulup hemen uzaklaşmalıydım burdan.Taşlı yolun bitmesiyle caddeye yaklaştığımı anladım.Kalbim acıyla kasılıyor nefesim kesik kesik karanlık gökyüzüne süzülüyordu.Aklım durmuştu,etrafımda ne var,ne oluyor algılayamıyordum beynimin bana verdiği tek komut kaçmamdı bense bu emire uyup ardıma dahi bakmadan kaçıyordum.Yolun karşısındaki taksi durağını görünce adımlarım durakladı derin bir soluk alıp ciğerlerimin dakikalardır ihtiyaç içinde kasılmasını sonlandırım.Tekrar ardıma dönüp baktım bir damla göz yaşı akıttı son defa gözlerim.Son bir çığlık bıraktı ruhum karanlığa.Başımı kurtuluşuma çevirdim. Hızlıca karşıya geçmek için hareketlendim durağa yaklaşmama çok az kalmıştı fakat o anda kulaklarımı sağır eden beni öldüren ve dirilten vardan yok yoktan kül edecek bir ses yankılandı zihnimde, bedenim savruldu ve ruhum... İşte o özgürlüğünü bekleyen bir kuş gibi kendini karanlığa teslim etti. Oysa o karanlık zihnimdekinden de daha büyüktü.

Bedenim aldığı darbeyle sertçe havalandı ve aynı sertlikle yere savruldum.Vücudumda bıçak gibi keskin bir acı peydah oldu.
Ağzımın içinde hissettiğim metalik tadın kan olduğunu biliyordum.O kanın dudaklarımın kenarından taşarak yere damladığını o damlanın binlerce yağmur tanesinin içinde çıkardığı sesi dahi hissediyordum.

Yanıma koşan adımları duydum sonra bir erkek sesi işittim.

"Allah kahretsin!!!Ne yaptım ben!
Hanımefendi iyimisiniz!! Beni duyuyormusunuz? Ahhhh lânet olsun!!!! Dayan tamammı iyi olacaksın kurtarıcam seni!"

Yabancının sözlerine tepki veremiyordum bilincim beni yavaşça terk ediyordu.
Gözlerimi kapattım.Bir şarkı yankılandı darmaduman olmuş zihnimde.

Nasılım biliyor musun
Sokaklarıma ateş düşmüş
Söndürmeye yeter mi ki
Göz yaşlarım

Nasılım biliyor musun
Şakaklarıma aşklar düşmüş
İçimde bir çocuk çığlık çığlığa
Duymuyor musun
Titriyor ellerim tutmuyor musun

Nasılım biliyor musun
Kafam karışık
Kaçırmışım aklımı
Unutmaya yolculuk

Ben aklımı kaçırmamak için kaçıyordum şimdi.
Sokaklarıma ateş düşmüştü,o ateşi söndürmeye yetmemişti göz yaşlarım.
Ruhumun acıya teslim olmaması için unutuyordum her şeyi.
Bundan sonrası hep unutmaya yolculuktu benim hikayem, biliyordum...

Bilincimde kapandı gözlerim gibi ve benim asıl kaçışlarım şimdi başladı.

Sahi insan en çok kimden kaçardı? Onu yaralayandanmı yoksa kendini yaralamaktanmı?

Öncelikle Merhabalar.
Bana katılacak olan siz değerli okuyucularımla birlikte yeni bir yolculuğa çıkıyoruz.
Bu yolculuk sonunda söylediğim gibi unutmaya,unutulmaya doğru giden bir yol olucak.

Bu yolda benimle birlikte yürümeye varmısınız?

Zaman zaman güllerle bazı zamanlarsa dikenlerle karşılaşıcaz ama asla yıkılmayacağız,söz verin kendinize.
Bu benim ilk hikayem sevilirmi bilmem bu amaçlamı başladım onuda bilmiyorum sadece birilerinin acılarına kalbine dokunmak için başladığım bir hikaye umarım beğenirsiniz.

Başladığınız tarihi yazarmısınız.
Hoşçakalın, hoş kalın.

•● KEHRİBAR ATEŞİ ●•Where stories live. Discover now