Bölüm 3: Koo...zobi ve Chim...bot

346 58 71
                                    

Jimin biri, Jungkook, onu dürtüklediğinde yeni bir kitaba başlamak üzereydi.

"Ne oldu?"diye sordu Jimin hevesle, gerçekten heyecanlanmıştı çünkü ilk defa zombi bir şeyler istemek için anlamsız homurtular çıkarıp androidin anlamasını beklemek yerine bir şey yapmıştı. Jungkook yürümeye başlayınca Jimin onu takip etti.

Çizgi roman bölümüne geldiklerinde Jungkook romanlardan birini gösterdi. The Walking Dead'i. 

"Zo?" dedi Jungkook, sesi tereddütlüydü. Açıkçası Jimin şok olmuştu çünkü Jungkook kitabı hatırlamıştı.

Android onun için yavaşça heceledi. "Zom...bi." 

"-bi."

"Evet zombi."

"Zo...bi."Jungkook kendini gösterirken tekrarladı.

"Evet Jungkook, sen bir zombisin."

"Koo...zobi..." 

Ve sonra Jungkook kendisinden asla beklenmeyecek bir şey daha yaptı.

 "Chim?" Zombi,  androidin, ilk karşılaştıkları gün tanıştıklarında söylediği, ismini söylemeye çalışıyordu.

"Hayır, Jimin zombi değil."

"Chim...zobi...değil?"

"Jimin bir robot." Aslında 2120 model bir yapay zeka ama robot demek de iş görür.

"Chim...bot?"

"Evet, aynen öyle!" dedi android gururla, gülümsüyordu.

Jungkook da onu taklit ederek gülümseyerek karşılık vermeye çalıştı, dudaklarını dişlerini gösteremeden aralıyordu ve kapatıyordu. 

Aniden, kaşlarını çatarak kütüphaneden çıktı. Jimin de arkasına düşmüş, ne olduğunu anlayamadan peşinden yürüyordu. Uzun zamandır onun böyle yürüdüğünü görmemişti.

Duygu durumu: Suratsız (sinirli + üzgün)

Bir şey yüzünden üzgündü ve Jimin bunun sebebini bilmiyordu. Onu durdurmaya karar vermişti çünkü daha önce hiç Jungkook'u bu halde görmemişti. Ona yetişip kolunu belinin etrafına sardı, çenesini omzuna koydu.  "Jungkook?" 

Bu Jungkook'un durmasını sağlamaya yetmiş ve artmıştı bile. Kendisini kurtarmaya dahi çalışmamıştı. 

O sırada Jimin elinin üstünde bir şey hissetti, Jungkook onun elini tutmuştu.

Jungkook sakinleşene kadar öyle kaldılar.

O günden beri Jungkook kelimelere ilgi göstermeye başladı. Ancak yine de okuyamıyordu, ilgisini çeken bir kitap olduğunda Chim'e sesleniyordu. Jimin'se her seferinde büyük bir zevkle cevap veriyordu. 

Söylemeye gerek yok aslında ama Jimin Jungkook'un parlak gözlerine çok düşkündü ve onları görmek için her şeyi yapardı. 

Jungkook birkaç gün içinde farkında bile olmadan gülümsemeyi başarabilmişti. 

O gün yemek reyonundalardı, Jungkook artık kendi başına yiyebiliyordu, ikinci konserve sığırını yiyordu.

"Konserveleri gerçekten seviyorsun." Jimin zombinin sevimliliği karşısında gülümsüyordu.

"Seviyorsun?" diye sordu Jungkook masumca. 

"Her gün yemek istiyorsun."

"İstiyorsun..." diye tekrarladı, 'istemek' kelimesini Jimin ona birkaç gün önce öğretmişti. Anlamını hatırladığında gözlerini kocaman açtı ve bağırdı. "Koo Chim'i seviyor!"

"Jimin de Jungkook'u seviyor." Jimin basitçe cevapladığında Jungkook'tan dişlek bir sırıtış kazandı.

Çünkü bu doğruydu. Okuduğu yüzlerce kitaba dayanarak Jimin birisinin önemli olmasını, birisine değer vermeyi anlayabiliyordu; mutlu olması için, karşılık beklemeden, her şeyi yapacağın birisi. Kaybetmek istemeyeceğin ama gitmek isterse gitmesine izin vereceğin birisi. Çünkü onun mutluluğu, her zaman seninkinden daha önemli.

Jungkook da Jimin için böyle biriydi işte.

Aylar önce Jimin sığınakta yapayalnız uyanmıştı. Şimdiyse onu asla yalnız bırakmayacak birine sahipti.

Jimin, o gün Jungkook onu bulduğu için her zaman minnettar olacaktı, onu bulan kişi Jungkook olduğu için.

Yeni şeyler keşfetmeyi öğrenmişti onun sayesinde, ona verilen görevde istenen şeyi öğrenmişti. 

Açıkçası görevini yerine getirmezse ne olacağını bilmiyordu ama bildiği tek bir şey vardı, cevabı bilse Jungkook'u asla görevinden önceye koymazdı.

Jimin düşüncelere daldı.

Ya ilk tanıştığı Jungkook yerine kayıtta gördüğü zombi olsaydı? Ona da Jungkook'a olduğu gibi şefkatli olur muydu? Ya Jungkook'la hiç tanışamasaydı? Jungkook ne halde olurdu?

Ayrıca, Jimin bir şeyler hissedebilir miydi? Teorik olarak yapamıyor olması gerekirdi ancak Jungkook ona bir şeyler hissettiriyordu ve tanımlayabildiği kadarıyla bu hisler Jungkook içindiler.

"Jungkookyukarı çıkmak ister misin?" yukarıyı işaret etti, diğeri de yukarı bakmıştı. Kaşlarını hafifçe çatarak Jimin'e döndü.

"Chim istiyor?" Nedense, zombinin huzursuz olduğunu görmek androidin canını sıkıyordu ama yine de dürüst olmaya karar verdi. 

"Jimin istiyor, evet." Androidin cevabıyla Jungkook bakışlarını yere indirdi.

"Chim istiyorsa Koo istiyor."

Jungkook üçüncü konservesini bitirdiğinde yürüyen merdivene gittiler. Jimin yine Jungkook'un korkuğunu fark etti.

"Jungkook istemiyorsan yukarı çıkmak zorunda değiliz."

Jungkook başını olumsuz anlamda salladı.

"Chim istiyorsa Koo istiyor."

Jimin Jungkook'un yüzüne eğildi.

"Jimin Jungkook'u taşıyacak." Şaşırtıcı bir şekilde, Jungkook Jimin'in onu kollarında taşımasına izin verdi. Jimin yürümeye başladığında Jungkook'un ona kollarını sarıp yüzünü boynuna gömdüğünü hissetti.

"Sorun yok, Jimin Jungkook'u koruyacak."

Açıkçası, tüm ömrü boyunca onu kucağında taşıması gerekse, Jimin itiraz bile etmezdi. 

Belleğinde bir yerlerde, ancak görevini tamamladığında erişime açılacak ufak bir kod parçası bir ses dosyasına sahipti. Ses dosyası şunu diyordu:

"Selam Jimin- ya da 2120 mi demeliyim? Hangisini tercih ediyorsan. Umarım iyisindir. Neyse, şey, garip bir görevdi değil mi? 'İnsan dünyasını incele.' Eğer bu kayda erişebildiysen bunu başarmışsın demektir. Yeterince öğrendin, deneyimledin ve keşfettin."

Kısa bir süre duraksadı..

"Bilmelisin ki, insanlar çok karmaşık yaratıklardır, her zaman daha fazlasını isterler, en iyisi için hep açgözlülük ederler. Bu zamana kadar gelişmiş olman gerekiyordu. Yıl 2120. Buna bir kıyamet diyebilir miyiz bilemiyorum ama insanlar yavaş yavaş bozuluyor, genlerinde bir şeyler onları bir çeşit dönüşüme sokuyor. Bu yüzden umarım seni beş yıl sonra uyandırmak doğru bir tercihtir. Seni tek bir amaç için yarattım ve sana kendi kişiliğini oluşturabilmen için izin verdim, kendi mutluluğunu kendin bulabilmen için. Umarım çevre beş yıl sonrasında bundan daha iyidir ve mutluluğu bulabilirsin. Ve belki hala yaşıyor olursam seninşe tanışırız.

Profesör Jeon Jungkook, 13 Ekim 2120. Şimdi oturumdan çıkıyorum."

Jimin Jungkook'u ve mutluluğunu bulmuştu.

Tam Burada Bekliyorum | Çeviri ✓Where stories live. Discover now