Yedinci şişenin dibine bakıyordum,yine. Sanırım o küçük gemi bana hiç onu getirmeyecekti. Alkolik değildim,sadece onu görebilmek içerdim.
Ama yedinci şişenin dibinde
de onu göremedim.
Göz yaşlarımın düşeceğini anladığımda sevindim yine. Ağlamak da hatırlatırdı güzel yüzünü. Unutmamıştım ya.
Ardından fotoğrafımızı çıkardım çantamdan. Kaya,Will,ben ve o vardı. İlgilendiğim tek şey yüzüydü.
(Bu arada alt yazı geçeyim. Thomas,Kaya,Dylan ve Will normal şekilde tanıştı. Oyuncu değiller. Kaya ve Thomas bu kurguda medyada bulunan resimdeki gibi görünüyor. Dylan ise Tmr 3'teki gibi.)
Odanın kapısının sert bi şekilde açılmasıyla afalladım. Kaya gelmişti,senelerdir bu halimi o çekiyordu. "Thomas..söz vermiştin." Koca bir hayal kırıklığıydım.
"Gel,duşa sokayım seni." dediğinde kalkmaya çalışsamda başarısız oldum. Başım dönüyordu ve sabah bu kısmı hatırlamayacağıma emindim.
Kaya zor da olsa beni küvete soktuğunda kıyafetlerimi önemsemeden soğuk suyu açtı. Su vücuduma demir gibi çarparken az da olsa açıldığımı hissetmiştim.
"Havluyu kapının koluna asıyorum,alırsın. Sonra da uyu." beni böyle bırakmayacağını biliyordum. Sert görünmeye çalışıyordu sadece.
Bir kaç dakika sonra yanıma Ki Hong gelmesinden anlaşıldığı üzere,Kaya benim için endişelenmişti.
Küvetten ayrılıp uykuya dalışımı hatırlamıyorum.
❤️🔥
Tahmin edileceği üzere sabah feci bir baş ağrısıyla uyandım. Yataktan zorla kalkıp üzerimi değiştirdim. Aşağı inecekken merdiven başına oturdum.
Bir şeyler konuşuluyordu ve dinlemek için en uygun mekan burasıydı maalesef. "Anlamıyorsun." dedi Kaya.
"Dylan'la kafayı bozmuş. O günden beri böyle işte. Bulalım şu çocuğu." dediğinde gözlerimin içi parladı. Kaya,Dylan'ın dönüşünü isteyen tek kişiydi.
"Ben bile unuttum ne olduğunu amına koyayım. Kavga eden biz değil miydik?" Ki Hong da haklıydı bi açıdan,çünkü onlardı kavga eden taraf.
"Kin tutamıyorsun zaten Ki,sus lütfen." Kaya'nın cümlesiyle bu konuşmanın sonlandığını anladım ve aşağı indim.
"Selam dünyanın en güzel kadını,ve selam Ki!" dediğimde Kaya'nın gülümsemesi büyüdü. Onu mutlu etmeyi seviyordum,hep yanımdaydı ve hakkını ödeyemezdim. Asla.
"Biz "günaydın" deriz,bilmem bilir misin Thomas?" gözlerimi devirdim. Ona iltifat etmeyişim zoruna gitmiş olmalıydı.
Merdiveni tamamen indim ve Kaya'nın yanağına küçük bir öpücük kondurdum. "Aşk böceği mi oldun Thomascım?" gülümsedim.
"Açıktım,bişeyler var mı?"
Selamm!! Yorum yapmayı ve Vote atmayı unutmayın lütfen <3
YOU ARE READING
Why'd only call me when high?
FanfictionBıkkınlıkla açtım yine telefonu, "Dostum. Anla artık,ben Rose değilim." derin bir nefes aldı. "Ama numara onun." Ah,tekrar başa dönmüştük. "Evet. İki aydır sana açıklamaya çalışıyorum. Artık onun değil,okey?" dediğimde tekrar nefes aldı. Titrek bir...
