41.Bölüm: MADALYONUN İKİ YÜZÜ

En başından başla
                                    

Ona bakmaya devam ettiğimde gözleri kısıldı. "Aşkın." Dedi tek nefeste. Ancak ne söyleyecekse devamını getiremedi, ona arkamı döndüm. Sırtım yine göğsüne yaslanırken karşımdaki yapay ama fazla güzel aslanları seyretmeye devam ettim.

Çenesini başımın üstüne yerleştirdi, bir eli kolumu okşuyordu yavaş yavaş. "V'ye dönüşmek kolay bir şey değil, sen çok güçlü bir kadınsın. O kadar güçlüsün ki bir gün güçsüz düşmekten ölesiye korkuyorsun."

"Ben düşersem ölürüm Ateş, ölmekten korkmuyorum ama sahipsiz bir kimlikle sonlanmaktan korkuyorum."

"Hissetmekten de bu yüzden korkuyorsun, hissedersen düşersin sanıyorsun."

"Düşmez miyim?" Dedim kısık sesimle.

"Düşmezsin, buna izin vermem." Bir adamın sözleri bana dayanak olmamalıydı, hiç olmamıştı bu zamana kadar ama onda farklı şeyler vardı. Ateş Alanguva sözlerini tutan bir adamdı.

"Güvenmediğin birini neden tutacaksın Ateş?"

"Güvenleri, kimlikleri, kim olduğumuzu bir kenara bırakalım Aşkın."

"Biz normal insanlar değiliz ki, nasıl bırakalım? Hani artık umurunda değildim, hani artık bitmişti?"

"Seni bitiremiyorum, emin ol çok istedim bunu." Bana artık umurumda değilsin derken benim için bir aslan hazırlıyordu o tabletinde. "Ben net bir adam oldum hep ama konu senken değil." Sessiz kaldım, sırtımda hızla çarpan göğsünün atışlarını hissediyordum.

"Söylediklerinde haklıydın Ateş." Dedim şeytan ve canavar benzetmelerinden bahsederek.

"Haklıydım." Dedi beni doğrulayarak. Ancak devam ettiğinde farklı şeylerden bahsettiğimizi anladım. "Bana karşı hislerin olduğu için kaçtın. O gece seviştikten sonra göğsümde yatıp uyumamak için kendinle direndin. Beni kovarken kendi canını acıttın. Seni tanıyorum Aşkın. Eğer aksini bir an düşünseydim şu an burada olmazdık."

Bizi seyreden aslanlardan aldım gözlerimi, tekrar Ateş'e döndüm. "Neden peki?" Dedim sesimi yükselterek. "Neden yaptıklarıma rağmen, söylediklerine rağmen, hala iyiliğimi düşünüyorsun?"

"Cevabını çok iyi biliyorsun ama inanamıyorsun." Dedi o da sakinliğini bozarken.

"Bilmiyorum Ateş! Bilmiyorum."

"O kadar inanmıyorsun ki birinin seni iki kimliğinle de kabulleneceğine, kaçıyorsun."

"Kabullenemediğin için şeytan olduğumu söylemedin mi zaten!"

"Sen o kadar yalnızlığa alışmışsın ki Aşkın, gözlerinin önündeki şeyi görmüyorsun. Ya da görüyorsun ama korkuyorsun."

"Neyden korkacakmışım? Ateş, o gün seni evden kovan V'ydi, V'yi tanımıyorsun ki. V'yi gördüğün an kapıyı çarpıp gittin."

"Şimdi burada olduğumuz V'yi de kabullendiğimi göstermiyor mu?"

"Hayır, V'yi tanıdığın gün arkana bakmadan gidersin."

"Gitmeyeceğim Aşkın."

"Neden?" Dedim sesim ormanın içinde yankılanırken. Elimi göğsüne koyarak ittirdim."Neden benim gibi biri için-"

"Seni seviyorum!" Onun da yüksek sesi ormanda yakılandı ama sadece ormanda yankılanmakla kalmadı. Zihnimde de yankı bıraktı. O kadar hazırlıksız yakalandım ki afalladım. Omuzlarım çökerken onun yüzünü seyrettim.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin