Arzu Bölüm 14

Magsimula sa umpisa
                                    

"Sana tecavüz ettim." Dediği anda bir yumruk salladı çenesine ve yatağa düşürdü Eren'i. Hızla üzerine eğilerek sıkıca çenesini tuttu Timuçin:

"Ne yaptım dedin? Sende beni becerecek yürek var mı lan.?"

Eren, hızla çenesini tutan elini çekerek boynunu tuttu ve karnına tekme atıp o daha ne olduğunu anlamadan Timuçin'i altına alarak üzerine çıktı.

          "Yürek mi? Sen bendeki yüreğin ne olduğunu biliyor musun lan? Ne yüreğim, ne ruhum kaldı benim. İkisi olmadan yaşanır mı? Bak bana, yaşıyorum işte. Babanın kucağında rahatça yaşayıp parasıyla ahkam kesmeye benzemez aslanım dışarda hayatta kalmak. Sen götünün derdine düşmüşsün, insanlar nelerini kaybediyor da senin kadar ciyaklayamıyor."
Timuçin, gördüğü ruhsuz gözlerin doluşunu izlerken ne olduğunu fark edememişti. Yavaşça üzerinden inerek ayağa kalkarken Eren, gözlerini hiç kaçırmadan adeta emir verdi. "Şimdi çık git evimden." Diyerek işaret parmağıyla kapıyı gösterdi. Onun evi miydi burası? Timuçin derin nefesler alarak ayağa kalktığında Eren ilerideki çekmeceye yaslanıp başını çevirmiş bekliyordu. Biran daha onu izleyip ceketini ve pantolonunu alarak çıkacakken durdu.
        Lanet olsun, düşünmeyecekti. Düşünürse altından kalkamazdı. Düşünüp kendi kafasında senaryolar yazarsa kesin kafayı yerdi. Elindekileri yere atarak Eren'e doğru döndü tekrar:

"Gitmiyorum lan." başını kaldırırken kaşlarını çattı Eren.
"Seni evimde istemiyorum."

   "O zaman baştan getirmeyecektin aslanım." Diyerek yaklaşmaya başladı. Eren olduğu yerden adımlayıp ters yöne doğru geri geri yürümeye başladığında Timuçin söylenmeye başlamıştı: "Baba parası mı? Sahiden mi? Sırf babamın parasını yediğim için suçlu muyum yani? Güce sahip olduğum ve bunu kullandığım için pişman mı olmalıyım? Sırf diğerleri gibi ezilmediğim için... Öyleyse ne olmuş? Benim yerimde olmak isteyen insanların hayalini yaşadığım için özür mü dilemeliyim? Yapıyorum. Bunların hepsini kendimi korumak için yapıyorum. Yine olsa yine yaparım. Kimseye eyvallahım yok benim. Eğer güçlü isem ve bunu elde edebilmemin yolları varsa yada mirassa,, bunu doğru yada yanlış kullanmak bana kalmış kime ne? İsteyen yaklaşır, istemeyen yaklaşmaz. Tehlikeli isem ve eğer zeki isen zaten yaklaşmazsın aslanım. " Diyerek tam burnunun dibine geldiğinde yüzüne eğildi Timuçin.

"Oyun oynuyorsan kimle oynadığına dikkat etmemen senin hatan. Şimdi söyle akşam ne oldu?" Derken o geriye eğilmişti Eren. Kızgın gözleriyle onun kısmış yeşil gözlerine bakarken bekledi kuzgun.

"Tam bu haldeyken mi söylemeliyim." Deyip dudaklarını yaladı.

"Benim için sakıncası yok." Diyerek beklemeye başladığında Kuzgun, Yutkunurken kibirli gözlerle çenesini kaldırıp dudaklarına fısıldadı Eren.

"Gece çok sarhoştun. O halde araba kullanamazdın ve yanında seninle birlikte kimse de yoktu. Evini bilmediğim için seni evime getirdim. Sonrada yatak odama kadar taşıdım."

"Nefret ettiğin birine iyilik mi yaptın?" Diyerek tek kaşını kaldırdı.

"Ne olmuş yani, herkes senin gibi vurdum duymaz ve cani olmak zorunda mı?" Timuçin yüzüne bakmaya devam ederken bir şey söylemedi. Konuşmanın devamını bekliyordu. Buna benzer şeyleri hayal meyal hatırlıyordu ama çoğu kopuktu. Gözlerini devirip Devam etti Eren:

"Yatağıma gelmeden önce üzerime kustun. En sevdiğim gömleğim mahvoldu ve pantolonuma sıçradı. Soyunduktan sonra sana su verdim ve seni soymaya başladım. O giysilerle yatağımda yatamazdın. " Başını yavaşça sola yatırdığında Timuçin, olduğu konumdan iyice sıkılmıştı Eren.

"Sonra?" Diye sorduğunda umursamaz bir tavırla, bu kez kaşlarını çattı Eren.

"Sonra mı?" Diyerek durdu. Bir anlık öfke ve hışımla, hızla parmaklarını Timuçin'İn başının arkasından geçirdi ve onu kendine çekti. "Sonra ne oldu biliyor musun? Tam yatacakken beni böyle kendine çektin ve vücudumu keşfederken şevkle okşamaya başladın." Eren, onu kendine her bastırışında  kuzgunun elleri boşlukta tutunacak bir şeyler arıyordu.                " Tenlerimiz birbirine değerken adeta alev almıştın. Dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda çoktan üzerine çıkmıştım bile, ağzımın içinde zevkle inlerken çoktan sertleşmiştin kurt adam. Tıpkı bir buz dağı kadar serttin. Sırf kollarını değil, bacaklarını da bir ahtapot gibi bana sarmaya başladın. Beni öpmeye çalışırken öylesine iştahlıydın, kendine öylesine bastırıyordun ki neredeyse beni tamamen yiyecek gibiydin."

Ölümcül Saplantı (+18)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon