Bir şey demeyip suratıma baktığında ciddileşip ayağa kalktım. Pusat da ayağa kalktığında konuşmaya başlamıştım.

"Gideceğim Pusat. Kendi ayaklarımla dediği gibi."

Elini yumruk yaptığında konuşmaya başlamıştı.

"GİTMİYORSUN DEDİĞİMİ HATIRLIYORUM."

"Konuştuk bunları. En başından beri söylüyorum. Benim yüzümden birinize bir şey olursa giderim dedim.
Lavin ile bir işi yok oraya gittiğim gibi bırakacağına eminim."

Burnumun dibine kadar girdiğinde çok sinirlendiğini biliyordum. Aslında benim için en zoru onu bırakmak olacaktı bunu da biliyordum.

"Gitmiyorsun dedim Gazel. O şerefsize kendi ayaklarınla gidemezsin. Ne zamandır plan yapıyordur gidersen kolay kolay bulamam seni. Buna izin vermem."

"Gideceğim."

"O şerefsizin sana ne yapacağı belli değil. Seni bırakacağımı mı zannediyorsun. Olmaz unut bunu."

Ağlayarak kapıya doğru yürüdüğümde açamadan kolumdan tutmuştu.

"Ya gideceğim dedim. Sana ne oluyor. Yardım istedim yardım ettin. Şimdi de gitmek istiyorum diyorum beni burada zorla tutamazsın."

"Savaşımı buldum dediğimde ciddiydim Gazel. Koruyacağım dedim koruyacağım."

Dediği anda beni omzuna aldığında çırpınsamda fayda etmiyordu tabiki.

"Zorbalık yapma Pusat. Gideceğim diyorum ne karışıyorsun."

"Konu sensen karışırım."

"O ne demek şimdi."

Bir şey demediğinde Yaman ve Ecevit'in kapısında nöbet tuttuğu odaya Yamanların Pusat'a belli etmeden sırıtmaları eşliğinde girip yere bırakmıştı beni. Kapıdan çıkmadan öncede son sözlerini söylemişti.

"Bunu yapmak zorundayım. Seni durduramayacağım yoksa."

Çıkıp kapıyı kilitlediğinde ağlayarak yumruk atıyordum.

"Lavin'i orada yalnız bırakamam. Yapma böyle Pusat. O benim gibi değil çok korkmuştur."

Kapının önünde diz çöktüğümde ağlamaya devam ediyordum.

"Benim yüzümden orda o kız. Benim için herşeyi yapacağını söyleyen kız benim yüzümden belki de neler çekiyor. Tek sebebi benim. Buraya gelmesem benden haberiniz bile olmayacaktı istediğimi yaparım. Çıkartın beni bu odadan."

Anlamıyorlardı bende gitmek istemiyordum ama kardeşim dediğim insan için buna mecburdum. Pusat Gencer'den güçlü olabilirdi ama bizim tehlikeye atamayacaklarımız vardı. Gencer'in bunu düşündüğü tek kişi bendim. Kardeşini bile düşünmezdi o yavşak. Bir şeyle tehdit edemezdik. Bana zarar vermeyeceklerini biliyordu, blöf yapsak yemezdi. Tek çarem oraya gitmekti. Ben bir şekilde kaçacaktım buradan zaten ama odalara kapatılmadan erkenden gitmek istediğim için söylemiştim Pusat'a.

Arkamda kimseyi bırakmak istemesemde, o pislikten ölesiye korksamda mecburdum. Orada olan kız bunu benim için gözünü kırpmadan yapardı çünkü.

Olduğum yerde uyuya kaldığımı her yerim tutulmuş bir şekilde ayağa kalkmaya çalıştığımda anlamıştım.
Ayağa kalktığımda kapı da beraberinde açılmıştı. Karşımda Pusat'ı gördüğümde bir şey demeden suratına bakmaya başladım.

Bir iki adımda yanıma adımladığında konuşmaya başladı.

"Bana kızgınsın biliyorum. Ama bu yaptıklarım senin için."

Özgürlüğe DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin