Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Yatakta diğer tarafa dönüp tekrar gözlerimi kapatıp uyumayı denedim ama bunda da yine başarısız olmuştum. Oflayarak yatakta debelenmeyi bırakıp üstümdeki örtüyü çekip yatağımdan kalktım.
Hızlı kalkmanın etkisi ile gözüm kararda da bir kaç saniye olduğum yerde durduktan sonra gözümdeki karartı geçmişti.
Saat 07.30 gösteriyordu evde ses olmadığı için herkesin hala uyuduğu belliydi ama ben altı buçukta uyanmış ve geri uyuyamıyordum.
Dün gecenin de etkisi biraz olsun üzerimdeydi tabi urazın neden öyle bir şey dediğini anlamdıramamıştım.
Sözleri üzerine ben ona cevap vermeyip önüme dönmüş gökyüzünü izlemiştim. Onun da bakışları bir süre benim yan profilimde oyalandıktan sonra o da benim gibi gökyüzünü izlemişti.
Yaklaştık bir saat kadar ikimiz de ses çıkarmadan oturup gökyüzünü izlemiştik. Daha sonra odama geçmemi söyleyip kendisi odasına geçmişti iyi geceler bile dilememişti tam bir öküzdü
Üzerimdeki eşofmanlarımı çıkarıp yerine kot şort ve siyah bir tişört giymiştim. Odadaki banyoda elimi yüzümü yıkayıp karışmış saçlarımı taradıktan sonra odadan çıktım.
Sessiz olmaya özen göstererek küçük adımlarla mutfağa girdim evde ki büyük sessizlikten herkesin uyuduğu anlaşılıyordu.
Aç midem guruldadığında dudak büktüm. Yemek yapmada hiç de iyi birisi değildim ve bu evde neyin nerde olduğunu bilmiyordum.
Buzdolabını açıp atıştırmalık birşeyler baktım. Vişne suyu gözüme çarparken ilk onu alıp masanın üstüne koydum. Ardından sandviç yapmak için bir kaç malzeme çıkardım iki dakika sandviçim hazırdı.
Vişne suyumu da büyük bardağa koyduktan da masaya oturdum. Arka cebimde duran telefonu çıkarıp ınstagrama girdim hem yemek yiyor hemde atılan paylaşımlara bakıyordum.
Sandviç beceriksiz olduğum halde o kadar da kötü değildi. Vişne suyu ise bana göre dünyanın en lezzetli içeceği arasında ikinci sırada yer alıyordu birinci sırada tabiki kahve vardı. Ama sabah sabah kahve içen biri değildim. Kahveyi sevmeme rağmen sabah ilk onu içemiyordum.
"Günaydın bebek"
Gelen yabancı sesle bir anda irkildim. Musa yüzüne kondurdu gülümseme ile masaya oturdu. Onun evde olduğunu bir anlığına unutmuştum.
Üzerine yeşil bir tişört ve siyah pantolan giymişti. Dünkü takım elbiseli halinden çok bu daha iyiydi. Takım elbise ne kadar yakışsa da içinde rahat etmediği kasıntı gibi durduğu belli oluyordu.
Ama urazda öyle durmuyordu aksine rahat görünüyordu aynı zamanda da ciddi bir görünümü vardı. Kaşlarım bir anlığına çatıldı şimdi niye onları karşılaştırıyorum ki?
