Teacher

1.8

David eve bıraktıktan sonra yaklaşık bir iki saat uyumuştum.

Kalktığımda saat okulun çıkış saatiydi. Telefonumu elime alıp mesajlara girdim ama kimse bir şey yazmamıştı.  Telefonu yatağa atıp duşa girmek için üstümü çıkartmaya başladım.

Duşa girip önce soğuk suyu açtım. Bu şok etkisine ihtiyacım vardı. Hızlıca yıkanıp duştan çıktım.

Ciddeb David'le gitmeli miydim. Ya evde kalıp saatlerce Bay Bieber ile olan anılarımı düşünücektim ya da dışarı çıkıp kafamı dağıtıcaktım.

Sanırım seçimim ikincisi olucak.

Aynanın karşısına geçip önce sarı saçlarımı kuruttum sonrada şekillendirdim.

Üstüme siyah saten bir elbise giyip küpelerimi taktım ve birazda makyajla bence gayet şıktım. Unutmadan parfümümden de sıktım.

Göz ucuyla telefona baktım saat 7 olmuştu ama ne bir arama nede mesaj vardı.

Aniden gelen korna sesiyle resmen yerimden sıçradım. Cama doğru gidip aşağıya baktığımda David'in siyah arabasını gördüm.

Üzerime siyah ceketimi alıp. Koşar adımlarla kapıya gittim. Siyah topuklu ayakkabılarımıda ayağıma geçirdikten sonra yavaş adımlarla arabaya doğru yürümeye başladım.

Arababın içinden bana doğru bakan David'den gözlerimi ayırmıyordum.

Arabaya binip kapıyı kapatır kapatmaz David gaza bastı.

"Kemerini tak."

Kemerimi takıp yolu izlemeye başladım.

"Nereye gittiğimizi sormuycak mısın?"

"Sorsam da söylemiyorsun zaten." Yüzünden belirsiz bir gülümseme yakalamıştım.

Gidiceğimiz yer sanırım uzaktı çünkü nerdeyse 33 dakika olmuştu ama henüz varamamıştık.

"Daha varmadık mı gidiceğimiz yere?"

David sorum karşısında kafasını hayır anlamında salladı.

Sıkıntıyla nefesimi üfleyip radyoyu açtım. Açıkçası telefonumuda bağlayabilirdim ama hiç havamda değildim sadece bu garip sessizlik bölünsün istiyordum.

Bir kaç cızırtılı sesten sonra Instant Crush şarkısı çalmaya başladı.

Bu şarkıyı ne zaman duysam ya da dinlesem garip bir üzüntüye kapılıyordum.

I didn't want to be the one to forget (Unutulacak biri olmak istemedim)

I thought of everything I'd never regret (Asla pişman olmayacağım şeyleri düşündüm)

"A little time with you is all that I get That's all we need because it's all we can take

( Elimde olan tek şey seninle geçirdiğim biraz zaman
Tüm ihtiyacımız olan şey bu, çünkü elde edebileceğimiz tek şey bu) "

David şarkının bu kısmında bir anda bana bakarak eşlik etmeye başlamıştı.

Garip sessizliği bölmek için açmıştım ama şu an daha garipti. Hızlıca radyoya basıp kapattım.

David bu haraketim karşısında alaycı bir gülüş atıp tekrar yola dönmüştü.

Acaba o şarkı sözlerini bana mı söylemişti. Saçmalama Hailey ve öyle bir şey olsa bile neden bunu düşünüyorum ki.