Bölüm 2: Edepsiz

1.3K 254 1.2K
                                    

Nasılsınız AO ailesi. İlk bölümün yorumlarına baktım da, herkes güzel şeyler yazmış. Yaratıcı olduğundan, eğlenceli olacağından ve merak içinde olduğundan bahsetmiş. Yavaş yavaş aralara spoiler koya koya ikinci bölüm geldi. Yalnız şu yorum işini biraz abartırsanız çok sevinirim. Yine sınırla bölüm yazmak istemiyorum. İyi okumalar.

#edepsiz

Bölüm:2 Edepsiz

Ben babamdan hiçbir şeyimi saklamazdım. Ne olursa olsun, iyi ya da kötü her şeyimi babama söylerdim. Gideceğim yeri, söylediğim lafı, aldığım puanı, attığım adımı babam bilirdi. Bazen yaptığım şeyden dolayı kızar, yapmam gereken şeyi söylerdi. Bazen benimle gurur duyar, tam onun kızı olduğumdan bahseterdi.

Ama aslında ben tam olarak annemin kızıydım. Genel olarak insanların iyiliklerini düşünür, kötü huylarınının da bir sebebi olduğunu varsayardım. Hakkımda kötü konuşulduğunu duysam bile, yanlış bir şey yaptığımı ve bu sebepten dolayı aslında böyle düşünmesine ben sebep olduğumu söylerdim.

İnsanlar kötü değildi. İnsanlara kötülük sonradan gelirdi.

"Aaa," diyordu babam, "Hayatta otele falan göndermem. Kaç tane oda var evde, ne oteliymiş o tertip."

"Rahatsızlık verdik zaten yeterince," dedi Adanalı tertip amcam, gözleri edepsiz oğlunu arıyordu ama kendisi mutfak balkonuna çıkıp sigara içerken bir yandan telefonda gülüşerek bir şeyler konuşuyordu, "Bu gece gidelim otele, yarın da döneriz zaten Adana'ya."

Beni de götürün diye bağırmama ramak kala edepsiz herif balkondan mutfağa girdi. Biz antrede durmuş annemlerin Adanalı tertip misafirlerimizi ikna etmelerini izliyorduk.

"Ne aceleniz var be adam?" diye sordu babam teessüf eder gibi, "Gidersiniz. Önce işlerimizi halledelim de bir."

"Yataklarınız bile hazır," dedi annem Gülçiçek teyzenin koluna girerek, "Asil, hayatım sen bavulları çıkart üst kata." Üst katta kalacaklardı elbette, çünkü alt katta annemlerin odası, oturma odası ve salon vardı. Üst katta Nesil ve ikimizin odasının dışında iki ayrı misafir odası mevcuttu.

"Sen de şu çantayı alıver kızım," deyip elime bir çanta tutuşturdu babam. Hafif bir şeydi. Ağır taşıtmazdı zaten bana, çünkü ellerim ok ve yaydan dolayı sürekli acırdı. Aynı zamanda kalemler ve cetveller de çizim yaptığım için elimden eksik olmazdı.

Üst kata çıktığımızda annem çift kişilik yatağın olduğu odaya Gülçiçek teyzeyi soktu. Lanet olsun ki, yan odamda edepsiz yatacaktı. Elimdeki çantayı annemin girdiği odaya götürdüğümde Gülçiçek teyze o çantanın edepsiz oğluna ait olduğunu söyledi. Karşıdaki odanın kapısının önüne koyuverdim. Merdivenlerin hemen yanında olduğum için alt kattan yükselen seslere kulak kesildim.

"Bana bak," diyordu tertip amcam Adanalı, "Dur durduğun yerde. İnsanlara daha fazla rezil etme bizi."

"Getirmeseydin beni buraya o zaman," dedi edepsiz evlat, "Kim dedi sana getir diye?"

"Yediğin haltları unuttun herhalde?" dedi Adanalı canım amcam dişlerini sıkarak. Sıkma amcam dişlerini, daha sana İskenderli Adana dürüm yedireceğim. "Adana'ya beni nasıl rezil ettiğini unuttum sanma." Ne yapmıştı acaba? Ne yaptıysa bunu neden yapmıştı?

"Bana ne senin rezilliğinden?" dedi utanmaz herif. Bok yedireceğim sana da. Sen dişlerini sıksan da olur. "Daralttın beni." Bu çocuk bana masada o tavrı gösterdikten sonra yemeden kalkmıştım. Karnım açtı ama yemek istememiştim işte. Bana o şekilde davranmasını gerektirecek herhangi bir yanlışım olmamıştı ama onun böyle davranmasına sebep olan bir şeyler olduğu kesindi.

Adam OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin